BİZANS DÖNEMİ’NDE AYASOFYA, TARİHÇESİ VE MİMARİ ÖZELLİIKLERİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER Dr. Esra Güzel ERDOĞAN
Günümüzde Ayasofya Müzesi olarak tüm dünyadan ziyaretçilerin dikkatini çeken yapı muhtemelen İstanbul’da iyi durumda ayakta kalabilmiş en erken tarihli yapı olma özelliğini de elinde bulundurmaktadır. Ayasofya’nın Bizans dönemine dair kısa tarihçesini yazarak bir kez daha bu yapının önem ve özelliklerine atıfta bulunarak hakkında kısaca bilgi vermek dileğindeyiz. İlk kez yapıldığında bu kilise Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmıştır. 5. yüzyıldan itibaren ise Sophia olarak bu adın değişikliğe uğradığını bilmekteyiz. Kilise bu adını hıristiyan üçlemesinin ikinci öğesi olan Theia Sophia yani Kutsal Hikmet’den almaktadır. Fakat Bizans halkı arasında adının Büyük Kilise olarak anılmaya devam etmekte olduğunu biliyoruz. 1453’den sonra ise yapının adı biraz değiştirilerek Ayasofya olarak günümüze dek ulaşması sağlanmıştır. Yapı ilk yapılışından itibaren süslemelerinin zenginliği ve o güne dek alışılmamış büyüklükteki iç boyutu, yüksek ve geniş kubbesinin ihtişamı nedeniyle yapıldığı dönemden başlayarak tüm izleyenlerini hala şaşırtmaya devam etmektedir.
Ayasofya’nın ilk yapılışı: I. Konstantinos (324-337) tarafından hıristiyanlığın ilk defa resmi dinlerden biri olarak kabul edilmesinin ardından imparatorluğun farklı yerlerinde büyük kiliseler yapılmaya başlanmıştır. I. Konstantinos döneminde ya da onun tarafından yapılmasalar dahi bir çok yapının, hıristiyanlığa karşı olan hoşgörüsü nedeniyle onun eliyle yapıldığı söylenegelmiştir. Ancak I. Konstantinos’un hayatını ve hükümdarlık yıllarını yazan Eusebius’da onun böyle bir yapı inşa ettirmiş olduğundan bahsetmez. Oysa 380-440 yılları arasında yaşamış olan Kilise tarihi yazarı Sokrates, Ayasofya’nın ilk yapısının 337-361 tarihleri arasında tahtta olan İmparator Konstantios tarafından yaptırıldığını aktarmaktadır. İlk yapının açılışı 15 Şubat 360 gününde yapılmıştır. Bu ilk yapının büyük olasılıkla üstü ahşap çatı ile kaplanmış basilikal planlı bir yapı olduğu düşünülebilir. Bu ilk binanın fazla uzun ömürlü olmayıp Konstantinopolis patriği İoannes Khrysostomos ile İmparator Arakadios (395-408) ’un arasındaki anlaşmazlık nedeniyle sürgün edilmesi ve onu destekleyen halkın çıkardığı ayaklanma sonucunda ortadan kalkmış olduğu bilinmektedir. Kilisenin onarımı II. Theodosios (408-450) zamanında bitirilerek yeniden ibadete açılmıştır. Açılışının 10 Ekim 415 yılında olduğunu kaynaklardan öğrendiğimiz yeni kilisenin de ömrü çok uzun ömürlü olmayacaktır. 1935 yılında A. M. Schneider tarafından Ayasofya’da yapılan kazılarda bulunan büyük üslemeli frizler bu ikinci yapının giriş bölmüne aittir. Üzerlerinde 12 havariyi temsil eden kuzu kabartmaları olan frizler bu süslemeye sahip olan bir yapının oldukça gösterişli bir bina olduğu fikrini bize vermektedir.
İmparator İustunianos (527-565)’a karşı çıkan ayaklanma Bizans tarihinde Nika ayaklanması olarak geçmektedir. 13 Ocak 532 yılında ayaklanma sırasında çıkan yangında II. Theodosios tarafından yaptırılan Ayasofya ortadan kalkmıştır. Ancak İustionos ayaklanmayı bastırmakla elde ettiği büyük zaferin ardında kilisenin tekrar yapılması için harekete geçer. İustinianos’un hayatı ve yapıları hakkındaki en güvenilir kaynak olarak kabul edilen Prokopios (500-562 ?) yapının inşası için çalışmaların 23 Şubat’da başladığını aktarmaktadır. Sonuç olarak günümüze ulaşan Ayasofya, 532 yılında yapımına başlanmış olan yapıdır.
Makalenin Tamamı için tıklayınız... |