Kur'an mealleri
Kuran meâli, basit anlamda Kur'an'ı oluşturan sure ve ayetlerin tümünün Arapça dışında bir dile tercüme edilerek açıklanmış halidir.
Arapça kökenli bir kelime olan "meâl"; "meydana gelen netice", "mana", "anlam", "sonuç" anlamlarına gelir.[1]
Kur'anın tercüme edilebilir olup olmadığı uzun tartışmaların konusu olmuştur. Meal yazarları, birebir tercümedeki metne değişik zorunluluklar (cümlelerdeki anlatım bozukluklarının giderilmesi, kapalı anlatımlar, cümle düşüklükleri, kelimelerin tam karşılığının meal yapılan dilde bulunmaması veya olduğu gibi tercümenin yazar tarafından sakıncalı bulunması, ayetlere mucizevi anlamlar yüklenmek veya anlamların zenginleştirilmek istenmesi vb.) sebebiyle veya kendi anlayışını (mezhep, tarikat, cemaat) dikte etmek amacıyla parantez içerisinde ilaveler yaparlar veya kelimelerin anlamlarını değiştirerek verirler. Bu şekilde ancak uzman olanların anlayabileceği saptırmalar dini metinler içerisine yerleşmiştir. Örnekler Zariyat Suresi 7 ve 47. ayetlerinde, Vakıa Suresinde, namaz vakitleri, tesettür, Allah'ın isimleri, ve mut'a ile ilgili nisa 24. ayetlerinin meallerinde görülebilir. Uygulanan diğer bir yöntem etimolojik veya rutin hayatta kullanılan olağan anlamlarının bir kenara bırakılarak kelimelere yeni anlamlar verilmesi ve tercümelerin bu anlamlar üzerinden yapılmasıdır.
Sad suresi 10. ve 32 ayetlerinin mealleri, Arapça aslında hiçbir karışıklığa meydan vermeyecek net ve basit ifadeler yer aldığı halde, meal konusuna keyfi yaklaşımlara örnek olarak verilebilecek türden, birbirleriyle tamamen zıt anlamlara gelen meallerin görülebildiği örneklerdendir. Bu meallerde 10 ayette istifham-ı inkari görmezden gelinmekte, 32 ayette ise Süleyman peygambere yakıştırılamayan bir ifade yer almaktadır.
Tarihçe
Kur'an yazılırken, yakın ulus/kavimlere tebliğ amaçlı olarak çeviriler hazırlanıyor ve elçiler gönderiliyordu. Aynı zamanda değişik dillere sahip uluslar Müslüman olduklarında Kur'anı kendi dillerine çeviriyordu. Örneğin İranlı olan Selman-ı Farisi Kur'an'ı Farsça'ya çevirmişti. İlk tercümeler Farsça ve Türkçe dillerindeydi. Batı'da Latince olarak tercümenin tarihi 1143'tür. Bu tercüme 1543'te basılmıştır.
Bugüne ulaşan en eski elyazması Türkçe meal Şirazlı Hacı Devletşah oğlu Muhammed'in istinsah ettiği (1333) mealdir ve Türk-İslam Eserleri Müzesi'ndedir. Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki bir nüsha Harezm Türkçesi'nde yapılmıştır.
Mütercim
Kur'an meali hazırlayan kişilere mütercim denir. Kur'an'daki ayetlerin bir kısmı anlamı açık, hüküm ihtiva eden ayetler olmakla beraber, bazı ayetler ise yoruma açık ayetlerdir;
"Kitab'ı sana indiren O'dur. Onun bir kısmı muhkem (hüküm ihtiva eden, mânâsı açık olan) âyetlerdir, onlar Kitab'ın esasıdır ve diğerleri, muteşâbihtir (teşbihli). Fakat kalplerinde eğrilik bulunanlar muteşâbih olanlara tâbi olurlar. Ondan fitne çıkarmak için, onun te'vilini (yorumunu) yapmak isterler. Ve onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez".(Al-iİmran:7)
Kur'an meal veya tercümelerini hazırlayanların belirli dini kaygılardan uzak şekilde, sadece sosyal bilimlerin ve din bilimlerinin ışığında, filoloji, antropoloji, dinler tarihi, mitoloji gibi donanımlara sahip olarak tercüme yapmaları Kur'anın anlaşılması konusuna objektif katkılar sunması açısından değerli bilgiler sunabilir.
Meal ve tefsir farkı
Meal, Kur'an ayetlerinin tercümesi, tefsir ise ayrıntılı açıklamasıdır. Türkiye'de basılan meallerin bir çoğunda sayfa orta alanı Arapça metin, sayfa kenarları ise ayet sırası ile Arapça metnin Türkçe okunuşu ve hemen altında Türkçe anlamı şeklindedir.
Tefsirler ise meale ilave olarak, ayetleri tek tek (örn. Bakara Suresi 45. ayeti) veya gruplandırarak (Bakara Suresi 45-46. ayetler) ilgili mealin/meallerin sonuna eklenen açıklama bölümünden oluşur.
Türkçe mealler
Matbu meallerin bazıları sadece meal, bazıları ise meal ve tefsirdir). (bkz. Tefsir)
Kur'anın Türkçe mealleri
Kur'ânın Türkçe Tefsirleri
Türkçeye tercüme edilmiş tefsirler
- Seyyid Kutub, Fi Zılalil Kuran, 1970.
- İbni Kesir, Hadislerle Kuranı Kerim Tefsiri, 1983.
- Mevdudî Tefsiri
- Kurtubi Tefsiri
- Safvetutefasir (tefsirlerin Özü) M.Ali Sabunî iz Yayıncılık
- Mefatih ElĞayb - Fahruddin Razi
- Tefsîrü'l Münîr, - Vehbe Zuhayli (Risale Yayınları)
- Kur'anın Konulu Tefsiri - Gazali , Ağaç Yayinları
- Et-Tefsirul Hadis, Izzet Derveze ,Ekin yayınları
- el Esas fit-Tefsir Said Hawa Şamil yayınları
- Ahkam tefsiri M.Ali Sabunî Şamil yayınları
- Ahkam tefsiri Mukatil b.Süleyman
- Ebul Leys Semerkandi Tefsiri Sezgin Neşriyat
- Furkan (Tefsirul Vadh) Hicazi ilim Yayınevi
- Tibyan Tefsiri "Ayntabi Mehmed Efendi" Terc: Ahmed Davudoğlu, Huzur Y. 4 cilt
- Tefsîru’s-Sa’dî, Abdurrahman es-Sa’dî, Guraba Y. 5 cilt
- Min Vahyi’l Kur’an, Muhammed Hüseyin Fadlullah, AkÂdemi Y. 10 cilt
- El-Mizan fî Tefsiri’l-Kur’an, Tabatabâî, Kevser Y.
- Celaleyn Tefsiri, Celaleddin Suyuti, Sağlam Y. 3 cilt
- Dâvetçinin Tefsiri, Seyfuddin el-Muvahhid, Hak Y.
- Vedahu’l Burhan, Muhammed Ebu’l-Hasan En-Nişaburi, Tevhid Yayınları 2 cilt
- Nesefi Tefsiri, İmam Nesefi, Ravza Yayınları 8 cilt
- Ruhu’l-Beyan, İsmail Hakkı Bursevi, Erkam Y.
- Ebussuud Tefsiri, Ebussuud, Boğaziçi Y.
- Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup Yayınları
- İbn Kayyim Tefsiri, Polen Y.
- Tibyan Tefsiri "Ayntabi Mehmed Efendi" Terc: Ahmed Davudoğlu, Huzur Y. 4 cilt
Meal Tarzı
Kur'an meallerinin ilk şekilleri satırarası kelime açıklamaları halindedir. Günümüzde kullanılan usul ise orijinal metnin yanında Türkçe metnin verilmesidir. Bazıları kelime kelime çeviri yapmakta, bazıları nüzul sebepleri ve tarihsel bilgileri sunmaktadır. Bir kısmı güncel fıkhi ve siyasi meseleleri dipnotlarla vermekte, bir kısmı şiir söyleyişiyle sunmaktadır. Bu meallerin dahi dili 1900'lerden beri değişen Türkçeye paralel olarak özleştirilmiştir.
Kaynakça
http://www.osmanlimedeniyeti.com/makaleler/sozluk/osmanlica-sozluk-m.html
http://www.kuranmeali.org/kuran_meali.aspx
(Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi) |