Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Nazar Nedir? Dinimizde Nazarın Yeri
www.arsivbelge.com
Nazar Nedir? Dinimizde Nazarın Yeri dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Nazar Nedir? Dinimizde Nazarın Yeri başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Nazar Hakkında Bilgi ve Dinimizde Nazarın Yeri

 Pek çoğumuzun bilmediği, pek çoğumuzun da varlığına cahilce itiraz ettiği bir tehlikeyi anlatmak istiyorum. Bu tehlike emin olunuz ki, bugün ruhsal ve manevi rahatsızlık hisseden ve bunu doktor doktor gezip tedaviye gayret sarfeden fakat bu konuda en ufak bir mesafe bile alamayan insanlarımızın rahatsızlığının baş nedenidir. Yalnız müslümanlar arasında değil, gayrimüslimler arasında da nazar (göz değmesi) inancı vardır. Nazar bir elektriktir, bir frekanstır, bir kötü enerjidir. Bakışta önemli olan ilk bakıştır. Ona göre nazara karşı paratoner önlemler alınmalıdır.

Günümüze kadar ilim adamları nazar değmesini araştırmışlar, böyle bir olayın vuku bulduğunu kabul etmişler; fakat bu olayın nasıl meydana geldiğini anlayamamışlardır. Yani nazar (göz değmesi) olayı gerçekten vardır, fakat bu nasıl meydana gelmektedir? İşte ilim adamları bunu keşfedememişlerdir:
Ancak bugün tekniğin gelişmesi ile asrın mucizesi olarak kabul edilen bioenerji ilmi sayesinde bu olay kanıtlanmış ve insanların gözlerini çok etkili morötesi ve kızılötesi ışınlar yaydığı, bu olayın da insanlar ve diğer varlıklar üzerinde büyük ölçüde tahribata neden olduğu anlaşılmıştır.
İşte bu ışınlar insan makinesinin düzeni olarak kabul edilen "Bioritm"i yani insanın biyolojikdengesini bozmakta ve insanlarda bitkinliğe, halsizliğe, hastalığa, hatta zayıf bünyeli insanlarda ölüme bile neden olmaktadır.
Yapılan araştırmalar neticesinde görülen bir diğer gerçek de; bu ışınların doz ve oranının insanların KIZGIN, SİNİRLİ, HEYECANLI ve KISKANÇ anlarında daha da arttığı ve tahrip gücünün yükseldiğidir. Bu güç, renkli gözlü insanlarda diğer göz renklerine sahip insanlara nazaran daha artmakta ve tehlikeli olmaktadır.

Bazı insanların çok beğendikleri insanlara veya mallara, bakışlarıyla ve sözleriyle zarar verdikleri tarih boyunca görülmüş bir gerçektir. Siz de kendi hayatınızda, durup dururuken bardağınızın kırıldığına, vazonuzun veya aynanızın çatladığına, yeni aldığınız ve üzerine titrediğiniz bir eşyanın durup dururken bozulduğuna şahit olmuşsunuzdur. Veyahut da kendinizi çok sıhhatli ve zinde hissettiğiniz bir anınızda birderbire halsizleşip, sebepsiz bir yere hastalandığınız olmuştur. Tüm bu olayların nedeni ve sebebini bilmediğimiz nazar olayıdır. İşte bu nedenle islam alimleri Kur'an-ı Kerim'den aldıkları ilhamla nazar değmesi olayını kabul etmişler, nazardan korunmak için kökü ayet ve hadislere dayanan bazı silahlar tavsiye etmişlerdir. Nazar olayının varlığını Peygambere (S.A.V) haset ederek, ona göz değdirmeye çalışanların olduğunu haber veren Kalem Suresi'nin 51. Ayet'inden anlıyoruz

"Doğrusu o kafirler Kur'an'ı işittikleri vakit az kalsın, gözleriyle yiyeceklerdir. Hala da senin için Muhakkak ki o bir mecnundur' diyorlar. “
Kafirler bu sure ile bundan önce Kur'an'ı ilk işittikleri zaman onu nazım ve manasıyla belegatının yüksekliğini, Peygamberin (S.A.V) O'na mazhariyetini son derece kıskanmış, bütün kötülük ve kıskançlık dolu bakışlarını ona dikerek ve onu yiyecekmiş gibi bakarak yok etmeye çalışmışlardır. İşte onun üzerine bu Ayet-i Kerime nazil olmuş ve Peygamber'i (S.A.V) bu kötü durumdan haberdar ederek onlara karşı tedbir almasını sağlamıştır.

Dinimizde Nazarın Yeri

Efendimiz’in (a.s.m.) “Nazar haktır kader ile yarışan bir şey olsaydı nazar değme işi yarışıp onu geçerdi (kaderi değiştirirdi)” dediği nazarın tesirini yaratan Cenab-ı Hak’tır. Her türlü derdi verirken meşru olarak dermanını da yaratan Cenab-ı Hak nazardan kurtulmanın yollarını Efendimiz’in (a.s.m.) uygulamaları ile göstermiştir.
İnsanı tesir altına alan hasta eden bazı vakalar vardır ki tıp ilmi bunlar için kesin teşhise varamamıştır. Gerçek sebebi hakkında da açık bir bilgi verememektedir. İşte bunlardan birisi de “nazar etme” “göz değme”dir. Nazarın gerçek olduğu nazar edilen kimsenin hastalanmasına hatta ölümüne sebep olduğu da bilinen ve kabul edilen bir hakikattir.
Nazarın gerçek olduğunu ve insanın kaderiyle yakından alakasının bulunduğunu ifade eden Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmaktadır: “Nazar haktır kader ile yarışan bir şey olsaydı nazar değme işi yarışıp onu geçerdi (kaderi değiştirirdi).” (Müslim Selâm: 42; İbni Mâce Tıb: 3)
Nazarın kaderle her ne kadar alakası varsa da onun tesirini yaratan yine Cenab-ı Hak’tır. Yoksa bizzat nazar eden kişi o hadiseyi meydana getirmiş değildir. Nazarı keskin olan kimse bir şeye baktığı anda Cenab-ı Hak o şeyde zararı yaratmaktadır. Çünkü iyiliği de kötülüğü de yaratanAllah ’tır. Allah’ın iradesi dışında hiçbir şey meydana gelmez.
Nazar etmenin ölümü kişinin helak olmasını netice veren cihetini Peygamberimiz’den (a.s.m.) öğreniyoruz. Câbir bin Abdullah’ın rivayet ettiği hadiste şöyle buyurulmaktadır: “Göz değmesi haktır. Deveyi kazana insanı da kabre girdirir.” (Keşfü’l-Hafâ 2: 76)

Böylece nazara uğrayan deve nasıl ki ölüp eti tencereye konuyorsa aynı şekilde nazar edilen kişi de hayatından olup mezara girebilmektedir. Hadis-i şeriften nazarın tesirinin yalnız insana bağlı kalmadığı bütün canlılara hatta insanın dikkatini çeken her türlü şeye de zarar verebildiği anlaşılmaktadır.

Nazara karşı ne yapmalı?
Asr-ı Saadet’te geçen nazarla ilgili bir hadiseden müminin beğendiği bir şey karşısında nasıl davranması neler söylemesi gerektiği nazar etmenin din kardeşini öldürme sayılacağı nazara uğrayan ve nazar eden kimsenin neler yapması gerektiği hususunda geniş bilgiler çıkarmak mümkündür.
Sahabilerden Amr bin Rebia Sehl bin Huneyf’i yıkanırken görür nazar eder. Sehl çarpılmış gibi yere yıkılır. Alıp Peygamberimiz’in (a.s.m.) bulunduğu yere götürürler. Durumu öğrenen Peygamberimiz “Kimden şüphe ediyorsunuz?” diye sorar. Sahabiler Amr bin Rebia’nın ismini verirler. Bunun üzerine Peygamberimiz Amr’ı azarlayarak “Sizden biriniz neden din kardeşini öldürüyor? Biriniz kardeşinde beğendiği hoşuna gittiği bir şey gördüğü zaman ona mübarek olması için dua etsin (Maşaallah Barekallah gibi sözler söylesin)” buyurur.
Daha sonra Peygamberimiz bir miktar su ister ve nazar eden Amr’ın abdest almasını emreder. (İbni Mâce Tıb: 32 Müsned 3: 447)
Bir nevi abdest olan bu tatbikatı fıkıh âlimlerimiz şöyle tarif ederler: Bir kabın içine su konur. Nazar eden kimse bir avuç alır ağzını çalkalar suyu kabın içine püskürtür. Sonra aynı sudan alarak yüzünü yıkar sonra sol eliyle su alarak sağ elini yıkar sağ eliyle de alarak sol elini bileklere kadar yıkar. Daha sonra sağ ve sol dirseklerini yıkar. Sonra dirseği ve omuzu arasını yıkar. Sonra ayaklarını sağ ve sol dizini yıkar. Elini ve ayaklarını yıkarken kolunu ve dizinden aşağısını yıkamaz. Daha sonra sağ böğrünü aşağı doğru yıkar. Bütün bu organlarını yıkadıktan sonra su aynı kapta biriktirilir. Nazar eden kişi bu işi tamamladıktan sonra su kabını alarak nazar ettiği şahsın arkasında durup başına döker. (Nevevî Şerh-u Sahih-i Müslim 14: 172-173.)
Kullanılan bu su pis sayılmamaktadır. Bunu Peygamberimiz’in (a.s.m.) bizzat kendi tatbikatından anlamaktayız.
Peygamberimizin kısaca tarif ettiği ve âlimler tarafından da genişçe izah edilen bu yıkamanın bilinmeyen pek çok hikmeti şüphesiz vardır. En azından nazar şüphesini gidermek için bu sünneti yapmak gerekir. Bu yıkama ve dökme işi sahabiler tarafından da zaman zaman tatbik edilmiştir.
Bu iş yapıldıktan sonra nazar eden kimse bereket duasında bulunarak “Maşaallah La kuvvete illâ billah” derse meydana gelebilecek zararı ’ın gidereceği bildirilmektedir. Zaten bu yıkama işinin yapılması bir nevi fiilî duadır. Tesir ve şifa ise ’tan beklenmelidir.

Nazara karşı dua
Nazardan ve ondan gelebilecek şerden ’a sığınmalıdır. Hz. Âişe’den öğrendiğimize göre Peygamberimiz ona göz değmesine karşı rukye yapmasını (dua okumasını) emretmiştir. (İbni Mâce Tıb: 34)
Başka bir hadiste “Nazardan ’a sığınınız” (İbni Mâce Tıb: 32) buyurularak şifayı ’tan istememiz tavsiye edilmektedir.
Peygamberimiz’in (s.a.v.) göz değmesi karşısında ondan korunmak için hangi duaları okuduğunu ve neler yaptığını Ebû Said el-Hudrî (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
“Resulullah (a.s.m.) (Cinlerin ve insanların nazarından ’a sığınırım gibi dualarla) cinlerin nazarından sonra da insanların nazarından ’a iltica ederdi. Sonra Muavvizetân (Felak ve Nas Sureleri) inince bu surelere devam etti. Diğer duaları terk etti.” (İbni Mâce Tıb: 34)
Şu halde nazar eden ve zarar verenler yalnız insanlar değildir. Aynı zamanda cinler de nazar edip insana zarar vermektedir. “Cinlerin nazarı oktan daha süratli geçer” diyen bazı âlimler göz değmesini cinlerin çarpması ve nazar etmesi manasında da anlamaktadırlar.

Batıl yollara sapmamalı
Peygamberimiz’in (a.s.m.) tatbik ve tavsiye ettiği manevî ilaçlardan başka yollara başvurup şifa aramak mümine yakışmaz. Cahiliye devrinde Araplar bazı hastalıklardan dolayı boyunlarına ve kollarına çeşitli âlet ve boncuklar takarlardı. Deva ve şifayı da o taktıkları şeylerden beklerlerdi. Şirk kokan inancına uymayan bu nevi işleri şiddetle yasaklayan Peygamberimiz “Kim bir şey takarsa bütün işleri o taktığı şeye teslim edilir” (Tirmizi Tıb: 24) buyurmuştur. Böylece takılan o şeyin bir fayda vermeyeceği ayrıca kişinin bütün ümidini bizzat ona bağlamasıyla da inancına zarar geleceği anlaşılmış oluyor.
Nazardan korunmak için manası bilinmeyen bazı muskalar yazıp kullanmak veya “nazar boncukları” takmak İslam inancına uymayan batıl âdetlerdir. Bu gibi şeyleri insanın takınması caiz olmadığı gibi bir hayvana veya bir eşya üzerine takmak da aynı şekilde meşru değildir. Peygamberimizin haram saydığı bazı şeyler arasında nazarlık takınmak da sayılmaktadır. (Neseî Zînet: 17)
Bu işlere benzeyen ve halk arasında mum eritmek kurşun dökmek veya ot yakıp hastanın başının üzerinde gezdirmek gibi hiçbir manası olmayan tatbikatlara tevessül etmemek lazımdır. Çünkü Cenab-ı Hak her türlü derdi verirken meşru olarak dermanını da yaratmıştır. Mümin ölçü olarak sünneti almalı o çizgiden çıkmamaya çalışmalıdır. İstikamet ancak bu yolla mümkündür.


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
insan iradesi ve kader(5366)

Dinimizde İyiliği Emretme - Kötülükten Alıkoyma(5359)

Alay Etmek Hakkında(5354)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!