Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra ordumuz küçülüp bütün silahlarımız elimizden alınınca artık Osmanlı'nın Karadeniz Bölgesindeki Rum çetelerine karşı Türk halkı savunmak için bile bir kuvvete sahip olmadığı görülünce kuvvete karşı her zaman zayıflık ve itibarsızlık gösteren, hükümette bir acizlik görünce hemen başını kaldıran Rum çeteleri anında kendini göstererek saldırgan bir duruma geçtiler.Bizim elimizden silahlarımız alınmasına karşın onlara yurt dışından açıkça silahlar getiriliyordu.İngilizler Samsun'a çıktıkları zaman Rum çetelerine 10 bin silah dağıttılar.Ayrıca Pontus dedikleri bölgede Türklerden sayıca az olan Rumları çoğaltmak için Rusya'da yaşayan Rumları vapur vapur Samsun ve çevresine çıkarmaya ve bizim topraklarımıza yerleştirmeye başladılar.
Aynı zamanda, böyle yurt dışından doldurma suretiyle Türk nüfus çoğunluğuna yetişmenin mümkün olmayacağını anladıklarından çeteler artık çekinmeden Türk nüfus çoğunluğunu ortadan kaldırmak için köyleri basarak Türkleri katletmeye başladılar.Çetelerin katliamına sahne olan yerler ağırlıklı olarak Samsun, Bafra, Havza, Kavak, Ladik, Vezirköprü, Çarşamba, Terme, Amasya, Merzifon, Gümüşhacıköy, Taşova, Tokat, Erbaa, Zara, Ordu, Giresun, Trabzon Rize ve ilçeleri idi......
Kaynaklar: tr.wikipedia.org, [Karadeniz'de Postmodern Pontusculuk, Mehmet Bilgin], [Pontus Meselesi, Dr. Yılmaz Kurt]
Süryani Soykırımı Hakkında Çeşitli İddialar:
Süryani Soykırımını Savunan İddialar:
1914-1920 yılları arasında Kuzey Mezopotamya ve kısmen Güneydoğu Anadolu'daki Asuri nüfusu Osmanlı birlikleri tarafından zorla göç ettirildi ve öldürüldüler. Toplam ölü sayısı 270 bin ila 300 bin arasındadır.
Ermeni ve (Rum) soykırımlarıyla benzer kontekst ve döneminde gerçekleştirildi. Fakat Asuri Soykırımı hakkındaki modern bilim çevresi nispeten yeni oluşturuldu ve büyük ölçüde Ermeni Soykırımı araştırmalarının gölgesinde kaldı.
2007 yılında Uluslararası Soykırım Alimler Cemiyeti Osmanlı Devleti'nin 1914 - 1923 yılları arasında vuku bulan hristiyan azınlıklarına yönelik harekâtının Ermeniler, Asuriler ve Pontoslular ve Rumlara yönelik soykırım olduğu konusunda fikirbirliğine ulaştı. Genocide Watch'in başkanı ise Türkiye hükûmetinin 1990'lu yıllarda Osmanlı Devleti'nin Asuriler, Rumlar ve Ermenileri dahil olmak üzere hristiyan nüfusuna yönelik soykırımı reddinin dünyanın önde gelen soykırım bilim insanları tarafından tanınmamayışını onayladı.
Süryani Soykırımınının Doğru Olmadığını Savunan İddialar:
Karşıt görüş, temelde kayıpların var olduğunu ama bahsedilen kadar çok olmadığını, yaşananların devletle ilişkili sistematik bir hareket sonucu ortaya çıkmadığını ve ayrıca kayıpların iki taraftanda gerçekleştiği görüşü üzerinde durur.
Balıkesir Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof Bülent Özdemir, osmanlı döneminde ermeniler için bir göç ettirme kararı olmasına karşın ilgili dönemde özel olarak süryanileri içeren hiçbir karar alınmamasının, yaşanan kayıpların devlet temelli sistematik bir yaklaşım sonucu olmadığını gösterdiğini belirtiyor. Ayrıca Nasturiler'nin (Doğu Asurileri)Rusların yanında savaştığını bu yüzden yenilincede İran ve Irak'a göç etmek zorunda kaldıklarını iddia ediyor.
O dönemdeki Asurilerin askeri olarak örgütlendiği ve başka devletler yanında çarpıştığına ilişkin birçok kaynak vardır. Hakkari civarında Ruslarca silâhlandırılmış olan 25.000 Doğu Asuri savaşçı tespiti bunlardan biridir.
Aynı kaynaktan bir diğer bilgide Süryanilerin müslümanlara yönelik yaptığı katliamlardır. İngiliz İstihbarat Servisininde(Secret Intelligence Service) görevli Binbaşı E.W.C. Noel'in 1916 yılında olaylar hakkında yazdığı rapor:
'"1916 yılının ilkbahar ve yazında, Rus ordusunun ve ona eşlik eden Hıristiyan öç ordusunun işgal ederek tahrip ettiği bölgede yapmış olduğum ve 3 ay süren gezi sonunda, Albay Ağa Petros'un mektubunda Türkler aleyhine yapmış olduğu şikâyetler kadar, Türklerin de kendi düşmanlarına karşı güçlü şikâyetleri olduğunu söylemekte zerre kadar kuşkum yoktur. Yerel sakinlerin ve görgü tanıklarının genel ifadelerine göre, Ruslar, kendilerine eşlik den Nesturi ve Ermenilerin önerileri ve kışkırtmalarıyla, ellerine düşen Müslüman sivil halkı, hiç ayrım yapmadan kesip öldürmüşlerdir. Revandız kentinin tahribi ve ora halkının toptan kırıma tabi tutulmuş olması bunun tipik bir örneğini oluşturur. Revandız ve Neri ilçelerinden geçen bir gezginci, orada, Hıristiyanların Müslümanlara karşı genel ve toptan yapmış oldukları vahşetin belirtilerini bulacaktır. Bundan daha korkunç ve daha yaygın bir olay düşlemek güç olacaktır".
Kurban sayısı karmaşası bir diğer ilginç noktadır. California'da ölen 250.000 Asuri için anıt dikilirken kimi kaynaklar bu sayıyı 1.000.000 yani 4 katına kadar çıkarır. Bu büyük fark olayın tarihsel olarak tam açığa kavuşturulmadığın simgesidir.
kaynak: tr.wikipedia.org