Joseph E. Stiglitz
Finansal Düzenlemelere İlişkin Prensipler: “Dinamik Portföy Yaklaşımı”
Joseph E. Stiglitz
1997-99 yıllarında yaşanan global finansal krizlerin nedenlerini tartışan ekonomistler, kısmen yetersiz yasal düzenlemelere bağlı olarak mali bünyeleri zayıflayan finansal kurumların krizlerin temel faktörü olduğu yönünde görüş birliğine varmışlardır. Aynı zamanda birçok gelişmekte olan ülke ise aşırı denetim ve düzenlemelere tabi olan finansal sistemlere ilişkin problemlerle mücadele etmektedir Bunlardan birisi, yeniliklere ve yeni girişimcilere kredi aktarımının kısıtlanması, diğeri ise sağlam mali bünyeli firmaların büyümesinin engellenmesidir. Özellikle pek çok ülkede, verimli olmayan ve kimi zaman gerçek amacını tehlikeye sokan sermaye yeterlilik standartlarına uyulmasına itibar edilmektedir. Bu makalede yazar finansal sistemlerin, dinamik portföy yaklaşımı kullanılmak suretiyle, başarılı bir şekilde yeniden yapılandırılabileceğini öne sürmektedir. Bu yöntem, finansal kurumların sadece taşıdıkları risklerini değil aynı zamanda bu riskleri yönetebilme yeterliliklerini etkileyecek teşvik ve kısıtlamaların bir arada uygun yönetimidir. Makalede, finansal düzenlemelere ilişkin genel prensipler ele alınmakta ve 1997 yılında Doğu Asya’da yaşanan krize benzer finansal bir krizle ile karşı karşıya gelindiğinde ya da daha liberal bir ekonomiye geçiş sürecinde ortaya çıkan problemlerle mücadelede dinamik portföy yaklaşımının ülkelere ne şekilde yardımcı olacağı anlatılmaktadır.
1997-99 yıllarında yaşanan global finansal kriz dramatik olduğu kadar aynı zamanda son yirmi beş yılda piyasa ekonomilerini sarsan bulaşıcı krizler arasında en yenisidir. Yapılan bir hesaba göre hemen hemen yüz ülkede söz konusu dönem boyunca ciddi bir döviz ya da finansal kriz yaşanmış ve bunun kamu bütçesi ve büyüme üzerindeki ters yönlü etkileri görülmüştür. Verilen örneklere ilişkin için net bir açıklama yapmak gerekirse; yetersiz yasal düzenlemelere bağlı olarak mali bünyeleri zayıflayan finansal kurumların krizlere yol açan temel faktör olduğuna dair görüş birliği oluşmuştur. Deregülasyon yönünde büyük isteklilik gösterilmesinin ardından, politika yapıcılar en başarılı ekonomilerdeki güçlü finansal düzenlemeler geleneğinin nedenini şimdi takdir etmektedirler. ABD’de finansal düzenlemelerin temeli 1863 yılına kadar uzanmaktadır. Amerikan İç Savaşı’nın ortalarında, güçlü bir bankacılık sisteminin yeni bir ulusal ekonominin oluşturulmasının esasını oluşturduğu ve böyle bir sistem için güçlü ulusal düzenlemelere ihtiyaç duyulacağı görüşü ortaya çıkmıştır. Düzenlemelerdeki en son yanılsama, 1981 tarihinde başlayan ve tasarruflar ile kredilerin çözülmesine yol açan deregülasyon çabalarıdır. Kriz oldukça ciddi sonuçlar doğurmuştur. Öyle ki Amerikan ekonomisi neredeyse 10 yıla yakın bir süre toparlanamamıştır.
Diğer yandan gelişmekte olan ülkeler tam tersi bir problemle uğraşmaktadırlar: Bu da aşırı düzenlemelere tabi finansal sistemlerin yeniliklere ve yeni girişimcilere kredi aktarılmasını ve hatta sağlam bünyeli firmaların büyümesini engellediği görüşüdür. Doğu Asya’da yaşanan finansal krizden çıkarılan sonuçlardan birisi de finansal sektörü etkileyen reformlara ihtiyatlı yaklaşılması ve bu reformların ülkeleri daha güç bir durumlara düşürebileceğinin bilincinde olunması gerektiğidir.