Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Finans ve Finansman Hakkında
www.arsivbelge.com
Finans ve Finansman Hakkında dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Finans ve Finansman Hakkında başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Finans ve Finansman Hakkında Bilgi

FİNANS : İhtiyaç duyulan fonların uygun şartlarda sağlanması ve etkin bir şekilde kullanılmasıyla ilgili faaliyetlerdir.

FON : Finansmanın en genel aracıdır,nakit,vadesiz mevduat,nakde çevrilerbilir değerler ve gerektiğinde para gibi görev yapabilecek çeşitli unsurları kapsar.

3 Adet Finans Yönetimi Yaklaşımı:

1)Yalnız nakit parayla ilgilenir. >>Niteliği çok geniş kapsamlı

2)İşletmede kullanılan fonların sağlanması ve idare edilmesidir.

3)Finansal Yönetim,işletmenin tüm yönetiminin bölünmez bir parçasıdır. 1


Finans ve Finansal Yönetim

Diğer disiplinler île kıyaslandığında modern finans kısa bir tarihe sahiptir ve 1950 lerde önem kazanmaya başlamıştır. 1950 ' lerden itibaren finans esas itibariyle finansal piyasalara ilişkin faaliyetlerde doğan özel bir sorunlar gurubu ü/erinde yoğunlaşan ayrı bir disiplin olarak iktisattan ayrılmış ve gelişmeye başlamıştır.

Hsas itibariyle iki tür piyasa vardır; finansal piyasalar ve reci mal piyasaları.Reel varlık alım, buğday gibi fiziki varlığı ulan bir maldır. Finansal varlık ise, tahvil gibi nakil ödemeleri seklinde müstakbel yararlar vadeden bir maldır. Finansal piyasalar, fi-nansal varlıkların alıp satıldığı piyasalardır. Menkul kıymet borsaları pay senetlerinin alınıp satıldığı finansal piyasaların bir örneğidir. ;


Finansın diğer disiplinler ile, örneğin iktisat ve muhasebe ile çok yakın bağları vardır. Örneğin iktisat, emek ve sermaye gibi kıt kaynaklara tahsisine ilişkin genel sorun ile ilgilenirken fınans yalnızca iktisadın özel bir alanını oluşturan kıt finansal kaynakların tahsisi ile uğraşır. Finansal yöneticinin karşılaştığı kararlar firmanın muhasebe sisteminin sağlaması gereken bilgiyi gerektirir. Ancak, bilgi her /aman uygun biçimde değildir ve bu nedenle finansal yönelici muhasebecinin verdiği raporları yoriiinlayabilmelidir.

İş yapabilmek için paraya ihtiyaç vardır. Yani günlük hayatımıza girmiş bir deyimle,

işi FİNANSE etmek gerekir,

Para, iş sahibinin kendisi tarafından işe konabileceği gibi,

Çeşitli şekillerde borç olarak da sağlanabilir.


Bol parası bulunan bir işadamı için işi finanse etmek zor bir sorun değildir; lüzumlu parayı kolayca işine yatırabilir. Fakat işadamının amacı işin finanse edilmesi, yani lüzumlu paranın sağlanması değildir. Amaç para kazanmak, kâr elde etmektir veya daha bilimsel ve gerçeğe uygun bir deyim kullanılır ise amaç, işletmenin varlıklarının değerini maksimum düzeye çıkarmaktır.
Bir Disiplin Olarak Finansa Genel Bakış

Bir disiplin olarak finansın üç ayrı alı bölümü vardır. Birincisi şirketlerin finansal yönetimine ilişkin olanıdır. Buradaki temel sorun fonların nasıl elde edileceği ve nasıl kullanılacağıdır. Finansın ikinci kesimi finansal piyasalar ve finansal kurumlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Üçüncüsü ise yatırımlar ile ilgilenir.

Reel varlık alım, buğday gibi fiziki varlığı ulan bir maldır. Finansal varlık ise, tahvil gibi nakil ödemeleri seklinde müstakbel yararlar vadeden bir maldır. Finansal piyasalar, fi-nansal varlıkların alıp satıldığı piyasalardır. Menkul kıymet borsaları pay senetlerinin alınıp satıldığı finansal piyasaların bir örneğidir.

Tipik bir şirkette, finansal yönetici finansal piyasalardan fonları sağlar ve bunları reel mallara yatırır. Örneğin bir inşaat şirketinin finansal yöneticisi, bir buldozer almak (reel bir mala yatırım) için borç para alabilir (finansal piyasadaki bir işlem). Finansal kurumlarda ise, finansal yönetici finansal piyasalardan fon sağlar ve bu fonları finansal varlıklara yatırır. Örneğin bir banka finansal yöneticisi, mevduat alır (finansal piyasadan borçlanma) ve bu yeni elde edilmiş fonları ev almak isteyen bir müşterisine kredi olarak verebilir (finansal piyasadaki bir başka işlem). 2

Şirketlerin finansal yönetimine ve finansal kurumlarla piyasaların incelenmesine ek olarak, finans, yatırımları da içermektedir. Bu alan esas itibariyle, en iyi finansal varlıkların veya bunların portföyünün seçimi ile uğraşır ve bir şekilde elde edilmiş fonların tahsisi üzerine yoğunlaşır, insanların bütün parasını bir hisse senedine mi yoksa hisse senetleri ve tahvillerin portföyüne mi yatırması gerektiği gibi konularla uğraşır.

Finansın bu üç alanı birbirini tamamlamaktadır. Finansal yöneticiler bankalar gibi finansal kurumlarla iş yapmak zorunda oldukları gibi, firmanın pay senellerini borsada satmak isteyebilirler de. Bunun anlamı firmanın pay senedini yatırımcılar için çekici yapmak zorunda olmalarıdır. Bu nedenle finansın bir alanı diğerleri ile yakından ilişkilidir. Bu dersimizde şirketlerin finansal yönelimi ile ilgileneceğiz, ancak gerektikçe finansal kurum ve piyasalar ile yatırımlar konusuna da değineceği.

İşletme bir şirket halinde ise varlıkların değerinin maksimum yapılması, bunun toplam hisse senetlerinin değerini maksimum yapmaktır. (Senetlerin maksimuma çıkarılmasının anlamı aşağıda açıklanacaktır.) Varlıkların değerini maksimuma çıkarmak için para veya sermaye zorunlu, fakat yeterli değildir. 3
Değer Yaratmanın Maliyet-Fayda Prensibi

Her gün karar alırız. Bunların herbirisinde seçilen hareket biçiminin değerli olacağı inancı vardır. Genel olarak, bir kararın yararları maliyetini aşarsa değer yaratıldığını söyleyebiliriz. Bu maiiyet-fayda ilkesi herhangi bir rasyonel davranışa uygulanabilir.

Maliyet-fayda ilkesi finansa da uygulanabilir; bir finansal yönelici bir kararın yararlarının onun maliyetini aşması halinde uygular. Örneğin, bir otomobil firması yeni bir model yapmak için yeni bir fabrika yatırımı yaparsa, gelecekteki yararların (satış hasılatının) yeni bir fabrikayı inşa ve işletme maliyetlerini aşacağına inanmalıdır. Bu basil ilke aslında çok güçlüdür ve sıklıkla tekrar edilecektir. Bir kararın yararları maliyetini aştığında bu karar ile bir değer yaratıldığını söyleyeceğiz. Bu nedenle yukarıdaki örnekte, yeni bir otomobil fabrikası inşa etmek kararının firmanın değerini bütün olarak-artıracağı beklenmekledir.

Geniş anlamda konuşursak, finansal değer bir kaç değişkenin etkisi ile yaratılır. Bun-ların en önemlileri şunlardır; nakit akımı, zaman ve risk. Diğer bütün değişkenler sabit iken, bir finansal karar ile sağlanan nakit akımı ne kadar büyük ise karann yalattığı değer o kadar yüksektir. Benzer biçimde, nakit akımları ne kadar erken alınırsa değer o' kadar yüksektir. Nakil akımları ile ilgili risk azaldıkça değerde artar. Uygulamada, değer yaratmaya götüren bu temel değişkenler birbiriyle ilişkilidir. Bu nedenle de bir finansal karar değerlendirilirken; bunlar eş anlı olarak dikkate alınmalıdırlar. Bir değişkeni diğerine göre ön plana çıkarmak potansiyel olarak büyük yanlışlıklara neden olabilir. Örneğin, bu konudaki yaygın bir yanlışlık bir yatırımın daha büyük nakit akımı ürettiği için bir diğerinden daha iyi olduğunun ileriye süıülmesidir. Beklenen nakit akımlarının zamanlaması ve risk durumu dikkate alınmadıkça bunun bir anlamı yoklur.
Firmanın Amaçları

Şimdiye kadar yaptığımı/ açıklamalardan anlaşılacağı gibi firmanın genel amacı değerini azamileştirmektir. Bu ancak, yararlan maliyetlerini aşan kararlan almakla gerçekleştirilebilir. Bu açık olmasına karşın firman değerini maksimize etmenin gerçek anlamı çok açık değildir. Firma için değer yaratmaya götüıecek herhangi bir strateji eş anlı olarak üç ana değişkeni dikkate almak zorundadır;nakit akımı,zaman ve risk. Şirket için değişik potansiyel amaçların istenilirliğini değerlendirirken bunları aklımızda tutmalıyız.

Şimdi firma için olası üç amacı biraz yakından inceleyebiliriz; 4



Hacmi Azamilestirmek

Bazı firmalar küçük iseler etkin bir biçimde faaliyette bulunabilme olanağına sahip değildirler. Örneğin küçük bir firma, en ucuz fiyattan alınmasını sağlayacak yeterince büyük miktarlarda hammadde satmalına olanağına sahip clamayabilir. Ayrıca bazı firmaların etkinsizlikten şikayetçi olacak kadar da büyük oldukları bir başka gerçektir, Örneğin bu tür firmalarda yöneticiler etkin bir biçimde karar almak ve hareket etmek için bilgiyi zamanında elde cdemeyebilirler. Diğer yandan çok hızlı büyüyen firmalar "büyüme sancılarından" zarar görebilir ve başarısızlığa uğranabilirler. Ayrıca halı büyüme aşın riske götürür.

Firmanın hacmini azamileştirmek hedefi, en azından sezgisel olarak değer yaratmanın unsurlarından birisi olan firmanın nakit akımlarını maksimize etmek ile tutarlıdır. Ancak bu hem zaman hem risk unsurlarını dikkate almamaktadır. Bu nedenle kendi babına firmanın hacmini azamileşıirmek şirketlerin ana amacı olamaz.
Muhasebe Kârlarım Azamileştirmek

Muhasebe karları ile kastettiğimiz şey, belirli muhasebe kurallarını izleyerek hazırlanan firmanın gelir tablosunda raporlunun kardır. Ancak muhasebe karları firmanın performansının ve değerinin ekonomik bakımdan her zaman en anlamlı ölçüsü değildir. Özellikle, değer yaratmanın en temel unsurlarından birisi olan nakit akımı ile aynı şey değildirler. Gerçekte, muhasebe zararı açıklayan bir firma, nakil masrafı olmamasına rağmen, karları düşüren amortisman masrafı yeterince yüksek ise, pozitif bir nakit akımına sahip olabilir.

Muhasebe karının bir kurallar seline dayanmakla olmasına karşın, nakit akımı fiili nakil tahsilatı ve ödemeleridir. Finansal yönetici muhasebe karlarından ziyade nakit akımları ile ilgilenir. Çünkü, pay sahiplerine lemeitü, işçilere ücret, hammadde satıcılarına bedel ödemek için nakit gereklidir. Karlar genellikle nakit akımlarından farklı olduğu için, muhasebe karını azamileştirmck ve finansal değeri yaratmak için esas olan değişkenlerden birisini dikkale almamakladır.

Muhasebe karlarını azamilcşlirmek amacı diğer yandan değer yaratmanın zaman bo-yulunu da dikkate almamaktadır. Örneğin, hangi dönemin muhasebe kan azami-leştirilecektir ? Kısa-süreli muhasebe karlarını maksimize çimek çoğunlukla firmanın gelecekıeki başarısına zarar vererek gcrçcklcşlirilcbilmckıcdir. Örneğin ilaç firmaları yeni ilaçlar için yoğun bir araştırma ve geliştirme (AR-GE) harcaması yaparlar. Bu alanda faaliycl gösicren bir firma AR-GE harcamalarını önemli ölçüde azallarak bu yılın muhasebe karını artırabilir, ancak bu firmanın gelecekteki gelişmesine ve satışlarına zarar verir.

Bunların yanısıra muhasebe karını azamilcşlirmek uygun bir hedef değildir, çünkü değer yaratmanın üçüncü unsuru olan riski dikkale almamakladır. Her dönemde, yönetici, farklı risk düzeyleri olan farklı projelerle karşılaşır. Çoğunluk durumlarda da, en yüksek beklenen muhasebe karı olan projeler en büyük riske sahiptir. Daha sonra göreceğimiz gibi yüksek kar ile yüksek risk birlikle gilmc eğilimindedir. Eğer yalnızca beklenen muhasebe karını azamilcşlirmek islersek, en riskli projeleri seçeriz. Daha yüksek risk ise daha düşük bir firma değerine götürür. Bu nedenle riski dikkale almadaki yetersizlik, muhasebe karlarını azamileştirme stratejisinin ciddi bir kusurudur.
Hisse Senedi Fiyatını Maksimize Etmek

Firmanın üçüncü olası amacı değer yaratma ile ilgili bulun lemel değişkenleri hesaba kalmakladır. Bu nedenle, şirket pay senedinin fiyatını maksimize etmek amacıyla yönetilmelidir (Sermaye piyasasının gelişmediği ve küçük pay sahipliğinin yaygın olmadığı bir durum için isterseniz buna firmanın değerini maksimize etmek diyelim). Bu pay sahiplerinin servetini maksimize eımekle eş anlamlıdır.

Yatırımcılar esas iıibariyle firma tarafından yaratılan nakit akımları ile ilgilenirler. Eğer onlar firmanın gelecekte-önemli ölçüde nakit akımı yaratacağına inanırlarsa daha büyük miktarda pay senedi almak isterler, böylece pay senedinin fiyatı da yükselir. Eğer nakit akımı geç olmaktan çok, erken elde edilirse de pay senedinin fiyutı yüksçlir. Çünkü, bugünkü bir lira yarınki bir liradan daha büyük bir değere sahiptir. Bu nedenle pay senedi fiyatının maksimize edilmesi amacı, değer yaratmanın zarnan unusurunu du dikkate almaktadır. Ayrıca riski de dikkate alır. Yatırımcılar beklenen geliri için fir-manın stratejisinin çok riskli olduğunu düşünüyorlarsa, yatırımcılar pay senetlerini satacaklar ve pay senedinin fiyalı düşecektir.

Dersimizin sonraki bölümlerinde pay sahibinin servetini maksimize etmeyi esas alıyoruz. Bu pay senedi fiyatını maksimize etme ile eş anlamldır. Bu firma için uygun . bir amaçtır, çünkü finansal değer yaratmanın bütün unsurlarını, yani nakit akımı, zaman ve riski birleştirmekledir
Firmanın Finans Fonksiyonu

Bu derste finansal yönetici terimini, bir şirketin önemli bir yatırım veya finanslama kararından sorumlu herhangi bir kişiyi ifade etmek üzere kullanacağız. Çok küçük firma lar ayrık lutulursa bu dersde tartışılan bütün kararlardan sorumlu olan tek bir kişi değildir. Sorumluluk firma içinde dağılmıştır. Yukarı yönetim kuşkusuz sürekli olarak finansal kararlarla uğraşır. Yeni bir üretim aracını dizayn eden mühendis de bu işle-uğraşır; dizayn firmanın sahip olacağı reel varlığın çeşidini belirler. Reklam yöneticisi de işini yaparken önemli yatırım kararlan alır. Önemli bir reklam kampanyası gerçekte maddi olmayan varlıklara yapılan bir yatırımdır. Eğer potansiyel müşterileriniz ürününüzden haberdurlursu ve onu alına konusunda ikna olmuşlarsa gelecekteki satış ve kazançlarla geriye ödenecek bir varlığa sahipsiniz demektir.

Ancak, finans konusunda ihtisaslaşmış yöneticiler vardır. Hazine yöneticisi (treasu-rer) genellikle finansmanı sağlamak, firmanın nakil hesabıyla bankalar ve diğer mali ku-rumlarla ilişkilerini yönelmekle en doğrudan sorumlu kişidir. Hazine yönelicisinin tipik sorumlulukları Tablo 1.1'in sol tarafında sıralanmıştır.

Küçük firmalarda hazine yöneticisi muhtemelen lek mali yöneticidir. Ancak daha büyük şirketlerde genellikle bir kontrolör de vardır. Tablo l.1in sağ tarafında tipik kont-rolör sorumlulukları sıralanmıştır. Bu iki iş arasında kavramsal farklılık vardır.

Hazine yöneticisinin birincil görevi emanetçiliktir; yani firmanın sermayesini sağlar ve yönetir. Buna karşılık kontrolörün birincil görevi kullanılan paranın etkin bir biçimde kullanılıp kullanılmadığını murakabe etmektir. Kontrolör bülçclcme, muhasebe ve denetimi yönetir.

Büyük firmalar genellikle hem ha/ine yöneticisinin hem de kontrolörün çalışmasını yönetmek ve baş (inansal yönetici olarak görev yapmak üzere bir mali işler genci müdür yardımcısı atarlar. Buna ilave olarak mali işler genel müdür yardımcısı yoğun bir biçimde mali politikanın tayini ve planlama ile uğraşır ve dar anlamda mali konuların ötesinde genel yönetim sorumlulukları vardır.

Türkiye'deki uygulama çeşitli ö/ellikler göstermektedir. Ülkemi/de şirketlerin büyüklük ve küçüklüğü yumsıru genelde kapalı aile şirketleri olması da yönetimsel yapılarını ve organizasyonlarını belirleyici bir etken olmuştur. Terim olarak ülkemizde Hazine Yöneticisi yerine Finansman Müdürü, kontrolör yerine ise Muhasebe Müdürü deyimleri kullanılmaktadır. Küçük şirketlerde bu iki işlev genel olarak aynı kişinin sorumluluğunda ve bölümde yerine getirilmektedir. Büyük şirketlerde özellikle yabancı sermayeli şirketler ile kamu iktisadi teşebbüslerinde bu iki işlev ayrılmıştır. Ancak büyük şirketlerde de genel uygulama bu iki bölümün genel müdür yardımcısı düzeyinde aynı kişiye bağlı olması şeklindedir. Diğer yandan ülkemizde sermaye piyasası araçlarına (halka bono ve tahvil gibi borçlanma senetleri ve pay senedi ar/ı) başvuran şirketlerin sayıca azlığı ve bu araçların kullanma yoğunluğunun düşük oluju da bu örgütlenmeyi etkilemektedir. Ayrıca hankalar,sigorta şirketleri gibi mali kurumların örgütlenme tarzı da sanayi ve ticaret şirketlerine kıyasla değişik özellikler göstermektedir.

Önemli sermeye yatırım projeleri ürün geliştirilmesi, üretim ve pazarlama planlan ile öylesine yakından ilişkilidir ki, bu alanlardaki yöneticilerin kaçınılmaz bir biçimde projelerin planlanması ve analizine katılmaları gerekir. Eğer firmanın planla-

ma konusunda ihtisaslaşmış personeli varsa doğal olarak yatırım hütçelemesi jle bunlar ilgilenirler. Genellikle finansman müdürü, muhasebe müdürü veya mali isler genel müdür yardımcısı yatırım bütçelemesi sürecini organize etmek ve denetlemek-le sorumludur.

Bir çok finansal konuların önemi yüzünden nihai karar, yasalar veya gelenek nedeniyle yönelim kuruluna kalır. Bu konuda her ülkenin kendine özgü düzenlemeleri vardır.Bir çok karar ülkede yürürlükte olan yasal düzenleme çerçevesinde yönetim kuruluna bırakılmıştır. Ayrıca şirket, özellikle anonim şirket, şeklindeki örgütlenmelerde , şirketin anasözleşmesi yönetim kurulunun yetki ve görevlerini belirleyici bir diğer un-surdur. Gerçekten de bazı önemli yatırım kararları ve finansal boyutu olan diğer kararlar için yönetim kurulunun karar alması gereği olabilir.
Finansmanın İşletmedeki yeri ve önemi

İşletme yönetimi ve iktisadı bilgisinin konusu, işadamına kâr temini için yardımcı olmaktır. Kârı artırmak çeşitli biçimlerde mümkün olabilir.

ÖR:Örneğin ucuz, yani düşük maliyetlerle üretim yapmak, fazla satmak, işte çalışan personelin istekle çalışmasını sağlamak vb. işadamına kârı artırma olanaklarını verir. Kârı artırmak için var olan çeşitli olanakların her biri işletme iktisadı ve yönetimi bilgisine giren çeşitli dalların konusunu oluşturur. Nitekim,

1-ucuz üretim yapabilmek üretim yönetimi,

2-fazla miktarda ve az masrafla satış yapmak pazarlama,

3- işletme personelinin istekli çalışmasını sağlamak, personel yönetimi bilgilerinin konusunu oluşturur.

Önce, işe başlamak için paraya ihtiyaç vardır. Paranın en ucuz ve kolay bir şekilde nasıl sağlanacağı, finansman bilgisinin araştırdığı ilk problemdir.

Para, işletmenin öz sermayesi olabileceği gibi borcu da olabilir.

Öz sermayeyi daima işletmenin sahibi bankasından alarak işe koymaz. Sermaye ister Öz sermaye, ister borç olsun, bunun temin edilebileceği çeşitli kurumlar ve imkânlar vardır. Bunlar arasından en ucuz ve en uygun bulunanı seçilir.

Finansman

 Fransızca; financement
Ekonomi terimi


Bir girişime işleyebilmesi, gelişebilmesi için gereken para ve krediyi sağlama işi.

Ekonomik etkinliklerin yürütülmesi için gerekli parasal kaynakların sağlanması gerekir. İşletmeler, gereksinmelerini karşılamak amacıyla bankalardan bazı koşullarla kredi alabilirler, sermayelerini artırabilir ya da tahvil ihracı yoluna gidebilirler. Riskli işlerden doğabilecek zararları karşılamak için sigorta şirketleriyle işbirliği yaparlar.

Tüketiciler, para gereksinimlerini bankalardan ve özel kuruluşlardan borç alarak karşılar. Hükümet, finansman gereksinimini, vergi ve harçlar koyarak, emisyonu artırarak, tahvil çıkartarak ve Uluslararası Para Fonu (İMF), Dünya Bankası gibi uluslararası kurumlardan ve bankalardan borç alarak karşılar. Uluslararası bankalar, yerli ve uluslararası büyük işletmelerin finansman gereksinimlerini de karşılar.


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
İhracatın Finansmanı(5359)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!