Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Resimde Figür - Mekan - Nesne ilişkisi
www.arsivbelge.com
Resimde Figür - Mekan - Nesne ilişkisi dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Resimde Figür - Mekan - Nesne ilişkisi başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

1950-2000 Arası Türk Resminde Figür, Nesne, Mekan İlişkisi

Ahmet Dağlılar Tez Çalışması

"I. BÖLÜM

RESİMDE FİGÜR, NESNE, MEKAN ÜZERİNE

I. 1. FİGÜR

Genel oluşumu düşünüldüğünde belirsizlik içinden belirlilik alanına çekilmiş insan, günümüz dünya düzeni içerisinde yeniden sorgulayıcı ve geçmişten daha karmaşık bir belirsizlikte gezinmektedir. İnsanın kendisiyle olan birebir ilişkisi bile başkalaşmış, tensel ve tinsel bir mağlup olma durumuyla olgu boyutuna ulaşmıştır.

Başlangıçtan bugüne insanın ortaya çıkışını takiben onun varolma savaşı, bilinçsel gelişimi, kendi öz varlığını keşfedişi ve bunun insan doğasına yansımaları bireysel ve toplumsal anlamda çeşitleniş göstermiştir. İnsan kendisini çevresiyle varede gelmiştir. Korunma ve kullanmaya dayalı işlevsellik kazandırdığı doğa ve onun nesneliğine kazandırdığı içsel anlamlarda günden güne değişkenliklerini sürdürmüştür, sürdürmektedir. 

Farklı sanat dallarının değişim ve gelişim grafiklerine dayanarak insanın bu çeşitleniş içerisinde duygu ve biçime yansımaları ister biçimsel ister içeriksel olsun belirgin bir çok boyutluluk gösterir. 

Resimsel dile özgü nitelikler düşünüldüğünde; sonlu bir varlık olan insanın resimsel düzlemde kalan sonsuzluğu biçimsel düşünüm alanına çekilebilir. Bu düşünümü anlam olarak açacak olursak; her bir farklı birer birim olarak ele alınan biçimler (Figür), kompozisyon içinde özerk biçimcikler oluşturabilirler. Bunlarda, bütünü etkin kılacak güçlü anlamsal değerler taşıyabilir. Bahsedilen her bir biçim, içeriksel anlam olarak diğer öğelerle ilişkilendirilirse, kompozisyonun ana biçimini güçlendiren resimsel bir nitelik de kazanabilirler. İlişkilendirme söz konusu edilmediği taktirde ise, figür-birim yaptığımız insan, kompoze edilmiş bütünde sadece resimsel bir değer etkisi olarak kalır ve lokal ama, bütüne saygısı olan belirgin bir tamamlayıcılık da içerir.

I. 2. NESNE

Bir bilinmeyen keşfedildiği anda ya da fark edildiği andan itibaren belirli bir çerçevede mantık sınırları içinde kendini var edebiliyorsa anlamlandırılış sistematiğinde yerini alır ve genel nesne tanımını kendi üzerine almış olur. O, akılla kavranabilir, biçimce de görülebilir olmuştur. Burada nesnelliğini kazanmış olan şey, bir obje, figür ya da yaratım (sanat eseri vb.) olabilir.
Kendisini nesne tanımı içine aldırmış olan yapılar, toplumsal oluşumun başlangıcından itibaren insanlığın gelişmesinde ön ayak olma görevini üstlenmişlerdir. 

Nesnelliğini insanlığın gelişim süreçlerini takiben geliştirerek gerçekleştirmiş her tür obje vb. yapı öncelikle olumlu anlamda bir gelişim süreci izlemiştir. Bunlar arasında en basit anlamda ilk insandaki, kesme, yontma aletleri, avlanma amaçlı üretilen mızrak, yemek kabı gibi örnekler gösterilebilir.

İnsanlığın başlangıç zamanlarından bu yana, nesnel olan kendi içinde gelişim ve yenilenmeye de bağlı olarak süreçsel bir devinim yaşamıştır. Bu noktadan bakılırsa, insanlığın başlangıcı ile birlikte önceleri yapıcı, yararlı olan nesne değişime uğramış, zarar verebilecek niteliğiyle de ön plana çıkmıştır. Artık o bir savaş nesnesi, yok edici, öldürücüdür. İnsanın hem yanında hem de karşısındadır. Her ne olursa olsun nesne büyük bir kaçınılmazlık ve yadsınamaz bir alışkanlığımız olarak sahnededir. 
 
Nesnedeki değişime ve onun yararlı tavrını olumsuzluğa götüren yön, kitlesel anlamda da bir karşılık bulmuştur; Savaşlar ve büyük kıyımlar sürekli yenilenerek süregelmişlerdir. Toplum, ondaki olumsuz yaptırım gücünü olumlu yaptırım gücüne dönüştürülebilecek midir?
Bağımsız nesnenin  yanlı ve yansız değişiminin resimsel yansımaları bir öngörü olarak gözler önüne serilmiştir. Eğer, resim tarihi boyunca düşünüp, geriye dönüşümlü bir izlenim yaratırsak, nesne, bize, tarihsel periyottaki değişimini sürekli olarak hatırlatmaktadır. Uygulamadaki tavırlar resmin fonu ya da formu anlamında kendini gösterebilmektedir. Kurgulanım sırasında nesne yorumları ister seçilmiş, ister sezgisel, isterse rastlantısal olsun, çok boyutlu bir anlamlandırma içerebilirler. Yinede bu nesneler, resimlenişlerine göre o dönem ve yöreye ait belli bazı özellik ve durumlara ışık tutabilirler.

Günümüzde, nesnel değişim yadırganmayı aşarak kendi kişiliğini bulmuştur. Artık o topluma mal olmuş ve insana göre içerdiği anlam açısından soyut bireydir. İçerisinde taşıdığı yada dışına giydirilmiş anlam (gizlenmiş ya da görselleştirilmiş) olarak somutlanabilir. Bu somutluğuyla nesne, toplum içinde kişileştirilebilir bir gerçeklikle paralellik kurarak bireysel tavırlar edinebilmiştir. Tüm bunlar nesneyi birey-nesne1 gibi bir isim altında toplamıştır. 

Bu birey-nesne’ye somut-metaforik; yani, net ve baskın bir tavır oluşturabilecek şekilde çeşitli durumlar, belirli çevrelerle ilişkilendirilerek yaptırtılabilir. İdeolojik kullanım yetkisi kimliği  ile de her tür göreve açıktır o. Diğer bir açıdan nesnedeki biçimsel belirlilik içeriksel belirsizliğe de yol açabilecek bir olgudur. Örneğin; geometrik yapılandırılmış bir objenin nesnel durumu, içerik olarak daha öznel bir duruma işaret edebilir. Bu da, görünenin ardıl anlamlarındaki değişkenlikler ve nesnenin kendi biçimi üzerinden işaret ettiği öte anlamlar olarak açımlanabilir.

Not1: Buradaki birey-nesne olarak adlandırılmış anlamsal nitelik, toplumsal ilişkisi bağlamıyla kendi başına bireysel bir kimlik kazandırılmış nesne olarak tanımlanmaktadır.

I. 3. MEKAN
  
Varoluşun hissedildiği ortamı saran, çevreleyen ve insanın bütünselleştirip kendi adlandırılış sistematiği içine aldığı olgu olan dışsı oluşum, mekan olarak anlamlandırılabilir. Mekanın algılanışı, ilk bakışta soyut bir ifade taşır. Mekan, insanal düşünce evrenindeki belirleyicilerle somut olarak nesnelleştirilebildiği anlamda somutluklar içerir. Buradaki nesnelleştirilme; sınırlarının anlamsal ya da görsel olarak tanımlanabilirliliği ile açımlanabilir ve insanın algılayışı içine girerek kendisini bütünleyebilir. Resimsel anlamda örneklersek; boş bir tuvale atılan basit bir çizgi, o boşluğu mekan kılmıştır (boşluğun kavramsal anlamını dışında tutuyorum), herhangi küçük ya da büyük kübik bir yapıda mekan olarak adlandırılıp yorumlanabilir.

Duygularımız ve duyumlarımız ile algılayıp akılla kavrayabildiğimizde boşluk belirlenmiş olur ve bir mekansallığa, işaret eder. Resimsel bütünde ise;  resmedenin ya da izleyenin, duygusu, duyumları, olayları ve durumları yorumlama yetisi ve bunları algılayabilirliliği potansiyeli oranında, boşluksuluk mekan olarak tanımlanabilir.

Boş tuval, üzerinde maddesel bir uygulanım söz konusu olmadığı durumda bile mekansal etki yaratabilecek belirgin bir mekan potansiyeline sahiptir. Boşluğun kendi başına anlamsal niteliği yadsınırsa, tuvalin boşluğu, doldurulabildiği oranda öncelikle biçimsel anlamlılık içinde mekansal nitelik taşımaya başlar. Oluşmaya başlayan mekansal yapı, üzerinde oluşa gelen nesnelerle –burada insan ve hayvan figürü de kastedilmektedir– ilişkilendirilebilen ve imgelemde biçimsel ya da anlamsal düzende şeylere işaret edebilen, edebilecek yapılarla keskinlik kazanır. 

Mekan, nesneleri kendi bireysel bütünlüklerini ya da kitlesel birlikteliklerini destekleyen ya da yadırgatan bir anlam içerebilecek nitelikteki  bir yapı, oluşum olabilir. Tikelci görünüp tümel, tümelci görünüp tikel anlamlar içerebilir. 

Mekan, kişisel anlamlandırma olarak içsel ve dışsal mekan olmak üzere ikiye ayrımlaştırılabilir. İçsel mekana kişinin öznel duygulanımlarının sığdığını düşünürsek, dışsal mekana da nesnel anlamda, öznenin dışında kendi etkilenimlerini oluşturmuş anlamsal bütün denebilir. 

Bunlarla birlikte, karmaşık bir yapının oluşturulmasında (bu ister plastik bir kompozisyon ya da kavramsal kurgu, ister hareketli, hareketsiz bir görsel anlatı olarak düşünülebilir) içselliğinin dışsallıkla yer değiştirdiği, kaynaştığı yada çarpıştığı görülebilir. 
   
Sonuç olarak; tüm bu düşünümler ışığında insan, nesne, mekan olarak isimlendirilmiş yapısal oluşumlar kendi iç, dış belirleyicileri ve bunları bütünleyip birbirleriyle ilişkilendiren zamanla birlikte belirgin bir sistematiği meydana getirirler. Bu sistematik oluşum ister yaşamsal, ister resimsel anlamda olsun sonsuz çeşitlemeleri içermektedir."


Ekleyen:Yahya Polatkan
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
İnsan ve Çevre ilişkisi (5408)

Resimde Mekan, Derinlik ve Yüzey Düzenlemesi Analizleri(5389)

Birey Toplum İlişkisi(5376)

NESNE İLİŞKİLERİ KURAMI - Winnicott(5372)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!