URARTU Konulu Tezler
Urartu Krallığı ve Dış Politikası: I. Sarduri (MÖ 844-828),
İşpuini (MÖ 828-810) ve Menua (MÖ 810-785) Dönemi
Giriş
Anadolu‟yu da içine alan Ege Göçleri sonucunda dengeler değişmiş, Doğu Anadolu‟da yeni bir siyasi güç olarak Urartu Devleti ortaya çıkmıştır. M.Ö. XIII. yüzyılın ilk çeyreği ile M.Ö. IX. yüzyılın ilk yarısı arasındaki Uruatri ve Nairi Konfederasyonları dönemi, “Proto Tarihi” veya “Urartu‟nun Arkaik Çağı” olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde Van Gölü çevresinde çeşitli beyliklerin varlığı bilinmekte ve kurulma aşamasındaki Urartu Devleti için en büyük engeli ise hiç şüphesiz Asur Devleti oluşturmaktaydı.
Asur kralları I. Salmanassar, Tukulti-Ninurta, Tiglat-Pileser, III. Adad Nirāri, II. Tukulti-Ninurta, Aşur-nasir-pal ve III. Salmanassar dönemine ait Asur belgelerinde, bilhassa kral yıllıklarında, Urartu Devleti‟nin kuruluş aşaması ile ilgili bilgi verilmektedir. Bu belgeler aynı zamanda Urartu Devleti‟nin dış politikasının da temelini oluşturmaktadır. Bu makalede I. Sarduri, İşpuini ve Menua dönemi Urartu dış politikası ele alınmaktadır.
“ Urartu Krallığı ve Dış Politikası: I. Sarduri (MÖ 844-828), İşpuini (MÖ 828-810) ve Menua (MÖ 810-785) Dönemi ” Tezini İndirmek için tıklayınız…
URARTU BRONZ KEMERLERİ VE ADAK LEVHALARI
ÜZERİNE BETİMLENEN ÖLÜ ZİYAFETİ SAHNELERİ
Giriş
Doğu Anadolu coğrafyasında M. Ö. 9. yüzyıl ile 6. yüzyıl arasında güçlü bir kültür birliği sağlamış olan Urartular Van Gölü Havzası merkez olmak üzere, kuzeydoğuda Kura Çöküntüsü, doğuda Urmiye Platosu; batıda Fırat Nehri ve de güneyde Toros Dağları ile çevrili olan coğrafi alan içinde yayılmışlardır (Harita 1).
Urartu Krallığı, Doğu Anadolu Bölgesi’nin iklim ve coğrafyasına bağlı zor yaşam şartlarına rağmen, bölgedeki yerel beyliklerin merkezi bir yönetim altında toplanmasıyla, M. Ö. 9. yüzyıl’da bugünkü Van ili sınırları içerisinde yer alan Tuşpa’da (Van Kalesi) kurulmuştur. Krallık en parlak dönemini M. Ö. 8. yüzyıl ortaları ile 6. yüzyıl başları arasında yaşamıştır.
Urartular bulundukları coğrafi alanın olumsuz şartlarını, kendileri için olumlu hale getirebilmeyi başarmış, doğal çevreyi kendi yararları için kullanabilmişlerdir. Doğu Anadolu Bölgesi’nde doğal geçitlerin az olması, Urartular için her zaman bir avantaj olmuş, özellikle savaş zamanlarında bu bir savunma aracı olarak kullanılmıştır. Merkezi yönetim sisteminin devamlılığı ve etkinliği, yerleşim merkezleri ve bölgeler arasında kurulan bağlantılarla sağlanmıştır; yüksek dağların arasında yapılan geçitler ve yollar, bölgeler arasında kurulan ilişkinin temel unsurlarıdır. Bu bağlamda, özellikle de M.Ö. 9. yüzyıl’da başlayan toprak genişletme politikalarının da etkisiyle, yeni yol şebekeleri kurulmaya başlanmış, yolların geçeceği yerler belirlenirken genellikle doğal güzergahlar tercih edilmiştir1. Buna bağlı olarak Anadolu ve Eski Önasya Dünyası’nın en eski ve düzenli yollarını oluşturmuşlardır2.
Urartu Krallığı I. binyıldan itibaren Doğu Anadolu Bölgesi’nde sosyal ve ekonomik alanda birçok yeniliğe imzasını atmıştır. Urartuların özellikle madencilik ve mimari alanda yaptıkları yenilikler, bölgenin zor yaşam koşullarını iyileştirme alanında önemli adımlardandır. Demir madeninin etkin ve yaygın kullanımı sayesinde silahlı büyük orduların kurulması olanaklı olmuş ve savunma yapılarının inşası kolaylaşmıştır.
Urartu’nun madencilik alanındaki başarısı onun bölgenin süper güçleri arasına girmesine zemin hazırlamıştır.
URARTU BRONZ KEMERLERİ VE ADAK LEVHALARI ÜZERİNE BETİMLENEN ÖLÜ ZİYAFETİ SAHNELERİ Tezini indirmek için tıklayınız… |