Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Bürokrasi - Bürokrasinin Tarihi ve Max Weber
www.arsivbelge.com
Bürokrasi - Bürokrasinin Tarihi ve Max Weber dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Bürokrasi - Bürokrasinin Tarihi ve Max Weber başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

BÜROKRASİ VE MAX WEBER

Giriş: Bürokrasi Kavramı

        "Bürokrat" ve "Bürokrasi" aslında içiçe girmiş iki kavramdır. Biri 
söylenince diğeri hemen akla gelir. Toplumumuzun hemen hemen her kesiminde 
duyulduğunda antipati oluşturan bu kavramlar; acaba gerçekten düşünüldüğü 
gibi insanlara modern işkence vasıtaları mıdır? Yönetim bilimleri 
terminolojisinde klasik yönetim teorileri arasında yeralan "Bürokrasi 
Modeli" acaba günümüz insanının anladığı bürokrasi kavramıyla aynı 
özellikleri mi taşımaktadır?

Sözlük anlamı ile bürokrasi "Devlet işlerinin yürütülmesinde yazışmalara 
gereğinden çok önem verme, kırtasiyecilik"  olarak tanımlanmaktadır. Bazı 
yazarlar bu tanıma yazışmalarda yavaşlatmayı ve bekletmeyi de dahil 
etmektedirler.

Bürokrasi kavramı ansiklopedik olarak ele alındığında biraz daha kapsamlı 
ifade edilmektedir. Bu açıdan bürokrasi "İşlerin yürütülmesinde idarenin 
gücü yada etkisi,memurlar bürokratlar topluluğu ve devlet örgütüne ya da 
siyasi parti, sendika, işletme, v.b. bağlı üyelerin gücü"  olarak tarif 
edilmektedir.

Bürokrasi sözcüğü bureau ve cratie sözcüklerinden oluşur. Büro sözcüğü 
devlet işlerinin yapıldığı daireler için kullanılmaktaydı. Cratie ise eski 
Yunancada hakimiyet anlamına gelmektedir.

Toplum açısından ise bürokrasi; memur egemenliği, devlet işlerinde bir işin 
yapılması için gerekli izinler,onaylar, imzalar, uyulması gereken kurallar 
ve genelliklede işlerin yokuşa sürülmesi ve zaman kaybı olarak 
anlaşılmaktadır.

        20. Yüzyılın başlarında ünlü Alman sosyolog ve bilim adamı Max Weber 
tarafından ortaya konan ve klasik yönetim kuramının bir ayağını oluşturan 
"Bürokrasi Modeli" ise bahsedilen bürokrasi kavramından farklıdır. Weber'in 
ortaya koyduğu bir örgüt yapısı olarak bürokratik modelde görevler 
hiyerarşik bir sistem oluşturacak şekilde düzenlenmiştir. " Hiyerarşinin her 
kademesinde yetki ve görevler önceden belirlenmiş kanun,kaide ve idari 
kurallarla biçimsel olarak belirlenmiştir. İşler bölümlere ayrılarak, 
uzmanlaşmış kişiler tarafından, belirli kural ve standartlara uygun olarak; 
kişisel olmayan , formel bir şekilde yürütülür. İşlemler ve iletişim yazılı 
olarak yapılmakta, işgörenler emirlere yasal yetkiye dayandığı için 
uymaktadırlar."   Yine Weber'e göre "Çağdaş devletin hukuk düzeni kanunlara 
dayandığı sürece kişilerin gözünde meşrudur. Bu meşruluk, hukuki meşruluğu 
aşıp toplumsal meşruluğu da kapsar. Çağdaş devletten söz edebilmek için bir 
siyasal toplulukta idari ve hukuki kuralların, idari örgütün zorlama gücünün 
ve meşru iktidar uygulamasının gözlemlenmesi gerekir."

Görüldüğü üzere Weber bürokrasiyi bir örgüt modeli olarak ortaya koymuş ve 
aslında günümüzde bürokrasi nedeniyle ortaya çıktığına inandığımız bazı 
problemleri ortadan kaldırabilmek ve ideal organizasyon yapısını kurarak 
verimliliği artırmak istemiştir. Günümüzde bir ülkede bu kavram ne kadar 
güçlü ise , o ülke o kadar az gelişmiş bir ülke olarak karşımıza 
çıkmaktadır. Weber ise bürokrasi kuralları olmadığı müddetçe çağdaş 
devletten söz edilemeyeceğinden bahsetmektedir. Bu farklılık nereden 
kaynaklanmaktadır? Acaba günümüz insanıyla Weber'in paradigmaları mı 
farklıdır? Eğer bu paradigmalar farklı ise Weber'in ve onun kurduğu model 
üzerinde çalışmalar yapan klasik yönetim bilimcilerin paradigmasından 
bürokrasi anlayışı nasıldır? Ya da aynı kavrama biz ve onlar farklı anlamlar 
mı yüklemekteyiz? 
 

Bu ödevin hazırlayıcıları işte bu sorulara bir nebze olsun cevap 
bulabilirlerse kendilerini bahtiyar sayacaklardır. 
  
  
 

1.1) Weber Kimdir? 
 

                   Karl  Emil Maximillian Weber, 1864 yılında Almanya'nın "Erfurt" 
kasabasında doğmuştur. Politika alanında tanınmış bir aileye mensuptur. İlk 
ve orta öğrenimini Berlin’ de tamamlayan Weber, Göttingen Üniversitesi Hukuk 
Fakültesini bitirdi; Berlin Üniversitesinde doktora yaptı; 1892 yılında 
Berlin Üniversitesinde Doçentlik ünvanını kazandı; Freiburg ve Heidelbarg 
Üniversitelerinde ekonomi dersleri verdi. 1919 yılında Viyana Üniversitesine 
davet edildi; yine aynı yıl Münih Üniversitesinde dersler verdi.1920 yılında 
öldü.

        Max Weber XX. Asrın başlarının ünlü düşünürlerinden biri olup, modern 
sosyolojinin de kurucularındandır. Hukuk, iktisat, sosyoloji alanındaki 
fikirleri, birçok düşünürü etkilemiştir. Dinsel doktrinlerin tefsirinde de 
bir otorite olarak kendisini kabul ettirmiştir. Eski Roma 'arazi survey 
metodları', orta çağ ticari kurumları konularında geniş bilgi sahibidir. 
Doğu Almanya çiftliklerinin tarımsal işçi sorunlarını etraflı bir şekilde 
incelemiş, Batı Almanya'nın dokuma fabrikalarından birinde verimliliğin 
sosyal ve psikolojik şartlarıyla ilgili geniş bir araştırma yapmıştır. 
Akdeniz medeniyeti ve Batı Avrupa'nın politik gelişmeleri konularında 
sistematik bir çatı geliştirmiştir. Hayatının sonlarına doğru, bütün fikir 
ve görüşlerini içine alan, 'Ekonomi ve Toplum' (Wirschaft und Geselcshaft) 
adlı eserini yazmaya başlamış, fakat bu eseri tamamlayamadan ölmüştür.

        Bu eserin ilk bölümü Henderson ve Parsons tarafından 'Ekonomik ve Sosyal 
Örgüt Teorisi' adı ile İngilizceye çevrilmiştir(The Theory of Economic and 
Social Organization). Aynı eserin çeşitli bölümleri ve Weber'in yazılarından 
bir kısmını alan bir eser, Gerth ve Mills tarafından 'From Max Weber:Essays 
in Sociology' adı altında İngilizceye çevrilmiştir. Max Weber 'Genel İktisat 
Tarihi' (General Economic History) adı altında yazmaya başladığı eserini de 
tamamlayamamıştır. Bu eserin birinci cildi 'Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin 
Ruhu' (Protestan Ethic and the Sprit of Capitalism' adı altında İngilizceye 
çevrilmiştir. "

        Başlayıp ta bitiremediği bu eserlerin ardından Max Weber ; 56 yaşındayken 
1920 yılında vefat etmiştir. 
  
  
 

1.2)Bürokrasinin Tarihsel Gelişimi

a)Geleneksel Bürokrasi 
 

        İlk çağlarda ortaya çıkmış olan Mısır ve Çin medeniyetlerinin devlet 
sistemi içerisinde yeralan bürokrasi anlayışı, patrimonial (atadan kalma) 
bürokrasinin ilk ve en sade örnekleridir.

        "Çin’de bürokrasi, Çin'in büyük ve yaygın bir devlet olması, kuzeyden gelen 
akınlara karşı büyük bir ordu beslemesi, Çin Seddi gibi büyük bir 
bayındırlık işine girişmesi, kültürün saf olması gibi faktörlerin etkisiyle 
ortaya çıkmıştır. Öte yandan Çin hükümdarları derebeyliklerin genişlemesine 
engel olmak için kısa süreli hizmet, memurların doğup büyüdüğü bölgede görev 
yapmasının yasaklanması ve devlet memurluğuna giriş sınavları v.b. önlemler 
almışlardır. Bu önlemlerde Çin'de bürokrasinin gelişmesine neden olmuştur. 
Çin bürokrasisi genel esasları bakımından demokratik esaslara 
dayanmıştır.(Memurların sınavla işe alınmaları demokrasiye bir örnek teşkil 
eder.

        Eski Mısır'ın çok gelişmiş idari yapısının ortaya çıkışında, hükümdarın 
ilahların yeryüzündeki temsilcisi sayılması, planlı ekonomi sisteminin 
uygulanması gibi faktörler rol oynamıştır. Nil nehrinin Mısır'ın 
ekonomisinde oynadığı büyük rol nedeniyle nehir taşmalarının sulama 
tesisleriyle önlenmesi gerekmiş; bu iş, çok büyük bir memurlar sınıfının 
ortaya çıkmasına yol açmıştır."  Ayrıca Çin Seddi’nde olduğu gibi Kıptilerin 
de piramitler gibi zamanın şartlarına göre yapılması çok zor olan, yıllar 
süren ve yoğun bir iş gücü ve planlamayı gerektiren yönetsel projelere 
girmiş olmaları da Mısır bürokrasisinin gelişmesinde rol oynamıştır.

        Orta çağdan günümüze kadar hiyerarşik yapısını koruyan Katolik kilisesi de 
bürokrasiye örnek teşkil eder. Bürokrasinin başta gelen özelliğinin 
'büyüklük' olması, belli bir yönetim ve örgütlenme şeklini ifade etmesi 
nedeniyle, tarih boyunca ordular da bürokratik örgüt tipini temsil 
etmişlerdir. 
  
 

b) Modern Bürokrasiler 
 

        XVIII.Yüzyılın sonlarına doğru buhar makinesinin keşfi ve akabinde 
gerçekleşen 'Sanayi Devrimi' nin etkisi beklenmedik şekilde olmuş ve hemen 
hemen bütün insanlığın, binlerce yıldır devam ettiregeldiği yaşam tarzı 
büyük değişime uğramıştır.

                Sanayi devrimiyle birlikte o güne kadar sürdürülen kol gücüne dayalı 
üretim tarzından makinelerin büyük önem kazandığı üretim tarzına 
geçilmiştir. Bunun doğal sonucu olarak geleneksel üretimden fabrikasyon 
üretim tarzına geçilmiş, yeni yeni işletmeler ortaya çıkmış ve kırsal 
kesimden kentlere büyük kitlesel göçler meydana gelmiş ve bir çok problemle 
beraber metropoller oluşmaya başlamıştır. Yaşanan teknolojik gelişmeler ile 
birlikte meydana gelen üretim patlaması insanlarda klasik yaşam 
koşullarından daha fazlasını isteme ve hayat standartlarını yükseltme 
isteğini doğurmuştur. "Sanayi devriminin teknolojisi büyük kuruluşları 
gerekli hale getirmiş, ayrıca endüstri merkezlerinde yığınlaşan kütlelerin 
ihtiyaçlarının karşılanması da kuruluşların büyümesine yol açmıştır. 
Kurumların büyüklüğü, bürokrasinin en belirgin yönünü teşkil eder. Bu 
nedenle sanayi devriminden sonra, ekonomik amaçlı kuruluşlarda da 
bürokrasileşme eğilimi ortaya çıkmıştır. Bunun gibi, sendika, siyasi 
partiler vb. gibi ikincil gruplar da giderek bürokrasileşme süreci içine 
girmişlerdir. Bürokrasi literatüründe bu tür bürokrasilere 'modern 
bürokrasiler' denmektedir."

                İlk çağ medeniyetlerinden itibaren ortaya çıkmasına karşı bir yönetim ve 
örgüt düzeni olarak bürokrasinin asıl gelişmesini sanayi devriminden sonra 
göstermesinin çeşitli sebepleri vardır. Bu nedenleri maddeler halinde 
sıralayacak olursak ;

1-"Bürokrasinin gelişmesinde para ekonomisi zorunlu olmamakla birlikte 
gerekli koşullardan biridir."  Adam Simith'in iktisata yaptığı katkılarla 
Avrupa'da merkantilist felsefenin ortadan kalkarak ekonomik hayatın 
canlanması ve değiş-tokuş usulüne dayanan ticaretin yerini para ekonomisine 
bırakması ve ilk merkez bankalarının kurulması XVIII.yüzyıl sonlarından 
itibaren bürokrasinin hızla gelişmesine katkıda bulunmuştur.

2-Teknolojik gelişmeler sonucu insanların artan ihtiyaçlarına karşılık 
verebilmek için sosyal ve siyasal sistemlerin artan fonksiyonları 
beraberinde bürokrasileşmeyi gerekli kılmıştır.

3-Değişen dünyada klasik üretim ve yönetim metodlarının ihtiyaçları 
karşılayamaz hale gelmesi, verimliliğin önem kazanmasının örgütleri 
rasyonelleşmeye sevketmesi.

4- İnsanların artan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ömürlerini gelişen 
sosyal kurumların kural ve kaideleri içinde geçirmelerine neden olan 
psikolojik faktörler.(Atilla Baransel'e göre bu faktörler;emniyet duygusu, 
prestij düşkünlüğü, iktidar ve nüfuz kazanma gibi etmenlerdir.)

5- Bütün bu gelişmelerin sonucu olarak çok büyüyen işletme ve  yapılarıda 
önemli bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kapitalist sistem de 
bürokrasinin gelişmesi için uygun bir ortam oluşturur. 
  
 

c) Weber ve Bürokrasi Modeli 
 

        Klasik yönetim modelinin üçüncü ve son yaklaşımı olarak kabul edilen 
"Bürokrasi Modeli" Max Weber tarafından 1900'lü yılların başlarında 
geliştirilmiştir. Weber'den sonra gelen Alvin Gouldner, Peter Blau, Robert 
Merton, Philip Selznick gibi yazar ve bilim adamları tarafından ayrıntılı 
olarak incelenerek daha da geliştirilmiştir.

        Weber tarafından kural ve kavramları ortaya konarak geliştirilen bürokrasi; 
günlük dilde kullanılan ve önceki bölümlerde de nispeten bahsedilen bugün 
git yarın gel anlamının aksine, bir organizasyon yapısını ifade etmektedir. 
"Max Weber'e göre bürokratik bir yapı etkinlik açısından ideal bir 
organizasyon yapısıdır."

        Weber ortaya koyduğu ilkelerin izlenmesi ile ideal örgütün 
kurulabileceğini, etkin , ideal, şahsa göre değişmeyen ve rasyonel bir 
organizasyon yapısının oluşacağını savunmuştur.

        Weber yaşadığı dönem itibariyle, Almanya'nın hızla sanayileşerek 
geliştiğini ancak 'Junkers' lerin (gelenekçilerin) politik rejiminin 
endüstrileşmeyi engellediğini düşünmüştür. Öte yandan Weber "patrimonial 
aile yönetimine dayanan yönetim sisteminin de büyük çaplı örgütler için 
yeterli olmadığını sezmiş; geleneksel toplum niteliklerinin üstesinden 
gelmek için örgütlerin rasyonelleştirilmesi ve kapitalist devlet yönetimine 
etkinlik kazandırılması gerektiği tezini savunmuştur. Adam Simith, 
İngiltere'de merkantilist politikanın terkedilmesine yol açıp kapitalizmin 
gelişmesini sağladığı gibi, Weber de geleneklerin ve ekonominin politik 
kontrolünün terkedilmesine, bilgi ve teknik maharete dayanan yönetimin önem 
kazanmasına yol açmakla kapitalizmin gelişmesinde rol oynamıştır."

        Weber'in bürokrasi modeli geliştirdiği sosyal teorinin bir bölümünü teşkil 
eder. Aslen bir sosyolog olan Weber ; toplumun ekonomik ve politik yapısını 
incelerken biçimsel örgütlerle dolaylı olarak ilgilenmiştir.  Weber: 
"1-Bürokrasi adını verdiği bir bütünün özelliklerini belirlemeye 
  2-Örgütlerin büyümesini ve büyümenin nedenlerini tasvir etmeye 
  3-Bürokrasiyle birlikte oluşan diğer toplumsal değişmeleri ayırmaya 
  4-Bürokratik örgütün rol ve etkilerini ortaya çıkarmaya çalışmıştır."

        Rasyonel bir araç olarak örgüt veya diğer bir deyişle bürokratik model 
örgütsel açıdan işletme kavramı; klasik yönetim kuramcılarının ilkelerinden 
ve Max Weber'in bürokratik ideal örgüt tipinden çıkarılmış kurallardan ilham 
alan açıklayıcı bir modeldir. Bu ortaklaşa yaratılmış model, örgütlerin 
teknik düzeyinde odaklanır, belirlilik koşulları varsayılır ve yöneticilerin 
bütün ilgili değişkenleri kontrol ettikleri düşünülür. Esasında bu model ne 
yeni koşullara uyma ve ne de yenilik yapmakla ilgilidir. Fakat, verilen 
amaçlara ulaşmak için kaynakların etkili kullanılması söz konusu olmaktadır. 
Bu mantıksal mekanik örgüt tipinin temel yapısal ve işlevsel özellikleri bir 
amaçlar takımının varlığını gerektirir ve onlara dayanır. Bu amaçlardan 
uygun yönetsel ve tekniksel görevler meydana getirilir. Koordinasyon ve 
planlar için yönetsel kural ve süreçler katı bir otorite yapısıyla birlikte 
hizmet ederler ve çeşitli görevleri amaçlar doğrultusunda birleştirirler. 
Haberleşmeler, bireysel rollerin önemli ve rutin olarak inceden inceye 
saptandığı hiyerarşik kanalları izler. Bireysel davranışlar hemen hiç 
yoktur, kişisel olmayan kural ve normlar ise örgütün hizmetindeki kaynakları 
en iyi biçimde kullanmaya yöneltilmişlerdir. Kontrol ve revizyon sistemleri 
arzulanan davranışı güçlendirmek için dizayn edilmişlerdir. Çatışmalar kadar 
amaçlar ve araçlar üzerindeki tartışmalarda yasaklanmıştır. Bu örgüt biçimi 
rasyonelliğe, açıklığa ve düzenliliğe dayanma ve bağlanma olarak 
nitelendirilmiştir. 
 

2.1) Weber’in Yetki Tanımlaması 
 

Weber ideal bürokrasi tipinde üç egemenliği meşru saymıştır. Bu egemenlik 
çeşitlerinin kaynaklarını yetkiye dayandırarak yetkiyi üçe ayırmıştır.  Ona 
göre yetki "belli bir grubun belli bir kaynaktan çıkan emirlere itaat etme 
olasılığı"  şeklinde tanımlanmıştır.

a- Geleneksel Yetki :   Geleneksel yetki kişisel olup doğuştan kazanılan 
statüye bağlıdır. Yetki ve emirler geleneklere aykırı olmadığı takdirde 
meşrudur.  Geleneklerin kutsallığına ve bu gelenekler altında yetkilerini 
kullananların meşruiyetine dayanır. Geleneksel yetki devamlı idari yapıların 
temelini oluşturacak kadar istikrarlıdır.

b- Karizmatik Yetki:    Karizmatik yetkide kişiseldir. Ancak geleneksel yetki 
gibi doğuştan ve geleneklerden kaynaklanmaz, sonradan kazanılır. Karizmatik 
yetki bu yetkiyi kullanan kişilerin kutsallık, kahramanlık vb. gibi üstün 
nitelikleri sonucu ortaya çıkar. Weber’e göre karizmatik şekiller 
istikrarsızlık ve kriz dönemlerinde olağanüstü önlemler gerektiğinde bu 
önlemleri sağlamayı vaat eden birileri çıktığında ortaya çıkar. Lenin, 
Hitler, Gandi ve Mao karizmatik liderlerin günümüzdeki birkaç örneğidir. 
 

c-Ussal-Yasal Yetki:            Diğer iki yetki çeşidinin aksine bu yetki çeşidi 
kişisel değildir. Bu yetki mantıki kaideler ışığında yapılan seçimler sonucu 
elde edilir ve yine aynı şekilde devredilir. Emirler herkesi bağlayıcı 
niteliktedir.  Bu yetki daha spesifik ve daha evrensel bürokratik yapılar 
için temel sağlar.

        Weber'in bürokrasi modeli bu yetki çeşitlerinden yasal yetkiye 
dayanmaktadır. Bu nedenle bu yetkiye 'Bürokratik Yetki' de denmektedir. 
Bürokrasi modeli için en uygun yetki çeşidinin yasal yetki olmasının 
sebeplerini yine Weber açıklamıştır. Weber'e göre yasal yetki

I- Yönetimde devamlılık sağlar. 
II- Yönetsel pozisyonları işgal edenler, yeteneklerine göre ve ussal 
seçilirler. 
III- Üstlere yetkilerini kullanmaları için yasal olanak ve araçlar 
sağlanmıştır. 
IV- Yetkinin mahiyet ve sınırları açık ve seçik olarak belirlenmiştir. 
 

Aşağıdaki tablo üç çeşit yetkiyi örnekleriyle göstermektedir.

Yetki Tipi      Tanım   Örnekler 
Geleneksel 
        Geleneğe dayalı itaat   Hint kabile reisleri,krallar 
Karizmatik      Özel kişisel niteliklere bağlı itaat    Martin Luther king,Mahatma 
Gandhi, Bill Gates 
Ussal-Yasal     Organizasyonda bulunan üstlerin pozisyonlarına itaat    Polis 
memurları, örgüt liderleri 
 

2.2) Bürokrasi Modelinin Genel Nitelikleri 
 

        İdeal bürokrasi modelinin genel niteliklerini maddeler halinde sıralayacak 
olursak:

1- İdeal bürokrasi yapısında açık ve seçik bir şekilde belirlenmiş görev ve 
yetkileri tanımlanmış bir hiyerarşik yapı mevcuttur. Bu şekilde her üst 
kademenin bir alt kademeyi denetlemesi ile kontrol fonksiyonu icra edilmiş 
olacaktır. Fakat bu  üstlerin astlarını istedikleri gibi görevden alma 
yetkisine sahip olduklarını göstermez. Astların üstlerini şikayet etme hakkı 
ve daha üst mercilere başvurma hakkı vardır. 
2- Fonksiyonel uzmanlaşmaya dayanan iş bölümü ile hız ve etkinlik 
sağlanacaktır. 
3- Her kademedeki işlerin nasıl yapılacağına ilişkin ayrıntılı soyut ilke ve 
yöntemler geliştirilecektir. Bu kural ve yöntemlerin takip edilmesiyle 
organizasyonda koordinasyon ve ahenk sağlanacaktır. Bu ilkeler sayesinde üst 
kademelerin alt kademeleri kontrol ve koordine etmeleri kolaylaşacaktır. Bu 
ilkeler kişisel değildir ve pozisyonlara bağlıdır. Organizasyondaki 
mevkileri kim işgal ederse bu ilkelere göre çalışacağından örgüt yaşamında 
devamlılık sağlanacaktır. 
4- Çalışanlar gayrişahsi (impersonal) ilişkiler içinde olmalıdırlar. Örgütün 
yararı açısından bir personelin davranışlarında kızgınlık veya aşırı arzu 
gibi hissi herhangi bir bağ geliştirmeden davranması gerekir. Bu da 
personelin bulunduğu kademelerin ilkeleri doğrultusunda rasyonel olarak 
davranması ile sağlanır. 
5- Personel seçimi ve terfi sistemi teknik yetenek esasına dayanan ve işin 
gerektirdiği bilgi ve yeteneği ölçen sınav sonuçlarına göre şekillenecektir. 
Personel yine aynı koşullara haiz olduğu müddetçe o mevkide  kalacaktır. Bu 
seçim ve terfi sisteminde herhangi bir dış faktörün etkisi kesinlikle 
gözönüne alınmayacaktır. 
6- Organizasyonun hiyerarşik olarak düzenlenmiş birimleri birbirlerine yasal 
yetki ile bağlanacaklardır. Organizasyon mensuplarının kullandığı yetkinin 
kaynağı bulundukları organizasyon kademesi ve pozisyondur. Organizasyona 
dahil olan bir kişi bu anlamda yasal yetkiyi kabul eder. 
7- Yönetim işlevleri, kararlar ve kurallar yazılı olarak yapılır ve 
saklanır. Örgüt içi iletişimin yazılı olarak yapılması esastır. Bu ilke 
sözlü tartışmalar sırasında da geçerlidir. 
8- Örgüt bağımsızlığının korunması için örgütsel kaynaklar dış denetimden 
uzak tutulur. Görevlerin bir kimsenin tekeline geçmemesi için gayret 
sarfedilir ve hiçbir görevlinin görevini kendi amaçlarına hizmet için 
kullanmasına izin verilmez. 
 

"İdeal bürokrasi modelinde memurlar bütün gücünü, işgal ettikleri 
pozisyonların gerektirdiği iş ve görevlerin yerine getirilmesine 
hasrederler. Memuriyet bir meslektir. Memur, bu mesleğin gerektirdiği 
uzmanlık bilgilerini, eğitim ve tecrübe ile kazanmış ve uzmanlaşmıştır." 
Memur resmi çalışmaları dışında otoriteye bağlı değildir, hürdür. Serbest 
iradeye dayanan bir anlaşma ile örgüte dahil olmuştur. Örgüte rasyonel 
ölçülerde sadık olması beklenir. İdeal bürokraside memur örgütte ömür boyu 
çalışmayı ve terfi etmeyi bekler. Çalışmaları kontrole tabidir. Bu nedenle 
disiplin altında çalışmak zorundadırlar.

“Bürokrasinin avantajlarına ve dezavantajlarına geçmeden önce belirtilmesi 
gereken bazı noktalar vardır. Bürokrasiyi anlamanın ön şartlarından biri 
onun ne kötü ne de iyi olduğunun benimsenmesi gerçeğidir. Bürokrasi belli 
bir organizasyon tipini herhangi bir   değer yargısı taşımadan tanımlayan 
nötr bir terimdir. Ahlaki normları organizasyonlara uygulayan birisi iyi ve 
kötü organizasyonların varolduğunu varsayabilir. İyi bir organizasyonu övmek 
ve kötü organizasyonu kötülemek bürokratik yapının doğasından kaynaklanmaz. 
Bürokrasi  sadece etkili bir araç-amaç ilişkisine ulaşmak için kullanılan 
idari bir aparattır.” 
 

2.3) Bürokrasinin   Üstünlükleri

        Bürokrasinin olumlu özellikleri ele alındığında kompleks görevleri 
basitleştirmesi özelliği en önce gelir. “Örgütler devamlı olarak karmaşık 
çözümler gerektiren karmaşık problemlerle karşılaşırlar. Çözümlerin 
bulunması ancak sorunların birbirleriyle bağlantılı, basit sorunlara 
bölünmeleriyle sağlanır. Bürokratik organizasyon bu şartı bütün 
organizasyonu uzmanlaşmış altbirimler dizisine bölerek sağlar. Bu birimler 
toplam operasyonun yalnızca bir safhasındaki sorumluluğu alırlar.

        İkinci avantaj ise birinci avantaja bağlı olarak onu takip eder. Küçük 
parçalara ayrılan karmaşık problemler daha sonra bir grup eğitimli uzman 
tarafından incelenir,analiz edilir ve çözüme kavuşturulur. Bu uzmanlar 
problemlere maksimum etkinlik, hız ve doğrulukla karşılık verirler. Uzman 
bilgisinin kullanılması etkinliği ve amaca ulaşmayı artırır.”

        Belirli bir faaliyet alanına iyi bir stratejiyle bağlanan hem kararlı bir 
çevre ve hem de mantıksal bir düzenleme içinde bürokratik kurallar 
çerçevesinde işlev yapan işletmeler, yüksek bir başarı ve etkinliğe 
ulaşabileceklerdir. Bu işletmelerin başarıları tepe yönetiminin çevre 
hakkında kusursuzca karar verme ve açık seçik bir strateji saptama 
yeteneğine bağlıdır. Mevcut biçimlendirme ile getirilen iyileştirmeler ve 
çağdaş yönetim teknikleri bürokratik örgüt modeline prestij ve uzun 
ömürlülük sağlarlar.

        "Weber'e göre, bürokratikleşmiş bir yönetimde doğruluk, hırs, kesinlik, 
dosya bilgisi, süreklilik, gizlilik, birlik, tam bağımsızlık, sürtüşmenin 
maddi ve kişisel maliyetlerinin azaltılması optimum noktasına getirilir. Tüm 
öteki yönetim biçimleriyle karşılaştırıldığında uzmanlaşmış bürokrasinin, bu 
noktaların hepsinde daha üstün olduğu görülür."

        Weber saf bürokrasinin diğer örgüt şekillerine nazaran dakiklik, 
devamlılık, disiplin, ve güvenilirlik bakımlarından üstün olduğunu ileri 
sürmüştür. Weber'e göre saf bürokrasinin üstünlük sebeplerinden birisi de 
ileri ölçüde rasyonel olmasından kaynaklanmaktadır. Rasyonellik ve 
sonuçların önceden tahmin edilebilmesi, örgütün yaşaması ve gelişmesi 
bakımından önem taşır. Weber, bütün bu nedenlerle bürokrasinin kütle 
yönetimi için vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. 
 

2.4) Bürokrasinin Olumsuz Yönleri ve Bürokrasiye Yapılan Eleştiriler 
 

        Bürokrasi modelinin savunucuları tarafından bürokrasi modelinin olumsuz 
yönlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için olumlu yönlerini özet olarak 
toplamak ve maddeler halinde sıralamak gerekirse:

1- Uzmanlaşma:  Memurlar bilgi ve yetenek sınavlarına göre görevlerine 
yerleştirildikleri ve bu özelliklerine göre terfi ve tayin edilmeleri 
nedeniyle uzmanlaşma sağlanır. Son derece karmaşık olan büyük örgüt 
yapılarında bürokrasi modeli sayesinde gerçekleştirilen iş bölümü ve iş 
basitleştirme de uzmanlaşmayı sağlar.

2- Örgüt Yapısı:        Bürokrasi örgüt yapısını şekillendirmesi, görev ve yetki 
tanımlarını yapması ve belirli bir hiyerarşik düzen sağlamasıyla örgüt 
yapısını sağlamlaştırır.

3- Tahmin Edilebilirlik:        Bürokrasi getirdiği kural ve kaidelerle sonuçların 
tahmin edilebilmesini sağlar ve belirsizliğin ortadan kalkmasını sağlar.

4- Rasyonellik: Bürokraside karar ve hükümlerin objektif kriterlere göre 
verilmesi zorunluluğu beraberinde rasyonelleşmeyi sağlar. Ayrıca örgütün alt 
amaçlarının üst amaçlarına uygunluğu ve katkısını gerektirmek suretiyle 
amaçlar hiyerarşisinin rasyonelleşmesini sağlar.

5- Demokrasi:   İdeal bürokrasi tipinde kuralların objektif olması ve herkese 
aynı şekilde uygulanması demokratik özellikler taşıdığını gösterir.

        Bütün bu olumlu fonksiyonlarına rağmen bürokrasi modeline yapılan en ağır 
eleştirilerde aslında bu temel özellikleri açısından yapılmıştır. Kimi 
yazarlar bürokrasinin olumsuz yönlerini büropataloji olarak adlandırmış ve 
bunun nedenlerini de büropatik davranışlardan kaynaklandığını savunmuştur. 
Kimileri de aynı olguya bürokratizm adını vermişlerdir.

        Warren Bennis bürokratik yapının modern topluma uymadığını ve bu tür 
yapıların sonunun  geldiğini iddia etmiştir. Bürokrasiyi eleştirenler 
tarafından ortaya atılan iki kanun bürokratik modellerin uygunsuz sonuçlar 
doğuracağı savı üzerinde birleşmektedirler. Bunlar:

a) Parkinson Kanunu : Bürokratik personelin sayısı ile yapılacak iş sayısı 
ters orantılıdır. 
b) Peter ilkesi (Peter principle) : Bürokratik yapılarda kişiler gerekli 
yeteneklere sahip olmadıkları kademelere kadar yükselirler.

        Ekonomik, sosyal ve teknolojik çevreler örgütler için değişimlerin ve 
belirsizliklerin faal kaynakları haline gelmişlerdir. İşletmelerin hepsi 
pazar ve teknik değişmelerle veya belirsizliklerle aynı oranda 
karşılaşmazlar. Bununla beraber bütün endüstrilerde değişim temposunun 
artmış olduğu düşünülebilir. Emery ve Trist, örgütsel değişimin 
incelenmesinde ana sorunun, örgütün çalıştığı çevresel kısımlarda teknolojik 
değişimin etkisi altında artan oranda bir değişmenin olduğunu 
vurgulamaktadırlar. Terrebery de birçok biçimsel örgütlerin çevrelerinde 
artarak meydana gelen karışıklıklara değinmiş ve bunun nedenini bürokratik 
örgüt dizaynına sıkı sıkıya bağlanmakta görmüştür. Değişim süratindeki artış 
örgütler arasındaki karşılıklı bağlılığı arttıran ve örgütler için büyük bir 
uyabilirlik yeteneği gerektiren etkiler yapmaktadır.

        Birçok düşünür yenilik ya da çevreye uyabilirlikle bürokratikleştirme 
derecesi arasında ters bir ilişki bulunduğu savını ileri sürmektedirler. 
Bennis ise, bürokratik model hakkındaki görüşlerini şu şekilde 
vurgulamaktadır. "Bürokrasi, bireysel ve yönetsel amaçlar arasındaki 
gerilimi giderme yeteneğinden yoksundur. Bununla birlikte, bu çatışma, bazı 
hallerde bireysel gelişme ve doyumu kapsayan bir verimlilik artışına da 
vasıta olmaktadır. Bürokrasiye ikinci ve daha büyük bir darbe bilimsel ve 
tekniksel devrim nedeniyle indirilmiştir. Bürokrasinin ölümüne ve bürokratik 
yönetimin çöküşüne neden olan hususların başında çevreye uyum sorunu 
gelmektedir."

        Genel olarak bahsedilen bu olumsuzlukların daha anlaşılır ve hatırlanabilir 
hale getirmek için maddeler halinde sıralayacak olursak:

1- Katılık ve Değişmezlik:      Bürokratik örgütlerin katı, esneksiz ve değişmez 
özelliklere sahip olması nedeniyle bürokrasi değişen ortam koşullarına uyum 
sağlayamaz. Bürokratik modellerde formalite egemendir. Bürokratik model 
bürokratik sabotaja uygundur (Astların bilerek yanlış emirleri yerine 
getirmesi vb.) Bürokratik model yeniliklere karşı direnç gösterir. Katı ve 
değişmez örgütlerin yaşama şansı azdır, yaşasa bile kısa sürede modası 
geçmiş hale gelir.

2- Gayri Şahsilik:      Bürokratik örgütler kişisel etkilerden uzak bir makine 
modeline benzetilir. Oysa insanın psikolojik ve sosyal bir varlık olması 
sebebiyle bu mümkün değildir. Bu özellikler modelde göz ardı edildiği için 
örgüt içindeki insan davranışları insanın kişiliğini değiştirecek kadar 
ileri dereceye götürülür.

3- Amaçlar Hiyerarşisinin Bozulması:    Bürokratik modelde memurlar asıl amacın 
örgütün tüm olarak amacına hizmet etmek olduğunu unutma eğilimindedirler ve 
birim amaçlarını daha fazla önemser duruma gelmektedirler. Bu da amaçlar 
hiyerarşisinin bozulmasına yol açar.

4- Bağımsızlık Eğilimi: Bir önceki madde ile de ilişkili olan bu madde iş 
bölümü ve uzmanlaşmayı sağlamak için azami derecede işlerin 
kategorileştirilmesi ve departmanlaşmadan bahsetmektedir. Bürokratik 
örgütlerde tam gün çalışma zorunluluğu olmasa bile ortak personel kullanma 
imkanı yoktur.

5- Kırtasiyecilik ve Kontrolün Zorluğu: Düzeni korumak için konulan çok 
sayıda kural nedeniyle kontrolün sağlanamaması ve her şeyin yazılı yapılması 
zorunluluğu nedeniyle artan yoğun kırtasiyecilik ve kırtasiye trafiği de 
olumsuz yönlerden birisidir.

6- Düzeni Koruma Eğilimi:       Görevi sona erse ve yararı ortadan kalsa bile 
bürokratik örgütteki bir ünitenin ortadan kaldırılması çok zordur. Mikro 
planda üniteler için gerekli olan bu kural makro planda örgütler içinde 
geçerlidir. Ayrıca çalışanlar da bu yönde davranma eğilimindedirler. Aynı 
zamanda bürokratik kurallar; işgörenler tarafından yanlış algılanarak bir 
hükmetme ve üstünlük aracı olarak kullanılıp, nihai amacın 
gerçekleştirilmesi için bir araç olmaktan çıkarılıp amaç haline 
getirilebilirler. 
 

2.5) Weber’den Sonra Bürokratik Modele Yapılan Katkılar

        Bürokratik modele yapılan bu eleştiriler ve bürokratik modelin eksiklikleri 
nedeniyle çeşitli bilim adamları tarafından çalışmalar yapılmış ve modele 
katkılarda bulunulmuştur.Bu bilim adamlarından en önemli katkıları 
gerçekleştiren ve kendi bürokratik modellerini kuran üç tanesi R.K.Merton, 
P.Selznick, ve A.W.Gouldner'dir.Bu araştırmacılar bürokratik örgütlenme 
tipini reddetmemekle birlikte Weber'in savunduğu gibi ideal örgüt yapısının 
kurulmasıyla birlikte daima verimliliğin artacağı ve çalışanların aynı 
tepkiyi gösterecekleri fikrine karşı çıkmışlar ve çalışmalarını örgüt 
üyelerinin beklenmeyen tepkilerine ve bürokrasinin beklenmeyen sonuçlarına 
yoğunlaştırmışlardır.

"Üç düşünürün bu hususta geliştirdikleri modeller birbirine benzemektedir. 
Bu üç düşünürün, üçü de, modellerinde, belli bir örgütlenme biçimini ya da 
örgüt üyelerinin faaliyetlerini denetlemek için belirlenmiş örgütsel 
süreçleri, bağımsız değişken olarak kullanmışlardır. Adı geçen düşünürler, 
klasik yönetim düşüncesinin felsefesine dayanan bu usullerin, beklenen ve 
beklenmeyen bir takım sonuçlar doğurduğunu, kurdukları modellerle 
göstermişlerdir."

2.5.1) Merton Modeli

        Merton bürokratik sistemlerde örgüt üyelerinin beklenmeyen olumsuz 
davranışlarını ve bürokrasinin beklenmeyen sonuçlarını bir önermeler sistemi 
geliştirerek açıklamaya çalışmıştır. Mertonun önermeler sistemi hiyeraşinin 
üst kademesinden gelen kontrol gereği ile başlar. 
  
  
 

Merton'un Önermeler Sistemi(*)

Davranışların standartlaştırılması ve rasyonelleştirilmesi

Bürokratik Modelde Kontrol Gereği

Bireysel ilişkilerde azalma 
Örgüt üyeleri tarafından örgüt kurallarının giderek daha fazla benimsenmesi 
Alternatifler arama çabasının yok olması davranışlarda genellikler oluşması

Daha fazla standartlaşma ve rasyonellik

Davranışlarda katılığın artması 
Üyeler arasında rekabetin azalması 
Takım ruhu ve dayanışmanın artması 
Örgüt üyelerinin birbirlerini koruma eğilimi artar

Bireysel hareketlerin savunulabilirlik derecesinin artması 
Müşterilerle olan ilişkilerde güçlükler meydana gelmesi

Astların otorite sembollerini kullanma alanını genişletmeleri

Müşterilerin tatminsizliği 
Üst yönetime yapılan şikayetler 
  
 

(*) Bu şablonun oluşturulmasında "Çağdaş Yönetim Düşüncesinin Evrimi" 
kitabından yararlanılmıştır. 
 

2.5.2) Selznick Modeli

        Selznick de Merton gibi kontrol tekniğinin kullanılmasının ne gibi 
beklenmeyen sonuçlar oluşturacağı üzerinde çalışmış ancak bağımsız değişken 
olarak yetki devrini kullanmıştır. 
 

Selznick Modeli(*)

Kontrol Gereği

Yetki devri

Uzmanlık gerektiren alanlarda eğitim ihtiyacının artması

Alt bölümlere ayırmanın artması 
Bölümler arası çıkar farklılığının artması 
Uzmanlaşma sonucu personel transferinin zorlaşması

Bölümler arası çatışmaların artması

Örgüt amaçlarıyla başarılanlar arasındaki farkın artması 
  
  
 

(*) Bu şablonun oluşturulmasında "Çağdaş Yönetim Düşüncesinin Evrimi" 
kitabından yararlanılmıştır. 
 

2.5.3) Gouldner Modeli

        Gouldnerin sisteminde de bir alt sistemin dengesini sağlamak amacıyla 
kullanılan tekniklerin bir üst sistemi bozduğunu ve bunun tekrar alt sistem 
üzerindeki etkisini incelemiştir.

        Gouldner'e göre modelde uygulanan genel ve gayri şahsi kurallar nedeniyle 
ve eşitlik ilkesi gereğince kontrol ve gözetim fonksiyonu daha fazla 
meşruluk kazanır. Bu meşruluk hiyerarşik yapılanma nedeniyle ortaya çıkan 
iktidar belirginliğini azaltır ve bireyler arası gerginlik düzeyi düşer.

        Ancak konulan kural ve kaideler kabul edilmemiş davranışları da 
belirleyerek asgari davranış standartlarının belirlenmesine yol açar. Üyeler 
kapasiteleri oranında değil de bu belirlenen standartlara göre davranmaya 
başlarlar ve hedeflenen örgüt amaçlarıyla gerçekleşen arasındaki fark 
giderek artar. Bunun üzerine daha fazla gözetim ve kontrol için kurallar 
uygulanmaya başlar. Kontrol ve gözetim sıklığının artması başlangıçta azalan 
gerilimi artırıcı yönde etki ederek sistemin dengesini bozar. 
 

Taylor'un 'Bilimsel Yöntem'i , Fayol'ün 'Yönetsel Teori'si ve Weber'in 
'Bürokratik Model'i neden klasik yönetim teorisi adı altında 
genelleştirilerek kabul edilmektedir. Oysa bu üç yöntemin kurucuları 
arasında zaman zaman zıtlaşmaya varan görüş farklılıkları oluşmuştur. Taylor 
fonksiyonel uzmanlaşmayı savunurken Fayol buna karşı çıkmış, Fayol yazılı 
iletişimin örgüt üyeleri arasında ki ilişkileri zedeleyeceğinden ve yanlış 
anlaşılmalara sebebiyet vereceğinden yola çıkarak azaltılabileceğini hatta 
bazen tamamen kaldırılması gerektiğini savunurken Weber bunun tam aksini 
iddia etmiş hatta sözlü tartışmaların dahi kağıda geçirilmesi gerektiğini 
söyleyecek kadar ileri gitmiştir. Bilimsel yönetimin kurucuları işçi kökenli 
mühendisler olurken yönetsel teori üst kademe yöneticiler, bürokrasi modeli 
ise bilim adamları tarafından kurularak geliştirilmişlerdir.

        Bu sorunun cevabını ararken aslında bütün klasikçilerin etkilendikleri Adam 
Simith'in Klasik Firma Teorisi'nden bahsetmek gerekir. Kısaca klasik firma 
teorisi:

1- Firma girdi ve çıktı miktarları ile fiyatlardaki değişikliklerle 
ilgilenir. 
2- Firma amaca ussal biçimde ulaşır. 
3- Firmanın fonksiyonu ekonomik girdileri ekonomik çıktılara dönüştürmektir. 
4- Firmanın içinde faaliyette bulunduğu koşulları değişmez.

Klasik firma düşüncesinin klasik yönetim düşüncesi üzerindeki etkilerini 
kısaca özetlemek gerekirse:

1- Klasik yönetim düşüncesinin dayandığı 'ekonomik insan' modeli klasik 
firma teorisinden alınmıştır. 
2- İş bölümü ile uzmanlaşma sonucu üretimde verimliliğin artması klasik 
firma teorisinden gelir. 
3- Klasik firma teorisinde girişimcinin karar veren kişi olarak vurgulanması 
klasik yönetim düşüncesinde yöneticinin rolünün karar verme olduğu temel 
öncülünün kabul edilmesine yol açmıştır. 
4- Çevre şartlarının sabit kabul edilmesi veya dikkate alınmaması klasik 
yönetim düşüncesindede geçerliliğini sürdürmüştür.

Bu üç model ya da teoride; klasik firma teorisinin yukarıdaki etkileri 
olmakla beraber felsefe, varsayım ve içerik bakımından bulunan benzerlikler 
nedeniyle aynı kategoriye alınmışlardır. Bu nedenleri maddeler halinde 
sıralayacak olursak

1- Her üç model de aynı dönemin ürünüdür. Dolayısıyla olaylara bakış ve 
değer yargılarında aynı paradigmanın izleri görülür. 
2- Her üç model de geleneksel yönetim uygulamalarına bir tepki olarak 
doğmuşlardır. 
3- Her üç model içinde nihai hedef ve başarı ölçüsü ekonomik ve teknik 
verimliliktir. 
4- Her üç model de örgütü kavramsal olarak kapalı sistem kabul etmişlerdir. 
5- Her üç model de temel olarak mekanik örgüt yapısını kabul etmişlerdir. 
6- Her üç model de biçimsel örgüt üzerinde yoğunlaşmıştır. 
7- Her üç model de ussallık ve rasyonellik esasları üzerinde durmuşlardır. 
8- Her üç modelde de yukarıda bahsedilen verimliliğin sağlanması için en 
ideal örgüt tipinin ve yönetim şeklinin nasıl olması gerektiği konusu 
incelenerek evrensel kanunlar geliştirilmeye çalışılmıştır. 
9- Her üç modelde de insanın psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçları göz ardı 
edilerek insanlar makine sistemlerinin bir parçası gibi düşünülmüşlerdir. 

kaynak:tebesirtozu.blogcu.com


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Türkiyenin Tarihi ve Doğal Güzellikleri(5636)

Orta Asya ( İslamiyet Öncesi ) Türk Tarihi ilkler - enler(5388)

Orta Asya Türk Tarihi(5386)

Max Weber Sosyoloji Kuramı(5382)

Avrupa Tarihi ( 1300 - 1600 )(5369)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!