Haploid ve Dihaploidizasyon Tekniği
Haploid:
1-Olgun bir üreme hücresinde bulunan kromozom sayısı, vücut hücrelerinin sahip olduğu kromozom sayısının yarısına sahiptir. Kromozom sayısının yarıya inmesi sonucu oluşan "" sayıda kromozom taşıyan hücrelere haploid hücre denir. " 2-Tek kromozom setine sahip olandır. 3-Haploit n sayıda kromozoma sahip olandır. 4-Normal olarak olgun bir gamette bulunan bir kromozom takımıdır.
DOUBLE HAPLOİD
Haploid bitkiler, morfolojik görünümleri bakımından diploidlere göre daha küçük yapılıdırlar. Normal bir bitkide bulunan tüm organlara sahip oldukları halde, diploidlere oranla hücreleri daha küçük olan haploid bitkilerin boyları daha kısa, yaprakları dar ve küçüktür. Çiçekleri de diploidlere oranla küçük olan haploidler, hücrelerinde taşıdıkları kromozom sayısı bakımından indirgenmiş gametlerin yapısını gösteren bitkilerdir. Bu bitkiler gamet oluşturamadıkları için kısırdırlar ve tohum bağlayamazlar. Haploid bitkilerin ıslah programlarında kullanılabilmeleri için yeniden verimli diploid bitkilere dönüştürülmesi gerekmektedir. Haploid bir bitkinin kromozomlarının bazı kimyasal maddeler yardımıyla veya spontan olarak katlanması sonucunda ait olduğu türün kromozom sayısına (2n) yeniden kavuşturulması, böylece mutlak homozigot bitkilerin elde edilmesine yaygın olarak ‘dihaploidizasyon’ adı verilmektedir. Haploidlerin kromozom sayılarının katlanmasıyla elde edilen bitkilere, değişik dillerde farklı isimler verilmektedir. Örneğin ingilizcede ‘dihaploid’ veya ‘doubled haploid’ hatta son zamanlarda sadece ‘DH’, fransızcada ‘haplodiploid’ veya ‘haploide doublé’, türkçede ise ‘katlanmış haploid’ terimleri kullanılmaktadır.
Dihaploidizasyon yoluyla bir bitki materyalinin kısa bir süre içerisinde durağan hale getirilerek ıslah programlarında kullanılması günümüzde arpa, buğday, mısır, çeltik, kolza, biber, patlıcan, kavun, hıyar, gerbera gibi birçok bitki türünde başarıyla uygulanan bir olgu haline gelmiştir.
DİHAPLOİDİZASYON TEKNİĞİ İLE GELİŞTİRİLEN YUVA VE KIRKAĞAÇ SAF HATLARININ MORFOLOJİK KARAKTERİZASYONU
Onur KILLI - Yüksek Lisans Tezi
Dünyada bulunan 250000 bitki türünden yaklaşık 5000 adedi insan beslenmesinde kullanılmakta ve bunların içerisinden 1500 adedi ise yoğun bir şekilde tarımı yapılarak insan beslenmesinde önemini korumaktadır (Swaminathan, 1993). Bu türlerin içerisinde oldukça fazla ekonomik öneme sahip olan hıyar, karpuz, kabak, balkabağı, su kabağı gibi türleri içinde bulunduran Cucurbitaceae familyasının bir diğer üyesi olan kavun (Cucumis melo L.) da yüzyıllardır önemini korumaktadır.
Kavunun gen merkezi konusunda kesin bir bilgi olmamakla beraber, Afrika olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte; Türkiye, İran, Hindistan, Afganistan, Çin gibi Asya kıtasında bulunan ülkeler kavunun ikincil gen merkezidir. Arkeolojik kayıtların incelenmesinden, kavunun Çin’de 3000 yıl önce, Hindistan’da 2000 yıl önce, Mısır’da ise 1500 yıl önce kültüre alındığı anlaşılmaktadır (Li, 1969; Watson, 1969; Stol, 1987) Ülkemizde özellikle Doğu Anadolu bölgesinin ve Van yöresinin kavun için önemli bir mikro gen merkezi olduğu bildirilmiştir (Robinson ve Decker Walters, 1997). Yerel kavun populasyonlarının, doğal mutasyonlar ve kavunun döllenme yapısından kaynaklanan özelliklerden dolayı, zengin bir çeşitlilik gösterme olasılığı yüksektir. Bu zengin hazinenin kaybolmasını önlemek ve seçilecek materyallerin ıslah çalışmalarında kullanılmasını sağlamak amacıyla, gen
kaynaklarının korunması ve bunların içinden seleksiyon çalışmaları devam etmektedir (Şensoy ve ark., 2005).
Onüçüncü yüzyılın ikinci yarısında Marco Polo ve 14. yüzyılın ilk yarısında Ibn Battuta Orta Asya gezilerinde kavunu çok güzel aromalı, çok kaliteli bir meyve olarak tanımlamışlardır.
Ayrıca; ANTER KÜLTÜRÜNDEN ELDE EDİLEN HAPLOİD PATLICANLARIN KATLANMASI AMACIYLA KULLANILAN IN VITRO VE IN VIVO KOLHİSİN UYGULAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI dokümanı için tıklayınız... |