Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Demir - Çelik Sektörü
www.arsivbelge.com
Demir - Çelik Sektörü dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Demir - Çelik Sektörü başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ

Demir çelik sektörü; demir cevherinin yer altından çıkartılması, konsantrasyonundan başlamak üzere demir ve çeliğin çeşitli yöntemlerle üretimlerini, demir ve çeliği dökme, dövme, haddeleme, çekme ve benzeri yollar ile üreten bir sektördür. Ülkemizde ilk demir çelik sanayii kuruluş çalışmalarına 1925 yılında Kırıkkale‘de Askeri Fabrikalar Müdürlüğü‘ne bağlı olarak başlanılmıştır. Bu fabrika her türlü takım çelikleri, makina yapı çelikleri ve az miktarda inşaat demirleri üretmeye başlamıştır. Pek çok sanayi dalında olduğu gibi, demir çelik sanayiinin temel alt yapısı da bu dönemde oluşturulmuştur. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sonrasında ulusal bir demir çelik sanayiine duyulan şiddetli ihtiyacın sonucu olarak, yurdumuzda demir ve çelik sanayiinin yapısal temeli, 26 Mart 1926 tarihli Resmi Gazete‘de yayınlanan "Demir Sanayiinin Tesisine Dair 786 Sayılı Kanun" ile atılmıştır.

1935 yılında Atatürk‘ün genç cumhuriyetimizi sanayileştirme atağının bir parçası olarak Sümerbank‘a bağlı  Karabük Demir Çelik Fabrikaları(KARDEMİR) kurulmuştur. İlk ağır demir çelik sanayi tesisi, maden kömürü havzasına yakın oluşu, demiryolu güzergahına yakın olması ve jeopolitik bakımdan elverişli durumda bulunması nedeniyle, 3 Nisan 1937‘de Karabük‘te kurulmuş ve işletme üniteleri, 1 Haziran 1939 yılından itibaren, 150.000 ton çelik üretim kapasitesi ile faaliyete geçmiştir.1955 yılında kurulan TDÇİ Genel Müdürlüğü‘ne Divriği madenleri de bağlanarak KARDEMİR‘in gelişmesi sağlanmış,1975 yılında İskenderun Demir Çelik Fabrikaları‘nın da faaliyete geçmesi ile ülkemizin entegre demir çelik sanayisi tamamlanmıştır. Ayrıca TDÇİ ye bağlı olmayan ve yassı ürün üretmesi planlanan ERDEMİR‘de 1960 yılında kurulmuştur.    

Dünyada ülkelerin gelişmişliğinin en önemli göstergelerinden biri kişi başına tüketilen demir çelik miktarıdır. Demir çelik sektörü 90‘lı yıllara kadar ülkemizde büyük gelişmeler göstermiştir. 1998 yıllında Türkiye, dünyada demir çelik üretiminde 16.sırada iken aynı tarihte kişi başına demir çelik tüketimi 196 kg/kişidir. OECD ülkelerinde ise bu rakam 420 kg/kişi dir.     

Türkiye 1939 yılında 140.000 ton/yıl ile başlayan demir çelik üretimini 1999 yılında 14 milyon ton/yıl üretime taşıyarak büyük bir kalkınma sağlamıştır. Bu süreç içinde birçok sanayii kolunun gelişmesine,inşaat sektörünün bugün ki noktasına gelmesine, 40.000‘e yaklaşan insanımıza iş olanağı sağlamasıyla özellikle ağır sanayiinin ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman yetiştirilmesine,demir madenciliğinin gelişmesine öncülük etmiş ve bu bağlamda demir çelik dev bir sektör haline gelmiştir.

Bu konjonktür içerisinde; yanlış devlet politikaları ve özelleştirme kapsamında, ülkemizin en büyük KİT‘lerinden olan TDÇİ işlevsiz kılınmış, KARDEMİR, İSDEMİR ve DİVHAN gibi kuruluşlar gözden çıkarılmıştır. Hiçbir iyileştirme, bakım ve modernizasyon yapılmayan fabrikalar üvey evlat muamelesi görmüştür.1995 yılında KARDEMİR siyasi otorite tarafından özelleştirilmiş, İSDEMİR‘in 2000 yılının ikinci yarısında ERDEMİR‘e devri yapılmış ve DİVHAN ürettiği cevheri satamaz durumda bırakılırken Genel Müdürlük bir borç batağında fonksiyonsuz bırakılmıştır.          

Günümüzde bu tesislerde birçok müteahhit ve taşeron firma çalıştırılırken, cevher arama çalışmalarının yapılmaması nedeniyle Türkiye demir cevheri rezervleri 10 yıl içinde tükenebilecek konuma getirilmiştir. Özellikle Divriği, Hekimhan ve Attepe‘de 20 yıllık ihtiyacımızı karşılayabilecek demir rezervimiz bulunmasına rağmen Avustralya‘dan demir cevheri, Avrupa‘dan da hurda malzeme, gemilerle limanlarımıza sevk edilmektedir. Karabük, İskenderun, Divriği ve Hekimhan‘da yerleşimin ve sanayiinin tamamı demir çelik sanayiine endeksli iken, bu yerleşkelerimiz zaman içinde kendi kaderlerine terk edilmiştir.        

Ülkelerin gelişimi ancak ulusal sanayilerin kurulması ve geliştirilmesi ile sağlanabilir. Ulusal sanayisi bulunmayan ülkeler dışa bağımlı olmaya ve geri kalmışlığa mahkumdur. Özelleştirme politikaları ile gözden çıkartılan ulusal sanayiimizin can damarlarından biri olan demir çelik sanayiimiz, bu kalkınmayı sağlayabilecek altyapı, potansiyel ve nitelikli işgücüne sahiptir.

DÜNYA‘DA ve TÜRKİYE‘DE DEMİR MADENCİLİĞİ

Dünyada demir cevheri rezervleri, birçok bölge ve ülkelere dağılmış olarak büyüklü küçüklü rezervler halinde bulunur. Dünyada ekonomik değeri olan demir cevheri rezervleri hakkında bilgiler "Mineral Facts and Problems" 1995 yılı baskısında belirtilmiştir. Bu kaynakta belirtilen rezervlerden 151 milyar tonu ekonomik , 206 milyar tonu yarı ekonomik rezervlerdir. Toplam dünya rezervi ise 357 milyar tona ulaşmaktadır. Bu miktar rezerv 1,02 milyar ton civarında olan dünya demir cevheri üretimi göz önüne alındığında yaklaşık 350 yıllık üretim ömrüne karşılık gelmektedir.

Bu rezerv ortalama ve yaklaşık % 48 Fe tenörlü demir cevherinden oluşmakta ve 170 milyar ton demir metali içermektedir. Ekonomik ve yarı ekonomik rezervler dışında 270 milyar ton potansiyel rezerv olduğu tahmin edilmektedir. Bazı ülkelerde potansiyel rezervler için çok fazla deyimi kullanılmakta ve bu durum ilerideki yıllarda aramaya yönelik çalışmalarla dünya demir cevheri rezervlerinin artacağını göstermektedir.

Yukarıda verilen tahmini rezervler, mevcut bilgilere dayanmaktadır. Kaynaklar üzerinde araştırmalar geliştikçe rezervlerde değişiklik olacaktır. Dünyanın bundan sonra içinde bulunduğu ekonomik şartlarda rezerv klasifikasyonunda değişikliklere sebep olacaktır. Bugün ekonomik olarak "rezerv" dediğimiz kaynak, yarınki şartlar içerisinde rezerv olarak itibar edilmeyebilecek veya tersi olabilecektir.

Bununla birlikte, dünya demir cevheri rezervleri bakımından önümüzdeki 100 yıl içinde ciddi sıkıntılar olmayacaktır. Potansiyel rezervler, kullanılabilir duruma getirilerek yeni teknikler geliştirilecektir. Diğer taraftan arama ve geliştirme çalışmalarına büyük önem verilmektedir.

Türkiye Cumhuriyetinin ilk dönemlerinde demir cevheri üretimi, Karabük Demir Çelik Fabrikaları‘nın kurulmasıyla başlamıştır. Divriği Demir yatakları MTA Enstitüsü tarafından 1937 yılında bulunmuş ve 1938 yılından itibaren üretime geçilmiştir. Bu tarihten sonra demir cevheri üretimi, demir ve çelik tesislerinin gereksinimine paralel olarak artmış, günümüze kadar bu tesislerin hammadde gereksinimlerinin büyük bir bölümünü karşılamıştır.

Türkiye‘de bugüne değin yaklaşık 900 adet demir oluşumu saptanmış, bunlardan ekonomik olabileceği düşünülen 500 kadarının etüdü yapılmıştır. Ülkemizde entegre demir çelik tesislerinde kullanılabilecek özellikteki demir cevheri rezervleri Sivas-Erzincan, Kayseri-Adana, Malatya, Kırşehir-Ankara ve Balıkesir bölgelerinde yer almaktadır. Günümüzde, entegre demir çelik fabrikalarında kullanılabilir ve ortalama demir tenörü % 55 Fe civarında olan yataklardan devlet ve özel sektör tarafından yılda yaklaşık 5 milyon ton üretim gerçekleştirilmektedir. Demir cevheri üretimimizin yaklaşık 2 milyon tonu DİVHAN AŞ‘nin sahip olduğu tesislerde zenginleştirilmekte, bu tesislerde yılda yaklaşık 1 milyon ton civarında pelet, 700.000 ton sinterlik konsantre ve ayrıca C-Plaseri ve B-Kafa tozlarından da 300.000 ton sinterlik konsantre üretilmektedir.

Türkiye‘nin ilk demir cevheri zenginleştirme tesisi olan Divriği Konsantrasyon tesisi 1985 yılında devreye girmiştir. 1986 yılında da aynı yerde pelet tesisi üretime başlamıştır. Bu tesislerde 1985 yılından bu yana yaklaşık % 55-56 Fe tenörlü manyetit cevheri zenginleştirilerek, sinter tesisleri için % 63 Fe tenörlü sinterlik konsantre, yüksek fırınlar içinde % 67 Fe tenörlü pelet üretilmektedir. 1985 yılından 1998 yılı sonuna kadar 7.053.000 ton sinterlik konsantre, 11.590.000 ton pelet üretilmiştir.

Türkiye demir cevheri üretimi 1998 yılında 4.900.000 ton, 1999 yılında 4.300.000 ton, 2000 yılında da 3.900.000 ton olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu üretimlerde TDÇİ uhdesindeki sahalardan yapılan cevher üretimlerinin 1998 yılındaki payı % 46, 1999 yılındaki payı % 38 ve 2000 yılındaki payı % 28,5 olmuştur.

Ülkemizdeki üç entegre Demir Çelik Fabrikasının 2000-2005 yılları arasında yer alan 8. Beş Yıllık Kalkınma Planındaki üretim ve tüketim projeksiyonlarına göre yıllık ortalama 5,84 milyon ton sıvı ham demir (SHD) olmak üzere 5 yılda toplam 29,2 milyon ton SHD üretimine karşılık toplam demir cevheri ihtiyaçları ortalama 9,73 milyon ton demir cevheri olmak üzere 5 yılda toplam 48,6 milyon ton civarında bulunmaktadır. Demir cevheri ihtiyaçlarının yılda ortalama 4,66 milyon ton olmak üzere 5 yılda toplam 23,3 milyon tonu yurt içinden, yılda ortalama 5.06 milyon ton olmak üzere 5 yılda toplam 25,3 milyon tonu ise ithalatla karşılanacaktır. Böylece ihtiyacın % 48‘i yurt içi kaynaklardan, % 52‘si ithal yoluyla karşılanmış olacaktır.

Karabük, Ereğli ve İskenderun Demir çelik Fabrikaları öncelikle ülkemizdeki yurt içi kaynakları kullanmak üzere kurulmuştur. 1980 yılından itibaren TDÇİ Genel Müdürlüğü tarafından alınan önlemler ve uygulamaya konulan tedbirlerle yurt içi kaynaklı yıllık 1.500.000 ton demir cevheri üretimi 5 milyon ton seviyelerine çıkmıştır. Bu tesisler uzun yıllar hammadde ihtiyaçlarını yurt içi kaynaklardan karşılamış olmalarına rağmen demir çelik tesislerinde yapılan iyileştirmeler sonucu kapasite artışları gerçekleştirilmiş, esasen işletilebilir demir cevheri rezervleri bakımından zengin olmayan ülkemizde yurt içi demir madenciliğine etüt ve arama bazında yatırım yapılmadığı için bu tesislerin hammadde ihtiyaçları yerli kaynaklardan kalite, miktar ve fiyat olarak karşılanamayacak duruma getirilmiştir.

 

KÜRESELLEŞME ve ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARI DOĞRULTUSUNDA DÜNYA‘DA ve TÜRKİYE‘DE DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜNÜN DURUMU

Ekonomik ve siyasi anlamda sürekli bir değişim ve yeniden yapılanma süreci içinde olan dünyada, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde demir çelik sektörünün özel bir konumu vardır. Demir çeliksiz kalkınma veya sanayileşme söz konusu olmamaktadır. Bir ülkenin dengeli ve istikrarlı sanayi ve ekonomiye sahip olabilmesi demir çelik sanayiinin gücü ile orantılı bulunmaktadır. Ekonomik kalkınma açısından çok önemli olan demir çelik sektörünün üretim ve tüketim büyüklükleri sanayileşmenin temel göstergeleri arasında yer almakta, kişi başına tüketilen çelik, tüketim içindeki yassı çelik oranı ülkelerin gelişmişlik kriterleri olarak kabul edilmektedir.

80‘li yılların sonlarına doğru Dünya‘da demir çeliğin yerine plastikten ve alimunyimdan yapılan malzemelerin kullanılacağı düşüncesi hakim olmaya başlamıştır. Bu durumun gerçekleşmesi halinde ise demir çelik sektöründe krizli yılların başlayacağı kabul edilmeye başlanmış ve 90‘lı yılların ortalarına doğru gelişmeler bu varsayımların yanlış olduğunu göstermiş ve demir çelik sektörünün gelişimi devam etmiştir.

Günümüzde demir çelik sektörünün Dünya çapında köklü bir değişikliğe sahne olduğunu görüyoruz. Pazar daha global ve rekabetçi bir konuma ulaşıyor. Dünyanın önde gelen demir çelik şirketleri küçük şirketlere ayrılarak yassı, teneke, kaplamalı, paslanmaz vb.

45 nolu resim

ürünlerde ihtisaslaşma yoluna gidiyorlar. 70‘li yıllarda tüm dünyada uygulanan globalleşme-yeni dünya düzeni çerçevesinde endüstride ulusal sınırların önemi oldukça azalıyor. Şirket evlilikleri ve ortaklıklar yaygınlaşarak uluslararası bir boyut alıyor. Finans kuruluşları da ülke gözetmeksizin cazip yatırım projelerine fon aktarımını teşvik edecek şekilde globalleşiyor.

1996 yılında Helsinki‘de yapılan dünya çelik zirvesinde, demir çelik endüstrisini 21.yüzyıla taşıyacak olan yeni hedefler belirlenmiştir. Bu zirvede çeliğin vazgeçilmez üstünlüğünden yararlanarak yeni pazarların geliştirilmesi, kamuoyu nezninde yeni çelik imajının yaratılması ve çeliğin çevre dostu özelliğinin tanıtılması kararlaştırılmıştır.

1998 yılı dünya çelik üretimi 774,4 milyon ton olup, Çin 114 milyon tonluk üretimi ile ülke bazında ilk sırada yer almıştır. Dünya çelik üretiminin 1997 yılında 798,7 milyon ton 1996 yılında 749,3 milyon ton olduğu bilinmektedir.

1980 yılında 2,5 milyon ton çelik üretimi ile dünyada 33. sırada yer alan Türkiye, 1996 yılı dünya çelik üretiminde, 13,4 milyon ton ile 14. sırada yer almıştır. Ülkemizde 6.Beş Yıllık Plan dönemi sonunda (1994‘de) 12 milyon ton, 2000 yılında da 17-18 milyon ton çelik üretimi hedeflenmiş ve bu hedeflere ulaşılmıştır. Çizelge 3.12.1‘de kişi başına çelik üretim/tüketim değerleri verilmiştir.

 Çizelge 3.12.1                   1985    1990     1995     1996      1997      1998

ÜRETİM (KG/KİŞİ)             79        166        203        208        227        232

TÜKETİM (KG/KİŞİ)           87        119        156        166        184        196

Türkiye ortalamaları, üretimde de, tüketimde de AB ortalamalarının yaklaşık yarısı kadardır. Türkiye‘de yüksek fırına dayalı üretim yapan üç entegre tesis ile elektrikli ark ocaklarına (EAO) dayalı 19 tesis bulunmaktadır.

TÜRKİYE DEMİR MADENCİLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK ÖNLEMLER

İTHAL CEVHER YERİNE YERLİ CEVHERLER KULLANILMALIDIR.

1999 yılı Türkiye Sıvı Ham Demir (SHD) üretiminin 4.978.000 tonu entegre tesislerden, 9.170.817 tonu ise Ark Ocaklı Tesislerden gerçekleştirilmiştir. 1999 yılı Türkiye demir çelik ürünleri ihracatı 7.019.552 ton olup bunun da değeri 1.463.286.000 $‘dır. Aynı yılda yaklaşık 4.595.585 ton demir çelik ithalatı gerçekleştirilmiş olup değeri 1.279.561.000 $ dolaylarındadır. Bu ithalatın 2.454.244 tonunu yassı ürünler oluşturmuştur.

Hızla sanayileşen ülkemizde sanayiimizin lokomotif sektörü olan demir çelik sanayiinin geliştirilmesi ve özellikle yassı ürünler ve hurda ithalatının minimize edilmesine yönelik tesis yatırımlarının gerçekleştirilmesi ve bu gelişmeye paralel olarak artacak olan demir cevheri ihtiyaçlarının da azami ölçüde ülke kaynaklarından karşılanması hususu ülke ekonomisi açısından hayati önem arz etmektedir.

1975 yılında İSDEMİR‘in işletmeye alınması ve ERDEMİR tevsiatlarının tamamlanmasını müteakip artan cevher talebini azami ölçüde  yurt içi kaynaklardan karşılaması, TDÇİ ve ERDEMİR üst yönetimlerince hedef alınmıştır. Bu itibarla; TDÇİ Genel Müdürlüğü yurt içi demir cevheri etüt ve rezerv aramalarına 1976 yılından itibaren gereken önemi vermiş ve kendi Etüt-Arama birimleri ve MTA Genel Müdürlüğü ile sürdürülmüş olan ortak proje uygulamaları sayesinde, ülke demir cevheri rezervine 70-80 milyon tona varan rezerv eklenmiştir. Tespit edilen ülke demir cevheri rezervinin 1980-1998 döneminde yaklaşık 80 milyon tonu ekonomik işletme yöntemleri ile üretilmiş ve demir çelik fabrikalarına taşınmıştır. Böylece 2 milyar $ dolayında ithal ikamesi ile yüksek düzeyde katma değer sağlanmıştır.

Ancak son yıllarda kaynak yetersizliği nedeniyle gerek TDÇİ, gerekse MTA Genel Müdürlüğü‘nce, ülke demir cevheri potansiyelini tamamen ortaya koyacak mahiyetteki, Etüt-Arama ve üretim faaliyetlerine yeterince hız verilememiştir. Hali hazırda yurt içi demir cevheri rezervi dikkate alındığında yıllık üretim miktarı; finansman, teknik donanım ve yatırım imkanlarının bir bütün halinde harekete geçirilmeyişi nedeniyle sınırlı kalmıştır.

8. Beş Yıllık Kalkınma Planı‘nda İSDEMİR, KARDEMİR ve ERDEMİR Fabrikalarında toplam olarak 29.200.000 ton sıvı ham demir üretimi gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Bu miktarda ki sıvı ham demir için 48.600.000 ton demir cevherine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu talebin 24.600.000 tonu yerli kaynaklardan 24.000.000 tonu ise ithalatla karşılanacağı düşünülmüştür. Aynı dönemdeki ithalat miktarı değeri ise; 650.000.000 $ civarında olacağı tahmin edilmektedir.

Çizelge 3.12.2 Türkiye işletilebilir  demir  cevheri  rezervi

 

REZERV (1000 TON)

TENÖR

İL VE İLÇESİ

GÖRÜNÜR

OLASI

TOPLAM

İŞLETİLEBİLİR

(%Fe)

Sivas- Divriği A Kafa

41.000

-

41.000

41.000

54

Sivas-Divriği B Kafa

10.000

-

10.000

10.000

56

Sivas-Divriği Dumluca

200

-

200

200

57

Sivas-Divriği Purunsur

100

1.800

1.900

100

55

Sivas-Divriği Taşlıktepe

60

300

360

60

62

Sivas-Divriği Otlukilise

1.420

1.000

2.420

1.300

54

Sivas-Kangal Çetinkaya

3.500

-

3.500

3.000

54

Adana-Feke Attepe

10.000

-

10.000

10.000

57

Kayseri-Karamadazı

800

1.000

1.800

300

51

Ankara-Bala-Kesikköprü

2.000

1.000

3.000

2.000

54

Balıkesir-Büyükeymir

3.690

5.400

9.090

340

53

Balıkesir-Samlı-Şamlı

684

257

941

543

58

Kayseri-Pınarbaşı-Tacın

70

100

170

70

51

Yahyalı-Karaçatı

9.480

15.000

24.480

2.500

54

Kayseri-Koruyeri

7.000

-

7.000

7.000

52

Adana-Yenigireği

40

100

140

40

57

Adana-Elmadağ

1.000

400

1.400

1.000

53

Kayseri-Ayıgediği

590

300

890

590

54

Adana-Uyuzpınar

236

-

236

236

58

Malatya-Hekimhan-Deveci

48.000

-

48.000

48.000

38

Sivas-Divriği-Ekinbaşı

9.700

2.300

12.000

8.000

55

TOPLAM

149.845

28.957

178.802

137.540

54

Kaynak : MTA (1997) ve TDÇİ (1999) kayıtları.

YERLİ CEVHER İLE İTHAL CEVHERLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

Ülkemizde yapılmış etüt ve araştırmalara göre Entegre Demir Çelik Fabrikalarının kullanabileceği demir cevheri rezervi 125 milyon ton civarında olup (ÇİZELGE- 3.12.2) ülkemizdeki sanayileşmeye öncülük eden Demir Çelik Fabrikaları  (KARDEMİR, İSDEMİR, ERDEMİR)  uzun yıllar demir cevheri ihtiyaçlarını yerli kaynaklardan karşılamışlardır. Ancak Türk Demir Cevheri Madenciliğinin 3213 sayılı Maden Kanunu gereği yıllık brüt kârının % 15‘i (Devlet Hakkı, Madencilik Fonu, Ruhsat Harçları) kadar vergi ile TCDD navlun fiyatlarının yüksekliği, SSK primi vb. vergilerle ithal cevherlerle maliyet açısından rekabet etmede güçlükler doğması sonucu ithal edilen demir cevheri miktarı her geçen gün artarak günümüzde 4 milyon ton seviyelerine çıkmış bulunmaktadır. Halen Entegre Demir Çelik Tesislerinin yıllık cevher ihtiyacı yaklaşık 9 milyon ton olup, bu miktarın 5 milyon tonu yerli kaynaklardan karşılanmaktadır.

ÇİZELGE - 3.12.4

 

 

İSDEMİR DEMİR CEVHERİ MALİYET TABLOSU (2001 YILI)

 

(01.01.2002) İTİBARİYLE

CİNSİ

FİRMA-OCAK ADI

TEKLİF EDİLEN MİKTAR

NEM

 

BAZ TENÖR

 

FOB FİYAT

 

PARÇA

Ton

 

%

% Fe

$/Fe

$/K.Ton

TL/Fe

 

TL/K.Ton

CVRD

100,00

7,50

63,00

0,3300

20,7900

469.260,00

29.563.380

FERTECO

100,00

7,50

63,00

0,3224

20,3112

458.452,80

28.882.526

 

 

 

 

 

 

 

 

ATTEPE

300.000

9,43

59,00

0,4068

15,0000

361.525,42

21.330.000

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TOZ CEVHER

CVRD

130.000

6,52

60,00

0,2663

15,9780

378.678,60

22.720.716

BHP

1.200.000

4,86

60,00

0,2456

14,7360

349.243,20

20.954.592

SAMİTRİ

125.000

4,50

60,00

0,2660

15,9600

378.252,00

22.695.120

FERTECO

600.000

6,52

60,00

0,2500

15,0000

355.500,00

21.330.000

SOCOMEX

1.200.000

4,50

60,00

0,2490

14,9400

354.078,00

21.244.680

 

 

 

 

 

 

 

 

ATTEPE

300.000

11,47

56,00

0,3571

15,0000

380.892,86

21.330.000

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

FİRMAOCAK ADI

NAVLUN FİYATI

SAİR MASRAF

 

NAVLUN + SAİR MASRAFLAR

 

İSDEMİR MALİYETİ

PARÇA

$/Y.Ton

$/K.Ton

Nem Farkı

$/K.Ton

$/K.Ton

$/K.Ton

TL/K.Ton

$/Fe

TL/Fe

CVRD

8,30000

3,7500

0,622

12,6725

33,4625

 

47.583.675

0,5312

755.296,43

FERTECO

11,0000

3,7500

0,825

15,5750

35,8862

 

51.030.176

0,5696

810.002,80

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ATTEPE

1,3235

1,0000

0,125

2,4483

17,4483

18,6313*

24.811.528

0,2957

420.534,38

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TOZ CEVHER

CVRD

7,7500

3,5000

0,505

11,7553

27,7333

 

39.436.752

0,4622

657.279,21

BHP

10,0000

3,5000

0,486

13,9860

28,7220

 

40.842.684

0,4787

680.711,40

SAMİTRİ

11,0000

3,5000

0,495

14,9950

30,9550

 

44.018.010

0,5159

733.633,50

FERTECO

11,0000

3,5000

0,717

15,2172

30,2172

 

42.968.858

0,5036

716.147,64

SOCOMEX

9,0000

3,5000

0,405

12,9050

27,8450

 

39.595.590

0,4641

659.926,50

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ATTEPE

1,3235

1,0000

0,151

2,4753

17,4753

18,7236*

24.849.922

0,3121

443.748,61

•-           1 ABD Doları : 1.422.000 TL.

•-           Masraflar (Liman, Gelir Vergisi, Madencilik Fonu, Banka, Sigorta, Gözetmen vb. masraflar) Parça Cevherde Ton Başına 3,75 $, Toz Cevherde 3,50 $ alınmıştır.

•-           2000-2001 Yılı İthal Cevher Teklifleridir.

•-           (*) Yerli Parça ve Toz Cevherlerin İthal Parça ve Toz Cevherlerin Tenörü Bazında Maliyeti.

Entegre Demir Çelik Fabrikalarına, demiryolu ile cevher taşımalarından dolayı TCDD‘na 26 milyon dolar gelir, ithal ikâmesi yaratılarak yılda 125 milyon dolar tasarruf sağlayan ve özellikle de önemli bir istihdam kaynağı olan Demir Cevheri Madenciliğinin yaşatılmasının; ülkemizin politik, sosyal ve ekonomik istikrar dönemine girdiği günümüzde, yukarıda belirtilen ve büyük önem arz eden ekonomik ve sosyal katkılarının ülkemiz ekonomisinin canlanmasında ve enflasyonun istenilen seviyelere çekilmesinde büyük faydalar sağlayacağı aşikârdır.

ERDEMİR ve İSDEMİR yetkililerinin yerli demir cevheri kullanmamaları konusunda ileri sürdükleri en önemli neden yerli demir cevheri fiyatının ithal demir cevheri fiyatından dünya piyasalarına göre oldukça yüksek olduğu noktasıdır. Ancak İSDEMİR ve ERDEMİR bu konuyu FOB bazda düşünmekte cevherin fabrika maliyetini göz ardı etmektedir. İthal cevherin deniz taşıma navlunu, sigorta, gümrük vergisi, madencilik fonu, liman, banka, gözetmen masrafları vb. giderlerinin de dikkate alınarak hesaplanan fabrika teslim maliyetinin göz önüne alınmasının en önemli husus olması gerekmektedir. Çünkü bütün özel ve kamu sektöründe işletmeler yıl sonu bilançolarını en son maliyetler dikkate alınarak düzenlenmektedir. 1 ton ithal cevherin İSDEMİR ve ERDEMİR‘e maliyeti ÇİZELGE-3.12.3‘de sunulmuştur.

ÇİZELGE - 3.12.3 1 TON İTHAL CEVHERİN İSDEMİR MALİYETİ

 

PARÇA $/TON

TOZ $/TON

1 - FOB Mal Bedeli

20,7900

15,9600

2 - Navlun

8,3000

11,0000

C & F

29,0900

26,9600

3 - Gümrük Vergisi (C & F x 1)

0,2909

0,2696

4 - Madencilik Fonu (C & F x 2,5)

0,7273

0,6740

5 - Sigorta (C & F x % 0,0098 + % 5)

0,0329

0,0305

   (CF x % 0,0098)

0,0285

0,0264

   Sözleşme gereği % 10 (CF x % 0,0098)

0,0029

0,0026

   Vergi % 5 (CF x % 0,0098 + % 10)

0,0016

0,0015

   Sigorta Matrahı

30,1740

27,9646

   Sigorta Matrahı x % 0,0098

0,0296

0,0274

   Sigorta Matrahı x 0,0098 + % 5

0,0015

0,0014

   Sigorta

0,0310

0,0288

Sigorta Poliçesi (CİF)

30,1392

27,9324

6 - Sair Masraflar

0,1700

0,1700

7 - Liman Masrafları

1,5000

1,5000

KDV MATRAHI

31,8092

29,6024

8 - Harç Muk. Karar Pulu (FOB x % 0,96)

0,1996

0,1436

9 - Akr. Küşat (FOB x % 0,3 + % 5 G.V.)

0,0655

0,0503

10- Kam. G.V. (FOB x % 0,1)

0,0208

0,0160

11- Muh. Ban. Kom. (FOB x % 0,3 + % 5 G.V.)

0,0655

0,0503

12- Gözetme

0,0200

0,0200

13- Mut. Bank. Kom. (FOB x % 3)

0,6237

0,4788

KDV‘siz Fiyat

32,8043

30,3613

KDV

5,5767

5,1614

İSDEMİR YAKLAŞIK MALİYETİ

38,3810

35,5227

NOT : İSDEMİR AŞ. nin 2000 yılı ithal cevher teklif fiyatlarıdır.

Ancak entegre demir çelik yetkililerince yerli cevher-ithal cevher fabrika maliyetlerinin analizi dolayısıyla bu konuda, bir mukayese yapılmamakta başka bir ifadeyle bu hususta somut olarak hiçbir şey gösterilememektedir. Entegre demir çelik fabrikalarının yerli cevher fiyatlarının ithal cevherden yüksek olduğu iddialarını belirsiz ve muğlak şekilde ifade etmelerinin nedeninin ise, dünya piyasalarında cevher fiyatlarının artış eğiliminde olması ile deniz taşımacılığında % 100‘lere varan artışlar olduğu düşünülmektedir. 2000 yılının sonlarına doğru yerli cevher ile ithal cevherin dolar bazında yaklaşık olarak seyretmesi sonucu ERDEMİR ve İSDEMİR yetkilileri ithal cevher alımında bulunmuşlardır. Ancak Kasım-2000 ve Şubat-2001 ekonomik krizlerinin ardından 680.000 TL.‘den 1.620.000 TL.‘ye fırlayan dolar fiyatları ile ithal cevher, yerli cevherin bir buçuk katına yakın bir değer arz etmiştir ki, bu durumda bizlerin yerli cevher kullanılması konusundaki ısrarlılığımızın haklı olduğunu göstermektedir. İSDEMİR A.Ş. bu dönem için çıkmış olduğu 1.400.000 + 350.000 (İSDEMİR opsiyonunda) toplam 1.750.000 ton ithal demir cevheri ihalesi teklifleri  26.05.2000 tarihinde açılmış olmasına rağmen  ithal cevherle deniz taşıma fiyatlarındaki artışı gözetmemişlerdir. 

ÇİZELGE-3‘de sunulan yerli ve ithal cevherlerin (26.05.2000 tarihli İSDEMİR ihalesine verilen teklifler bazında)İSDEMİR Maliyetleri incelendiğinde görülmektedir ki vergiler, harçlar, TCDD fiyatlarının yüksekliği bakımından ithal cevherlerle rekabet edemez durumda olmasına ve ithal demir cevherinin Brezilya ve Avustralya gibi dünyanın en büyük demir cevheri üreticilerinden temin edilmesinin ve bu durumun ithal cevher maliyetlerine olumlu katkısına rağmen  TDÇİ tarafından üretilen yerli  direkt şarjlık  parça cevheri(Attepe Ocağı) ithal cevhere göre  16-18 dolar, toz cevher ise 3-7 dolar daha ucuzdur.  TDÇİ tarafından İSDEMİR‘e teklif edilen parça cevher için 29,5 dolar/Ton, toz cevher için 21,5 dolar/Ton fiyatların (FOB)geçen yıla göre artış oranı yaklaşık olarak ithal cevher fiyatlarındaki artış oranındadır. İSDEMİR maliyetleri bazında yerli parça cevher 21,3 dolar/Ton, yerli toz cevher 21,2 dolar/Ton‘dur. Teklif edilen ithal parça cevher İSDEMİR maliyetleri ise 33.5-35.9 dolar/Ton, ithal toz cevher maliyeti ise 27.7-30.9 dolar/Ton‘dur. ÇİZELGE-3‘de sunulan tablodan açık olarak görüldüğü üzere geçtiğimiz yıllara göre fabrika teslim maliyetleri bazında yerli cevher maliyetleri ithal cevher maliyetlerinin oldukça altında bulunmaktadır. Vergi, harçlar, SSK primleri, TCDD fiyatı, ithal cevherlerin çok büyük miktarlarda üretim yapılan ocaklardan temininin maliyetlerine olumlu katkılarına, ve gümrük vergisinin çok düşük seviyede (%1) olması gibi faktörlerin yerli cevherlerin ithal cevherlerle rekabet edemez duruma getirmesine rağmen yerli cevher maliyetleri ithal cevher maliyetlerinin oldukça altında bulunmaktadır.

Diğer taraftan yerli parça ve toz cevherlerin, ithal parça ve toz cevherlerin tenörü bazında İSDEMİR maliyet mukayesesi yapıldığında yerli parça cevher maliyeti 18,6 dolar/Ton, yerli toz cevher maliyeti 18,7 dolar/Ton olmaktadır. Bu durumda ise İSDEMİR maliyetleri bazında yerli parça cevher maliyeti ithal parça cevhere göre 16-18 dolar/Ton, yerli toz cevher maliyeti ithal toz cevhere göre 9-12 dolar/Tondaha ucuzdur.

Üstelik İSDEMİR ve ERDEMİR‘e teslim edilen kamu ve özel sektöre ait ocaklarda üretilen yerli demir cevherleri için entegre demir çelik fabrikaları 1999 yılından bu yana peşin ödemede yapmamaktadır. İSDEMİR‘in 2000 yılında cevher alım politikasını TDÇİ ve özel demir madeni işletmecilerine bildirmesinden sonra  sözleşmelerde gerekli değişikler yapılarak peşin ödeme ve geçici ödeme altında yapılan tüm ödemeleri İSDEMİR için uygulamadan kaldırılmış; cevherlerin İSDEMİR‘in fabrika stoklarına intikalinden sonra

analiz ve tartı sonuçlarına göre ödemeye esas fatura tanzim edileceği esası getirilmiştir. Bu durum sonucunda TCDD tarafından özellikle yaz aylarında karşılaşılan taşıma sıkıntıları da göze alındığında cevher üretildikten itibaren yaklaşık 2 - 2,5 ay, fabrikaya tesliminden itibaren ise 1 - 1,5 ay gibi bir süre olmaktadır. Ayrıca ödemeler İSDEMİR‘ce her zaman vadesinde de yapılmamakta çoğu zaman hammadde üreticilerine nakit yerine demir çelik ürünlerinin temliki yoluna gidilmektedir.

İSDEMİR ve ERDEMİR ithal demir cevheri maliyetleri dikkate alındığında yerli üreticilerin, dünya cevher piyasalarında oluşan şartları göz önüne alınmadan «bu fiyattan olmazsa olmaz» tutumu içinde bulundukları iddiası söz konusu olmayıp, yerli demir cevheri maliyetleri; ocak şartları, Bayındırlık Bakanlığı Rayiçleri vb. hususlar göz önüne alınarak oluşturulmakta ve bu esaslar doğrultusunda cevher satış fiyatları belirlenmektedir.

Sonuç olarak; yerli demir cevheri madenciliğinin ülkemiz ekonomisine olumlu katkılarından dolayı, ülkemizde bulunan 3 entegre demir çelik fabrikası tarafından yerli demir cevheri bağlantısı yapılmaması durumunda bunun yaratacağı sosyo-ekonomik sorunların müsebbibi, ÇİZELGE-3.12.3‘de sunulan İSDEMİR demir cevheri maliyet tablosunda açıkça gösterildiği üzere; yerli demir cevheri maliyetleri ithal cevher maliyetlerinin altında bulunduğundan TDÇİ ve yerli demir cevheri üreticileri olmayacaktır.

Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde İSDEMİR ve ERDEMİR tarafından yerli demir cevheri bağlantısı yapılmaması durumunda; ithal edilecek demir cevheri miktarı artacağından ülkemiz Demir Cevheri Madenciliğinin içinde bulunduğu darboğaz daha da artacaktır. 

DEMİR MADENCİLİĞİ ve İSTİHDAM

Madencilik istihdam ağırlıklı bir sektördür. Sektörde çalışan bir kişi diğer yan sektörlerde çalışan 12 kişiye istihdam sağlamaktadır. 1997 yılı itibarı ile demir madenciliği özelinde üretim yapan 14 adet işyerinde çalışan toplam işçi sayısı 2800 kadardır. Bu çalışanların yarattığı katma değer 1997 yılında 10,2 trilyon TL olmuştur.

Demir cevheri madenciliğinde her 4000 $‘lık üretim için 1 kişilik doğrudan 1,7 kişiye de dolaylı istihdam yaratmaktadır. Bu durumda :

4.000 / 1,7 = 2.330 $

demir cevheri üretimi ekonomide 1 kişilik istihdam yaratmaktadır. 1998 yılında yapılan 140 milyon dolar değerinde demir cevheri ithalatının ülkemizde yarattığı istihdam kaybı:

140.000.000 $ / 2.330 $/kişi = 60.085 kişi

olmuştur. Bu değerler demir cevheri madenciliğinin ihmal edilmemesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Demir cevheri madenciliği kendi üretim değerinin yaklaşık % 60 oranında ilave gelişmeye yol açmaktadır. Başka bir ifade ile ithal cevher yerine yerli kaynaklarımızın kullanılması durumunda bu sektöre girdi sağlayan sektörlerdeki gelişme nedeni ile ekonomide, kullanılan cevher değerinin % 60 kadar ek bir gelişme sağlanacaktır.

Ülkemizde işsizliğin önlenmesi için yeni istihdam alanlarının yaratılması zorunludur. Bunun içinde en önemli sektör madenciliktir. Ülkemizde madenler genellikle kırsal kesimlerde olup kırsal kesimlerde yapılacak madencilik, büyük şehirlere olan göçü önleyecek önemli bir faaliyettir. Bunların yanı sıra, yol, su, elektrik, haberleşme gibi altyapılarda kalkınmanın temel unsurlarıdır. Ülkemizi kalkındırmak, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin ekonomik sorunlarına çözüm bulabilmek için bu bölgelerde oluşmuş mevcut demir cevherlerinin ve diğer madenlerin işletilmesi için gerekli yatırımların yanısıra yeni rezervlerin tespit edilmesi içinde gerekli çalışmaların yapılması zorunludur.

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜNDE YANLIŞ PLANLAMA 

Demir çelik sektörü, bir ülkenin en önemli sektörlerindendir. Ülke ekonomisine katkısı ve ekonominin önemli dinamiklerinden olan reel sektörün faaliyeti açısından vazgeçilmez bir alandır. Bu alanda tercihler siyasi yalpalanmalara göre değil, ülke çıkarı düşünülerek yapılmalıdır. Ancak, ülke çıkarlarını Dünya Bankası ve İMF‘nin, NATO‘nun çıkarları ile özdeşleştiren, eşitleyen siyasiler için ne demir çelik sektörü önemlidir ne de ülke çıkarları... Bir kez ellerinizi sizi teslim almak isteyenlere uzatmaya görün, cebinizdeki bozuk paralarla teslim alınıyorsunuz. Türkiye‘nin bugün içerisinde bulunduğu durumu bu saptamadan bağımsız düşünmek mümkün değildir.

Dokümanın Devamı İçin Tıklayınız...


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Demir Elementi ve Madeni Hakkında Bilgi(5370)

Demir Çağı ve Urartular(5369)

Demir Tayini Hakkında(5365)

Öykü Çelik Kimdir?(5363)

Anemi ( Kansızlık ) Tanısı ve Tedavisi(5355)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!