Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Eğitim Sosyolojisinin Tanımı Konusu ve Özellikleri
www.arsivbelge.com
Eğitim Sosyolojisinin Tanımı Konusu ve Özellikleri dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Eğitim Sosyolojisinin Tanımı Konusu ve Özellikleri başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Mahmut Tezcan

Eğitim Sosyolojisinin Tanımı, Konusu, Özellikleri Ve Gelişimi

 Eğitim sosyolojisi, sosyoloji- biliminin bir uzmanlık dalıdır. Ondan kopuk apayrı bir dal değildir. Tersine, onun genel kavramlarının eğitim bilimine uygulanmasıdır.

Sosyoloji ve eğitim bilimi ilişkileri ya da ikisi arasında köprü kurma çabaları oldukça yemdir. Eğitim sosyolojisinin ayrı bir dal olarak doğuşuna değin çeşitli aşamalarda sosyoloji ile eğitim biliminin nitelik bakımından birbirlerinden oldukça farklılık göstermeleri sebebiyle bir işbirliğinin gerçekleşemeyeceği görüşü egemendi. Çünkü sosyoloji, toplumun genel yasalarını, yasa benzeri düzenlilikleri, eğilimleri, toplumsal olgular arasındaki sebep-sonuç ilişkilerini tespite çalışan kuramsal bir temel bilim; eğitim ise, pratik uygulamalara yön veren, derhal kuramdan pratiğe geçen gerçekler peşinde koşan bir uygulamalı bilim olarak tanınıyordu. Fakat 20. yüzyılda genellikle A.B.D.de eğitim biliminin bir uygulamalı bilim olarak uygulamalı sorunlara çözüm yolu bulmaktaki başarısızlığı hayal kırıklığı yaratmış ve bu bilimin sağlam, güvenilir gerçeklere varmak için daha önceden gerçek kuramsal araştırmalara zorunlu Bir ihtiyacı olduğu tespit edilmiştir.

Ayrıca doğruluğu esaslı bir denetimden geçmeyen sonuçların derhal uygulama alanına koyulmaması gerektiği üzerinde de durulmuştur. Böylece sosyolojinin spekülatif bir bilim olmadığı ve eğitimin ise derhal uygulama alanına koyulmaması gerektiği üzerinde bir anlaşmaya varılmıştır. Başka bir deyimle, sosyolojinin spekülatif, eğitimin ise derhal toplumsal uygulama için reçeteler veren bir uygulamalı bilim olduğu yolundaki eski görüşler değişikliğe uğramıştır[1]. Bu bakımdan her iki dalın da nitel yönden birbirlerine yakınlaşmalarıyla, yâni, hem sosyolojinin ve hem de eğitim biliminin gerek kuramsal yönleri ve gerekse uygulamaya yönelmeleri sebebiyle işbirliği yapabilmeleri kolaylaşmış ve "Eğitim Sosyolojisi" dalı doğmuştur. Eğitim sosyologlarından Brookover ve Gottlieb eğitim sosyologunun genel sosyologdan farklılığının onun sadece özel olarak seçilmiş birtakım materyal ile çalışmasına bağlamakta ve eğitim sosyologunun okullunun davranış ve ideolojisini anlamaya, okulun mevcut kurumlar ve kişilik üzerindeki etkisini keşfetmeye çalıştığını belirtmektedirler[2].

Temel konuya girmeden önce, eğitim bilim ve sosyoloji kavramlarını açıklamak gerekir.

A. EĞİTİM KAVRAMI VE EĞİTİMBİLİM

Genellikle her eğitimci, eğitimi değişik ifadelerle farklı biçimlerde tanımlamıştır. Şüphesiz bu farklılaşmada eğitimcilerin değişik amaçları esas almaları rol oynamaktadır. Bununla birlikte literatürde çok geçen şu tanımları vermekle yetineceğiz.

"Eğitim, bireyin yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarım ve olumlu değerdeki diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçler toplamıdır." Başka bir biçimdeki tanıma göre eğitim, "Bireyin toplumsal yeteneğinin ve en elverişli düzeyde kişisel gelişmesinin elde edilmesi için seçilmiş ve denetimli bir çevreyi (özellikle okulu) içine alan toplumsal bir süreçtir[3]

Bir eğitimcimiz de eğitimi, "Bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve amaçlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir" biçiminde tanımlıyor. [4] Bu tanımlamaları gözden geçirdiğimiz zaman eğitimin, kişiliğin gelişmesine yardım eden ve onu esas alan, onu yetişkin yaşamına hazırlayan, gerekli bilgi, beceri ve davranışlar elde etmesine yarayan bir süreç olduğunu anlarız. "Eğitimbilim" ise, eğitimi kendisine konu alan bir bilimdir. Eğitim olayını bilimsel yöntemlerle inceleyen, eğitim sorunlarını bilimsel bir yaklaşımla çözümlemeye çalışan ve eğitim alanında kurallar ve kuramlar düzenlemeyi amaçlayan bir bilim dalıdır. [5]

B. SOSYOLOJİ.

Beşerî toplumun sistematik incelenmesiyle ilgilenen bir toplumsal kurallar bütünü olan toplumun bilimidir. Davranış bilimlerindendir ve uygar toplumlarla ilgilenir. En geniş anlamıyla insan davranış ve ilişkilerini konu edinir. Bir arada bulunan insanlar olayı üzerinde yoğunlaşır. Toplumun her yerinde mevcut toplumsal davranışın kalıplaşmış düzenliliklerini inceler. Bu alandaki toplumsal kuralları ve yasaları tespite çalışır.

Sosyoloji, beşeri toplumda bulunan grup yaşamı hakkında bilimsel yöntem ve tekniklerin uygulanmasıyla bilgi edinir. O halde sosyoloji, toplumda gruplar üzerinde durmakta, grupların yapı ve işlevlerinin çözümlenmesini ele almakta, grupların kökenleri, kompozisyonu ve birbirleriyle ilişkilerini insan davranışları yönünden incelemektedir. Bilimsel yöntemlerle toplumda olguları inceler. Eğitsel olaylar da toplumda cereyan ettiğine göre, sosyolojinin eğitimi bir toplumsal kurum olarak ele alması kaçınılmaz bir durumdur. İşte "Eğitim Sosyolojisi" denen ayrı bir uzmanlık alanı bu sebeple doğmuştur.[6]

C. EĞİTİM SOSYOLOJİSİNİN GELİŞİMİ

Ondokuzuncu yüzyıl klâsik sosyologları kuramsal olarak kendi sistemlerini geliştirirken eğitim olgusuyla da ilgilenmişlerdir. Fakat bu sosyologlar, toplumun bütün olgu, olay ve süreçlerini toptan bütüncül bir yaklaşımla ele alıp genel kurallara ulaşmak, gözlemden çok ilkelere bağlı kalmak eğilimleri yüzünden, başka bir deyimle, mikro sosyolojiden çok, makro sosyolojik bir yaklaşımı benimsemelerinden dolayı "Eğitim" sürecini de sübjektif nitelikte çözümlemekle yetinmişlerdir[7]. Bu yüzden, bugün onların eğitim hakkındaki önsezi niteliğindeki görüşlerini birer varsayım olarak araştırmalarda kullanmak mümkündür.

Klasik sosyologlardan Lester Ward, 1883 yılında yayınlanan "Dinamik Sosyoloji" isimli yapıtında ilk kez eğitim sosyolojisinden söz etti. Ward, toplumsal gelişmede bir öge olarak eğitimin önemine değindi. Daha sonra John Dewey, 1899 yılında yayınlanan "Okul ve Toplum" isimli yapıtıyla eğitim sosyolojisi alanını güçlendirdi. Dewey eğitim sistemini toplumsal değişmenin doğrudan aracı olarak gördü.

Böylece okullara bir reform toplumu olarak baktı7. Emile Durkheim, William James ve C.S. Pierce gibi kişiler de daha sonraları eğitim sosyolojisine önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Emile Durkheim'ın Katkıları

E. Durkheim, bu alanın kurucuları arasında sayılmaktadır. Kimileri ise George S. Payne'i kurucu olarak belirtirler. Durkheim, eğitimde bilimsel metodolojinin kullanılabileceğinde direndi. Özellikle Fransa'da toplumsal düzensizlikle ilgilendi ve okulların bu durumu önleyebileceğini ileri sürdü. Çocuğun toplumlaşmasında okulun artan önemi üzerinde durdu. Okulun, çocuğun grup yaşamındaki dayanışma duygusunu uyanık tutan gerekli herşeye sahip olduğunu belirtti.

Durkheim'ın eğitim sosyolojisine temel katkısı, eğitime bir toplumsal olay olarak bakışıdır[8]. Ona göre eğitim olgusu, temel olarak toplumsaldır. Kökeni, işlevi ve eğitim kuramı bakımından sosyoloji ile çok sıkı ilişkilidir. Eğitim bir toplumdan diğerine büyük değişiklik gösterir. Hatta eğitim tarihinde aynı toplumda farklı zamanlarda farklı biçimlere bürünür[9]. Eğitim sistemi ya da eğitim süreci de diğer toplumsal, siyasal ya da ahlaksal kurumlar gibi işlevlerini yerine getirdiği herhangi bir toplumun yapı ve ihtiyaçlarının sonucu olan toplumsal bir olaydır. Eğitim herhangi bir toplumda uygulamalar, eylem biçimleri, geleneklerden oluşur. Ortaçağda eğitim dinsel, rönesansta özgür, onyedinci yüzyılda edebî, bugün ise bilimsel niteliktedir. Bunun sebebi, insan ihtiyaçlarının çokluğu ve çeşitliliğine bağlıdır.[10] İnsan ihtiyaçları çeşitlenmiş ve o ihtiyaçların bağlı olduğu toplumsal koşullar da değişmiştir.

Durkheim, eğitimi işlevsel açıdan ele aldı. Eğitim de temel toplumsal kurumlardan birisidir. Temel kurumlar toplumsal uyumu ve birliği geliştirir ve korur. Eğitim de bunlardan biridir. Eğitimin özel işlevi (görevi), genç kuşağın metodik olarak toplumsallaşmasıdır. Bununla ifade edilen ise, çocukta muayyen değerler ve muayyen entelektüel ve fiziksel beceriler kazandırmaktır. Bu becerileri bireyden hem siyasal toplum, hem de kendisinin özel çevresi ister. Toplumun hayatta kalması ve uyum, ancak bu yoldan sağlanır.[11]

Mili, Kant, Herbart ve Spencer gibi düşünürlerin eğitimin amacının bireyin yeteneklerini en yüksek olgunluk derecesine çıkarmak olduğu ve bireyi temel alma görüşlerine karşılık Durkheim, eğitimin genç kuşağın toplumsallaştırılması olduğunu belirtir.[12] Toplumun istediği biçimde yetişmiş insan söz konusudur. Bu sebeple eğitim, toplumsal ihtiyaçlara cevap oluşturur. Özetle, Durkheim, eğitimde toplumun gözönünde bulundurulmasına ağırlık vererek, eğitimin toplumsal oluşuna dikkati çekmiştir.

Bir toplumda değerler ve inançların uyumu önemlidir. Fakat onlara nasıl ulaşılır? Antisosyal davranışlı çocukları sorumlu yetişkin haline getirmek için ne yapmalıyız? Durkheim'e göre ahlâk eğitimi vermek gerekir. Ona göre ahlâk eğitimi, toplumun temel değerleri ve inançlarının benimsenmesi sonucunu doğuran toplumsallaşma deneyimlerinden oluşur. Bu eğer başarılı olursa, güçlü bir toplumsal denetim biçimi olur. Böylece bireyler toplumlarının normlarına inanırlar, doğru ya da ahlâkî davranışlarda bulunurlar. Bunların ihlâlinde suçluluk ve utanma duyarlar.[13]

Okul içinde ahlâk eğitiminin temsilcisi öğretmendir. Öğretmen, zamanının ve ülkesinin ahlâkî düşüncelerinin yorumlayıcısıdır.[14] A.B.D. de 1907 yılında ilk eğitim sosyolojisi kursu verilmiş ve 1914 de birçok kurumlar eğitim sosyolojisi vermekte idiler. 1916 yılında Columbia Öğretmen Koleji eğitim sosyolojisi bölümünü kurdu.[15]

1920 yılında ise George Payne'in desteğiyle "Eğitim Sosyolojisi Araştırmaları Ulusal Derneği" kuruldu ve 1927 de "The Journal of Educational Sociology" dergisi yayınlanmaya başladı. Ayrıca yine bu yıl içinde A.B.D. de 194 kolej ve üniversite, eğitim sosyolojisi kursları vermekte idi.

Max Weber'in Katkıları

1920–1930 arası Almanya'da sosyolog Max Weber, eğitim sosyolojisinde sonradan kullanılan birçok kavramların gelişmesinde çok önemli rol oynadı. Weber, sanayileşmiş ve teknolojik bir toplum içinde eğitimi ele aldı. Bu çerçevede Weber, örgün eğitimi, bireyleri özel bir yaşam biçimine hazırlayan bir "farklılaşma" kurumu olarak gördü.[16] Eğitsel kurumların gelecekte toplum için yüksek derecede eğitilmiş uzmanlar yetiştireceğini ileri sürdü. Eğitim sosyologlarından Halsey ve Floud, Weber'in eğitim sosyolojisine katkılarını incelerken VVeber'in eğitimin temel işlevinin bireyin toplumsal yapıdaki statüsü bakımından ilerde dolduracağı konuma hazırlamak olarak gördüğünü belirttiler. Gerçekten Weber, eğitimi, birey ve grupları özel bir yayaşam biçimine hazırlayıcı olarak görmüştü. Ayrıca Weber'in bürokrasi ve toplumsal tabakalaşma kavramları da bugünkü eğitim sosyolojisi araştırmalarının temelini oluşturmuştur.

Kari Mannheim'm Katkıları

K. Mannheim, M. Weber'in etkisinde kalmıştır. Eğitimle ilgili çalışmalarında ise daha çok Durkheim'in etkisi görülür. Eğitimin sadece toplumsal kurumlar tarafından mümkün olabileceğini söyler. Ona göre eğitimin amaçlarından birisi de, birlikte yaşayan insanların daha başarılı olarak yaşamalarım sağlamak için onlara yardımcı olmakmaktır.

Eğitimin dinamik bir süreç olduğunu kabul eder. Bu dinamiklik, hem bireylerin uyarlanarak gelişimi, hem de değişen ve gelişen çevre bakımından iki yönlüdür.

Mannheim, toplumda temel eğitim aracının topluluk olduğunu belirtir. Eğitimin "Örgün" okul olarak kurumsallaşmış biçimi ile topluluk etkisi sonucu daha genelleşmiş olan "Toplumsal eğitim" biçimim birbirinden ayırdeder. Toplumun diğer eğitici yönleri yanında okulun eğiticiliği daha önemlidir. Kilisenin ve ailenin çocuğun eğitimindeki önemi üzerinde de durmuştur. "Diagnosis of Our Time" isimli yapıtında demokrasinin temel taşları ve hükümet biçimi bakımından eğitimi gerekli bir süreç olarak ele almıştır. Eğitim kavramını toplumun bütünleyici bir parçası olarak görmüştür.[17]

Özetle, klasik sosyolojik görüşler, eğitimi, toplumun bütünleyici bir parçası olarak ele almış, toplumun biçimleniş ve işleyişinde önemli bir role sahip olduğunu vurgulamışlardır. Eğitim, insanları toplumda yaşama hazırlayan bir kurum olarak ele alınmıştır. Onlara göre insanlar nasıl toplumsal olabileceklerini düşünmeli ve eğitimin rolü de onları toplumsallaştırma olmalıdır.

Klasik Sosyolojide eğitim, çalışmaların az bir kısmını oluşturmakla birlikte, yine de, eğitimin toplumun işleyiş ve biçimlenişindeki önemi bakımından ele alınmıştır. Düşünceleri ve kavramları, toplumda eğitimin rolü ve çağdaş eğitim sosyolojisinin gelişmesinde yardımcı olmuştur.[18]

1930 yıllarında Hitler'in gücünün artmasıyla eğitim sosyolojisinin gelişmesi A.B.D. ne doğru kaydı. Diğer Avrupa ülkeleri bu alanı, Üniversite ve kolej programlarına kabul etmekte çok yavaş davrandılar. Bu yüzden eğitim sosyolojisi, A.B.D.'nin akademik kurumlarının bir tekeli durumuna geldi. Bu sıralarda birçok akademisyen yetişti. Bunlardan Wülard Waüer, "Öğretim Sosyolojisi" isimli yapıtıyla ilk kez "Öğretmenin Rolü" konusunu ele aldı ve öğretmenin rolünü hem öğrenciler ve hem de bulunduğu toplum ilişkileri açısından inceledi.

D. EĞİTSEL SOSYOLOJİ VE EĞİTİM SOSYOLOJİSİ AYRIMI

1940 yılından sonra eğitim sosyolojisinde iki farklı görüş belirlendi. 1940 yılı sonlarında A.B.D. de eğitim sosyolojisine ilgi azaldı. Bunun sebeplerinden birisi, "Eğitim Psikolojisi" dalının ortaya çıkışı oldu. Birçok okul yöneticileri bu konuyu eğitim sosyolojisinden daha fazla ilgi duydular ve onun gelişmesini teşvik ettiler.[19] Eğitim psikolojisini eğitim sosyolojisinden daha pratik ve daha az tehlikeli buldular.

Bu pratisyenler çocukla, testler ve bunların ölçülmesi biçiminde bireysel olarak ilgilenmeyi tercih ettiler. Eğitim sosyolojisine azalan ilginin ikinci bir sebebi ise, bu alanı geliştirmeye çalışan kişilerin araştırma yönünden eğitilmemiş olmalarıydı. Araştırma sırasında yeterli araştırma teknik ve yöntemlerinin uygulanmasında bir eksiklik vardı. Birçoğu eğitim sosyolojisi adı altında birbiriyle ilgisiz materyallerden ibaretti. Ayrıca akademik alanda eğitilmemiş kimseler öğretimde bulunuyordu. Bu yüzden verilen kurslarda 1947 yılına dek bir azalma olmuştur.

Eğitim sosyologu Brookover, 1949 yılında eğitsel sosyoloji başlığı altında verilen kursların eğitim ya da sosyoloji ile çok az ya da ilgisi olmadığını belirtiyordu. Ayrıca uygulayıcılarla kuramcılar arasında eğitim sosyolojisinin gelişimi, doğrultusu ve en iyi  içimde nasıl gelişmesi gerektiği konusunda anlaşmazlık ve kopukluklar vardı. Bu sırada halkla ilişkiler kurumları ve mesleksel dergilerde iki farklı görüş belirdi.[20]

1- Eğitim Sosyolojisi

Bir görüş, bu dalın sosyolojinin bir dalı olduğunu ileri sürdü ve "Eğitim sosyolojisi" kavramını kullandı. Bu görüşte eğitim sosyolojisi, bilimsel yöntemlerle kuramsal bilgi elde etmeye çalışır. Bu durumda sosyoloji, eğitim konusunda eğitim üzerinde yoğunlaşarak eğitimcileri, okulları ve diğer eğitsel kurumları toplumsal, ve kültürel çerçeveleri içinde anlamaya çalışır. Eğitim ve toplum arasındaki ilişkiler geniş bir biçimde ele alınır.[21]

Bu daim alt dallan ya da uzmanlık alanları olarak da aşağıdaki yönelimler tesbit edilmişti.

a. İnsana yönelim

Tüm toplumsallaşma sürecini esas olarak alır. Alanı, antropolojiden psikolojiye kadar genişletir.

b. Araştırma yönelimi

Burada amaç, eğitimcileri ve yöneticileri geniş ölçüde sosyoloji üzerinde yoğunlaştırılmış eğitsel araştırma için eğitmektir. Eğitimde sosyolojik yöntem ve tekniklerin yeterli bir öğretimiyle öğretmenlerin ve araştırıcıların ihtiyaçları karşılanır.

c. Toplumsal modeller yönelimi

Toplumda, toplumsal etkileşim ve toplumsal rolleri ele alır ve bunların okul içi, okul dışı gruplarla ilişkilerine ağırlık verir.

Genel Olarak Eğitim Ve Toplum İlişkileri

En geniş anlamıyla, en genel düzeyde eğitim sosyolojisi, eğitim ile toplumun diğer kurumsal düzenleri arasındaki işlevsel ilişkileri inceler. Belli başlı diğer kurumsal düzenler ise ekonomi, siyaset, din, aile ve boş zamanlar, v.s. dir. Böyle bir anlayış, zorunlu olarak karşılaştırmalı niteliktedir.[22] Bu açıdan eğitim sosyolojisine baktığımız zaman aşağıdaki karakteristik sorunlar sanayi toplumlarında ortaya çıkar.[23]

a. Eğitsel düşünceler, kuramlar ve politikaların toplumsal kökenleri, bunların belirleyicileri ve uygulanmaları.

b. Eğitsel kurumlar ya da eğitim sisteminin daha geniş toplumsal yapı ile olan ilişkileri.

Örneğin:

1. Demografisi ile (Nüfus miktarı ve nüfusun niteliği).

2. Ekonomisi ile (însangücünün sağlanması ve niteliği).

3. Siyasal sistemi ile (Ulusal önderlerin yetiştirilmesi).

4. Toplumsal tabakalaşma sistemi ile (Toplumsal seçilme ve farklılaşma, öğretim mesleği sosyolojisi) ilişkiler gibi.

c. Çevrenin informal eğitsel etkileri.

Örgün eğitimi geliştirici ya da engelleyici maddî ya da manevî etkenler (Örneğin sosyoekonomik durum, aile çevresinin büyüklüğü ya da diğer özellikleri, toplumsal sınıfın, etnik grupların, dinsel grupların, yaş gruplarının ve diğer alt grupların tutum ve değerleri.

2- Eğitsel Sosyoloji

Diğer görüşü ise okul yöneticileri, eğitim uzmanları ve eğitim profesörleri oluşturuyordu ki bu dalın eğitime özgü olduğunu ileri sürerek sosyolojik kuramın, somut, pratik, çağdaş eğitimsel sorunlara doğrudan doğruya uygulanması gerektiği üzerinde durdular. Bir tür uygulamalı sosyoloji olarak algılandı. Soyut, kuramsal sosyoloji ile ilgilenilmedi.

Başka bir deyimle sosyoloji, eğitsel kuramın, uygulamalar ve süreçlerin incelenmesiyle eğitimin içinde yoğunlaşmaktadır. Bu durumda sosyoloji, eğitsel psikoloji gibi bir işleve sahip olur. Bunlar, "Eğitsel Sosyoloji" kavramını kullandılar. Böylece eğitsel psikoloji ile eğitsel felsefe arasında bir denge kurmak istediler. Eğitsel sorunlara yararlı ve pratik çözüm yolları istediler.

Bu iki farklı görüş, fakültelerin ya da kurumların uzmanlık alanlarına göre farklı bir biçimde ele alınmakta idi.

Örneğin A.B.D. deki kurumlardan şu çizelge elde edilmiştir.[24]

AKADEMİK ALAN UNVANININ OKUL VE BÖLÜMLERLE İLİŞKİSİ

Kursun adı

Eğitim bölümlerinde verilenler sayısı

Sosyoloji bölümlerinde verilenler sayısı

Eğitsel Sosyoloji

109

33

Eğitim Sosyolojisi

45

128

1963 yılından sonra Eğitsel Sosyolojik Araştırmalar Derneği'nin çıkardığı derginin adı "Eğitsel Sosyoloji" iken "Eğitim Sosyolojisi" olarak değiştirildi. Böylece dernek, yeni ve farklı bir grup yöneticiler denetimine geçti. Bunların çoğu, sosyoloji öğrenimi görmüş, eğitime ilgi duyan kimselerdi. Dergi, böylece, istatistiksel veriler ve bilimsel yöntemlere göre hazırlanmış araştırmalara yer verdi. Oysaki derginin daha önceki sayıları ahlâk, siyaset ve doğrudan doğruya eğitsel uygulamaya yönelik incelemelere yer veriyordu.[25]

Sonradan bu iki ayrı görüş bakımından birçok pratisyenler bu iki alanın birbirleriyle çok sıkı bir biçimde ilgili olduklarım ve bir ayrımın söz konusu olamayacağını benimsediler. Bu ikisinin bütün pratik amaçlar için aynı şey olduğunu ve her ikisinin de sosyolojiye çok yakından bağlı olduğu inancı yerleşti.[26]

Böylece eğitsel sosyoloji araştırmalarının hepsi, pratik sorunları derhal yanıtlayan ya da mevcut uygulamadaki yetersizlikleri ortadan : kaldıran bir alan olmaktan uzaklaşmıştır. Bugün, eğitsel sosyoloji olarak nitelendirilebilecek araştırmaların çoğu, sorunlara yönelik araştırma tipinden bugünkü ve gelecekteki toplumda daha yeterli bir eğitimin sağlanmasında daha geniş bir girişimin bir parçası olmuştur.[27]

Oysaki daha önce eğitsel sosyoloji, daha çok eğitsel uygulamanın sorunlarına mantıksal olarak bağlı sosyolojik ve toplumsal psikolojik türdeki bilginin gelişmesi ile ilgilenmekte idi.

3- Eğitimin Toplumsal Temelleri

Eğitsel sosyoloji ve eğitim sosyolojisi dışında bazı ülke ve kurumlarda ise "Eğitimin toplumsal temelleri" başlığı altında kurslar verilmektedir.

Şüphesiz bu yaklaşım diğer ikisinden içerik bakımından geniştir. Çünkü bu başlık altında genellikle, eğitim tarihi, eğitim felsefesi, eğitim sosyolojisi ve karşılaştırmalı eğitim gibi çalışma alanları işlenmektedir.

E. EĞİTSEL SOSYOLOJİNİN ÖZELLİKLERİ

Eğitim sosyolojisinin tanımım çeşitli yazarlar farklı biçimlerde yapmışlardır. Kuşkusuz bu farklılıkta eğitsel sosyoloji ve eğitim sosyolojisi ayrım ya da anlayışının geniş rolü olmuştur. Bu farklı iki görüş, bugünkü eğitim sosyolojisinin gelişme, içerik ve tanımlanması yönünden bir bakıma yararlı olmuştur. Denilebilir ki bugünkü eğitim sosyolojisi bu iki farklı görüşü de içeren bir dal durumuna gelmiş, fakat eğitim sosyolojisi biçimindeki görüş, bugünkü dalın doğmasında daha ağır basmıştır. Bununla beraber bu iki görüş birbirini tamamlamıştır.

Tanımlamalar diğer bilimlerde olduğu gibi tasvirlere ve konu açıklamalarına doğru yönelmiştir. Tamm konusunda da farklı yazarlar farklı tanımlamalarıyla birbirini tamamlamışlardır. Esasen daha, önceki farklı iki eğitim sosyolojisi anlayışım belirten açıklamalarımız bu konuda bir fikir vermiştir

Akademik bir çalışma alam olarak gelişim çizgisi içerisinde ele alındığında eğitsel sosyoloji alanının özelliklerini Gale Jensen aşağıdaki biçimde özetlemiştir.[28]

1- Toplumsal Gelişine Aracı

Birçok klasik sosyologlar, eğitim sosyolojisini toplumsal gelişmeyi sağlayan ve toplumsal bozuklukları çözümleyen bir inceleme alanı olarak ele alırlar. Lester Ward, Good, Ellıvood gibi.

2- Eğitimin Amaçlarının İncelenmesinde Bir Araç

Eğitim amaçlarının toplumsal belirleyicileri ile uğraşan sosyologlar, eğitim sosyolojisini bu açıdan ele alırlar. Kinneman, Peters gibi düşünürler, eğitim sosyolojisini, eğitim amaçlarının nesnel bir çözümlenişi olarak düşünürler.

3- Uygulamalı Sosyoloji Tipini Oluşturması

Kimileri de eğitim sosyolojisini sosyolojinin eğitsel sorunlara uygulanması olarak tanımlarlar. Bunu da genellikle sosyolojinin "Program geliştirme" alanına uygulanması biçiminde ele alırlar.

Smith ve Kulp, eğitim sosyolojisinin bu tanımının özel sorunlara uygulanması gerektiğini tartışırlar. Leslie Zeleny, eğitsel sosyolojinin bir safbilim olamayacağını, bunun eğitimin denetimine uygulanmasını savunmuştur. Bu görüşe göre eğitim sosyolojisi bir bilim olmayıp bir teknolojidir. Bununla birlikte Francis Broıvn, eğitim sosyologunun hem eğitim ve hem de sosyoloji alanından öğrendiği bütün bilgileri kullanabileceğini, fakat sosyolojik ilkeleri tüm eğitim sürecine uygulayarak bu bilgileri birleştirip yeni bir bilim meydana getirdiğini ileri sürer.

4- Toplumsallaşma Sürecinin İncelenişi

Kişiliğin gelişmesi ile ilgili sosyologlar, toplumsal psikologlar ve eğitim sosyologları, çocuğun tüm toplumsallaşma sürecini kendi inceleme alanları olarak görmüşlerdir. Başka bir deyimle, bireyi etkileyen toplumsal grupları kendilerine konu almışlardır. Ellıvood, Smith, Brown gibileri birkaç örnektir.

Eğitim sosyolojisi, eğitim kavramı ile en geniş anlamıyla ilgilenir. Sadece okullaşma ile ilgilenmeyip yaşam boyunca toplumsallaşma ile ilgilenir.

Eğitim sosyologu Payne de "Eğitsel sosyoloji, sosyoloji alanında öğrenme ile ya da toplumsallaşma süreci ile ve eğitimde sosyolojik çözümlemenin uygulandığı herhangibir hususla ilgili olup bunların hepsini içine alır" diyor.[29]

Yine Payne, eğitim sosyolojisinin konusu olarak, bireyin kendi deneyimini kazandığı ve organize ettiği toplumsal ilişkileri almaktadır. Ayrıca eğitim sosyolojisinin toplumsal davranış ve onun denetiminin ilkeleriyle ilgilendiğini belirtir. Payne, eğitim sosyolojisine teknolojik ya da uygulamalı bilim açısından eğitimin tüm yönleriyle ilgilenen kaplamsal bir inceleme alanı olarak bakar.

Kısaca, eğitim sosyolojisinin konusu, bireylerin bir kültürel gelenek içine katılışları, bu kültürel gelenekle özdeşmeleridir. Bununla birlikte sorunlar ve yöntemler toplumsal yapının ve toplumsal gelişmenin farklı aşamalarına bağlı olarak değişir.

a) Azçok kapalı ve ilkel toplumlarda eğitim sosyolojisi, doğrudan doğruya, toplumsallaşma süreci ile ilgilenir. Kuşaklar arası ilişkilerle ilgilenir. Bu ilişkileri tüm alanlarda aramakla birlikte, genellikle aile içindekiler üzerinde durur.

b) Daha gelişmiş toplumlarda, uzmanlaşmış kurumlar ve kişiler yoluyla yerine getirilen öğretim ve yetiştirme amacıyla kurulmuş örgütsel araçlarla ilgilenir. F. Brovun, daha iyi bir kişilik gelişmesine ulaşmak için eğitsel sürecin nasıl formüle edilmesi, düzenlenmesi gerektiği sorununun eğitim sosyolojisinin özellikle üzerinde durduğu bir konu olduğunu belirtir ki buradaki eğitsel süreç, bir toplumsal denetim olarak düşünülmektedir.[30]

5- Eğitimcilerin Eğitimi

Öğretmenlerin yetiştirilmesinde, araştırmacılar ve eğitimle ilgili tüm kişilerin yeterli ve etkin olarak sosyoloji öğrenimlerinde onun katkılarının farkında olup eğitimin anlaşılmasında geniş ölçüde yardımcı olunacağı belirtilmektedir. Bu amaçla öğretmen olacaklara eğitim sosyolojisi gereklidir. Böylece onlara genel bir temel görüş verilir.

6- Eğitimin Toplumdaki Yerinin İncelenmesi

Eğitimin hem toplumda ve hem de topluluktaki yeri farklıdır. Cook, kitabında, eğitsel kurumların topluluktaki işlevi ve okul ile topluluğun diğer görünümleri arasındaki ilişkiler üzerinde durur. Ayrıca birçok köy sosyologları da ilk ve ortaokula devam bakımından toplulukları incelediler. Warner'da. yersel topluluğun statü yapısında okulun işlevi üzerinde durmuştur. Bütün bu sosyologlar toplum ve topluluk incelemelerinde özellikle eğitimin işlevine önem vermişlerdir.

7- Okul İçindeki ve Okul ile Topluluk Arasındaki Toplumsal Etkileşimin İncelenmesi

Okul toplumunda toplumsal etkileşim ve toplumsal roller ve okul içi ve okul dışındaki gruplardaki kişilik ilişkileri modellerinin incelenişi. W. Waller, bu konudaki öncülerdendir. Waller, öğretmenlerin rolünü hem öğrencileri ve hem de bulundukları topluluk bakımından incelemiştir. Znaniecki ve Wilson'da. yüksek öğretimde öğretmen rolü ile ilgilenmişlerdir.

Ayrıca klik yapısı, önderlik ve red süreçleri ile ilgili araştırmalarında okuldaki grup süreçlerinin anlaşılmasında katkıları olmuştur. Brouwn der ki; "Eğitsel sosyoloji, deneyimin kendisi içinde ve kendisi vasıtasıyla kazanıldığı ve örgütlendiği tüm kültürel çevrenin etkisi ile ilgilenmektedir. Eğitim sosyolojisi, okulla ilgilenir ama, okulu bütünün küçük bir parçası olarak tanır." Bu açıdan eğitim sosyolojisinde aşağıda belirtilen diğer konular önem kazanmaktadır.[31]

1. Eğitsel kurumların yapı ve işlevi.

(Örneğin bir topluluk olarak okul, bir toplumsal sistem olarak okul, üniversitelerin korporatif yaşamı, okul ve çevre, toplumsal değerlerin aktarılması ve öğretilmesi).

2. Eğitsel eylemlerden gelen ve bunlardan ortaya çıkan toplumsal ilişkiler.

(Sınıf ve okulun toplumsal psikolojisi ve sosyometrisi, toplumsal uzaklık, otorite tipleri, disiplin v.s.). Böylece eğitim sosyolojisi, araştırma için uygun olan nüfus birimleriyle ilgilenir. Nüfus birimleri ile, çocuk, öğrenci, aile, öğretmenler, müdürler, müffettişler, yüksek kademe eğitim yöneticileri, yurttaşlar v.s. anlaşılmaktadır. Bunların herbiri, toplumda mevcut eğitici süreç ve sistemleri şu ya da bu biçimde etkileyen (Devamını sağlamada ya da değiştirmek) nüfus birimi ya da gruplardır.

F. BİLİMSEL YÖNTEM KULLANMA

Eğitim sosyolojisi bilimsel yöntem yoluyla bilgi edinir. Doğru, sağlıklı bilgi edinmek için araştırma yapar ve nesnel yöntemlerden yararlanır. Esas olarak bir bilimdir ve uygulamalı olarak denenmiş bir bilgi bütününe varmaya çalışır. Buna ek olarak toplum için daha iyi bir öğrenim durumları sağlayan eğitsel yapılar ve süreçlere uygulanabilecek insan ilişkilerinin (grup davranışı) sistematik kuram ve teknikleriyle ilgilenir.[32]

Eğitim sosyolojisi araştırmalarında da genellikle diğer davranış bilimlerinde kullanılan belli başlı yöntem ve tekniklerden yararlanılır. Bir araştırmada bu tekniklerin tümünden yararlanıldığı gibi tek tek de yararlanılabilir.

a. İçerik çözümlemesi

Tarihsel ve edebî yapıtların, belgelerin çözümlenişi.

b. Katılarak gözlem •

Araştırıcının eğitim süreçlerine katılarak gözlemde bulunması.

c. Örnek olay

Özel bir toplumsal grup ya da kurum hakkında tasvirî bilgi toplama ve yorumlama.

d. Deneysel araştırma

Eğitim sorunlarında anket ya da görüşme teknikleriyle yapılan uygulamalı araştırmalar.

e. İstatistiksel çözümleme

Eğitimi ilgilendiren istatistiklerden eğitim araştırmalarında yararlanılması.

f. Model kurma

Araştırıcının eğitimle ilgili kuramsal modeller önermesi.

g. Sosyometri

Özellikle okulla, sınıfla ilgili araştırmalarda grupların psikolojik davranışlarının matematiksel yöntemlerle ölçülmesidir.

İlerde bu konuda ayrıntılı bilgi verilmiştir,

G. YENİ EĞİTİM SOSYOLOJİSİ '

Son yıllarda İngiltere'de "Yeni eğitim sosyolojisi" akımı doğdu. Buna göre eğitim sosyolojisi, bilgi sosyolojisinin bir parçası olarak görüldü. Konunun önemli sorun alanları olarak, bilgiye nasıl varılacağı, bilginin okullarda ya da sınıfta nasıl aktarılacağı ele alınmaktadır.[33] Bu akımın temsilcilerinden Ioan Davies, "Eğitim sosyolojisinin merkezî konusu, bilginin denetim ve yönetimi olmalıdır" diyor.[34] Diğer temsilci M. Young, Davies ile birlikte Marksist gelenekten etkilenerek bilgi ve iktidar arasındaki ilişki ile ilgilendiler.

BİRİNCİ BÖLÜM NOTLARI


[1] Hansen, Donald: The Uncomfortable Relation of Sociology and Education, s. 23 vd.

[2] Prichard and Buxton; Concepts and Theories in Sociology of Education, s. 21.

[3] Carter, V. Good: Dictionary of Education, s. 145.

[4] Ertürk, S.Eğitimde Program Geliştirme, s. 12.

[5] "Sosyolojiye Giriş" derslerinde konu, ayrıntılarıyla işlendiği için burada daha fazla açıklamaya girmek istemiyoruz

[6] Topçuoğlu, H.: Eğitim Sosyolojisi, Kaynak Metinler, s. 1.

[7] Banks, Olive: Sociology of Education, Third Ed., s. 6.

[8] Durkheim, E.: Education and Sociology, s. 72.

[9] Durkheim, a.g.e. s. 64.

[10] Durkheim, a.g.e. s. 120. -

[11] Durkheim, a.g.e., s. 71.

[12] Durkheim, a.g.e., s. 115.

[13] Durkheim, E.: Moral Education

[14] Durkheim, E.: Moral, Education.

[15] Prichard, Buxton, a.g.e., s. 14.

[16] Prichard, Buxton, a.g.e., s. 14.

[17] Gerdy, F.D.: "Sociology of Education" Glassical Views on Education, The Ency. of Education, Vol. 8, 1971.

[18] Gerdy, a.g. makale.

[19] Prichard, Buxton, a.g.e. s. 15.

[20] Prichard, Buxton, a.g.e., s. 16.

[21] Hansen, a.g.e., s. 22.

[22] Prichard, Buxton, a.g.e., s. 11

[23] Halsey, A. H.: Sociology of Education, in "A Dictionary of Sociology". -

[24]  Prichard» Buxton, a.g.e., s. 23.

[25] Prichard, Buxton, a.g.e., s. 29

[26] Prichard, Buxton, a.g.e., s. 20.

[27]  Hansen, a.g.e., yazı, s. 23

[28] Brookover and Gottlieb, s. 5 vd. Yazarlar burada "eğitsel sosyoloji" kavramını kullanıyorlar. Fakat bu yazarlar kitaplarında eğitim sosyolojisi ve eğitsel sosyoloji gibi bir ayrım yapmamaktadırlar. Bu yüzden kanımızca eğitsel sosyoloji deyiminin eğitim sosyolojisi kavramını da içerdiği biçiminde bir yorum yapılabilir.

[29] Floud, Jean: Educational Sociology, in "A Dictionary of the Social Sciences."

[30] Brown, F.: Educational Sociology, s. 36.

[31] Floud, a.g. yazı.

[32] Floud, a.g. yazı. .

[33] Banks, Olive: a.g.e. Third Ed., s. 3

[34] Banks, Olive: a.g.e., s. 9.


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
EĞİTİM YÖNETİMİ VE EĞİTİM YÖNETİCİLİĞİ(5407)

Eğitim Felsefesi ve Eğitim Felsefesi Akımları(5400)

Eğitimin Psikolojik Temelleri(5395)

Eğitimin Tanımı ve Önemi(5389)

Eğitimin Ekonomiye ve Kalkınmaya Etkisi(5382)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!