Beş Duyu Organımız 

Dünyaya Açılan Pencereler: Gözlerimiz

Vücudumuzdaki her organ bizim için çok önemlidir. Bir tanesinin bile eksik olması bütün hayatımızı değiştirebilir. Örneğin gözlerimiz… Hiç gözünüz olmadığında ne yapardınız düşündünüz mü? Anne ve babanızın, kardeşlerinizin, arkadaşlarınızın yüzlerinin nasıl olduğunu bilemezdiniz. Güzel olan hiçbir şeyi göremezdiniz. Bu dergideki renkli resimlerin hiçbirini göremezdiniz. Televizyonda sevdiğiniz çizgi filmleri seyredemezdiniz. İşlerinizi hiç kolaylıkla yapamazdınız. Renklerin, şekillerin hiçbirini göremez, ışığın ne olduğunu bilmez ve bunların hiçbirinin ayrımını yapamazdınız. Bu liste saymakla bitmez. Allah insanların hepsini görebilecekleri gözleri ile yaratmıştır. Bu, Allah'ın insanlara verdiği çok önemli bir güzelliktir.

Tat Alma Merkezi: Dilimiz

Şimdiye kadar tattığınız enfes tatları aklınızdan geçirin. Çeşit çeşit yemeklerin, tatlıların, meyvelerin, içeceklerin, dondurmaların, şeker ve çikolataların şahane tatlarını...

Gerçekten de katı ve sıvı gıdaların çeşitliliği dikkat çekicidir. Ancak tüm bu çeşitliliğe rağmen, farklı tatları birbirinden ayırt etmek bizim için oldukça kolaydır. Örnek olarak, gözlerimiz kapalı bile olsa, haşlanmış tavuk eti ile kızartılmış tavuk eti arasındaki ayrımı hemen fark ederiz. Tavuk eti ile yapılmış onlarca farklı yemeği herhangi bir güçlük çekmeden anlarız. İşte bu yeteneğimizin sırrı, dilimizdeki organizasyonda gizlidir.

Peki tat alma duyumuz olmasaydı ne olurdu hiç düşündünüz mü?
Küçük beyaz taneciklerle dolu bir kavanozun içindekinin tuz mu, şeker mi, çamaşır deterjanı mı veya beyaz zehirli bir kimyasal madde mi olduğunu anlamanız için kimyasal testler yapmak zorunda kalacaktınız. Vaktinizi günlük öğünlerinizde yemeniz ve içmeniz gereken besinleri tespit etmeye ayırsanız belki de yeterli olmayacaktı. Dilimizin varlığı, akıl ve vicdan sahibi insanlara şunu hatırlatır: Allah'ın herşeyi mükemmel bir düzen içinde ve kusursuz yarattığını...

Koku Alma Organımız: Burnumuz

Hayatınız boyunca kokladığınız güzel kokuları hafızanızda canlandırmaya çalışın. Aklınıza pek çok koku gelecektir: Güller, karanfiller, çeşitli parfümlerin etkileyici kokuları; çeşit çeşit baharatların nefis kokuları; sabah kalktığınızda, henüz bir şey yiyip içmemişken mutfaktan gelen taze veya kızarmış ekmek, yumurtanın cazip kokuları, mangalda pişen bir etin kokusu ya da bir sabunun tertemiz kokusu...

Şüphesiz sözü edilen güzelliklerin hepsi, üzerinde çok derin düşünülmesi gereken eşsiz nimetlerdendir. Ve biz bu nimetlerin, hoş kokularının hepsini Allah’ın bize verdiği burun ve koku alma sistemimiz sayesinde algılayabiliyoruz.

Hışırtısız İşiten Organımız: Kulaklarımız

Şimdi bir an için konuşmayın ve dinleyin: Hiç hışırtı duyuyor musunuz? Kulağınız asla hışırtı çıkarmaz. Sesleri çok güzel, tam oldukları gibi, net duyarsınız. Bir düşünsenize, kulaklarınız da müzik setleri gibi hışırtılı çalışabilirdi. Ama biz hiçbir rahatsızlık hissetmeden çevremizdeki bütün sesleri duyabiliriz. Çünkü Allah kulaklarımızı bizim rahatsız olacağımız bazı sesleri duymayacağımız şekilde yaratmıştır. Örneğin vücudumuzda kan çok hızlı akar ve bu akışı sırasında çok fazla gürültü çıkarır. Ama onun çıkardığı sesi bizim kulağımız duyamaz. Dünyamız dönerken de çok güçlü bir ses çıkartır, ancak Allah kulağımızı o kadar mükemmel yaratmıştır ki, biz o sesi de duymayız. Allah bize karşı çok merhametlidir. Onun için ömür boyu rahatsız olacağımız sesleri bize duyurmaz.

Dokunma Duyumuz: Derimiz

Arkadaşlar, hiç düşündünüz mü? Eğer derimiz olmasaydı neye benzerdik. Vücudumuzu örten bu kılıf hem bütün iç organlarımızı koruma altına alır hem de derisiz çok çirkin gözükecek görüntümüzü, çok güzel bir hale getirir. Ama bilmeliyiz ki derinin en az bunlar kadar önemli bir görevi daha vardır ki, o da derimizin dokunma hissini sağlayan organımız olmasıdır. Evet biz derimiz sayesinde etrafımızdaki cisimlerin sert, yumuşak ya da sıcak, soğuk olup olmadıklarını anlarız. Böylece de bize zarar verecek şeylerden kendimizi koruruz. Mesela derimiz olmasaydı sıcak bir cisme dokunduğumuzda sıcaklığını anlamazdık ve sıcak elimize zarar verirdi. Ama derimiz sayesinde bunu anlar ve hemen elimizi çekeriz.