Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Bıldırcın Yetiştiriciliği
www.arsivbelge.com
Bıldırcın Yetiştiriciliği dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Bıldırcın Yetiştiriciliği başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Bıldırcın Yetiştiriciliği

1. TARİHÇE
Bıldırcınlar tavuk ve sülünlerle yakın bir bağa sahiptir. Bıldırcının evciltilm esi 11. yüzyılda Japonya veya Çin’de gerçekleştirilmiştir. Japon bıldırcınları, 12. yüzyıldan önce Japonya’da zevk için ve özellikle sesleri için yetiştirilmiş, sonraları et ve yumurta üretiminde kullanılmış ve son zamanlard a bir laboratua r hayvanı olarak da önemi artmıştır. İkinci Dünya Savaşı esnasında birçok bıldırcın soyu kaybedilm iş, ötücü soy ise tamamen ortadan kalkmıştır. Savaş sonrası yeni bıldırcın soyları yetiştirilmek üzere yabani bıldırcınlardan da yararlanılmıştır. Sürüler vücut ağırlığı, yumurta verimi ve tüy rengi gibi faktörler bakımından selekte edilmiştir.

Küçük vücudu nedeniyle et üretiminde hiç bir zaman piliçler gibi popüler olamamış ancak özel yiyecekle r sınıfında yerini almıştır. Ortadoğu, Asya ve Avrupa’da yaygın olarak tüketiliyorsa da Kuzey Amerika ve Avustraly a’da tüketim oldukça düşüktür (12).

Amerika Birleşik Devletler inde 1870’lerin sonları, 1920’lerde ve 1955 yılında tanıtıldı (37, 66, 74). İngiltere’de 1940’ların sonlarında tanındı ve vücut büyüklüğü ve/veya yumurta verimi bakımından selekte edildi. Bugün öncelikle Çin ve Japonya olmak üzere Fransa, İtalya, Rusya ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde önemle üzerinde durulmakt adır. Hong Kong’ta her biri yaklaşık 50, 000 yumurta kapasitel i 60 dolayında kuluçka işletmesi bulunmakt adır. Yılda yaklaşık olarak 25 milyon civciv çıkarılmaktadır.

2. ZOOLOJİK SİSTEMDEKİ YERİ
Sınıf..............   :Aves
Takım............  :Galli
Alt takım........ :Galliform es
Familya.. ....... :Phasionid ae
Cins..... .........   :Coturnix
Tür.................  :Coturnix coturnix
Coturnix coturnix coturnix (Avrupa bıldırcını)
Coturnix coturnix japonica (Japon bıldırcını)
Güney yarım kürede yaklaşık 70 bıldırcın ırkı olduğundan söz edilmekte dir (35). Japon bıldırcını; coturnix bıldırcını, Faroah bıldırcını, ekin bıldırcını veya doğu bıldırcını adlarıyla da anılmaktadır. Bıldırcın ırkları arasında Manchuria n Golden, British Range, English White ve Tuxedo gibi ırklar vardır (20).

3. KULUÇKA
Evcil bıldırcınlar tabii kuluçka içgüdülerini kaybetmişlerdir. Evcil bıldırcınların üretilebilmesi için suni kuluçka yolu kullanılmalıdır. Bıldırcın yumurtala rının kuluçka süresi yaklaşık 17-18 gündür (69, 57, 20). Kuluçka şartları konusunda bilgi veren birçok araştırıcı (77, 69, 57, 20) birbirind en az çok farklı ısı ve nem değerleri bildirmişlerdir. Bu konuda elde edilen bilgiler Tablo 1’de özetlenmiştir. Döllü yumurtala r günde 2-3 defa toplanmalı yumurtala rın ısısının oda ısısına düşmesi sağlandıktan sonra 55  °F veya 10-13  °C’de ve % 70 nemli ortamda depolanma lıdır. Depolama ısısı 4  °C’nin altına ve 24  °C’nin üstüne çıkmamalıdır. Kuluçkaya konan yumurtala rın depoda bekledikl eri her 1 gün için çıkış gücünde % 3’lük düşüş tespit edilmiştir (77). Kuluçkanın 5-8. gününde yumurtala rın ışığa tutularak muayene edilmesiy le dölsüz yumurtala r ile embriyo ölümleri belirlene bilir. Kuluçka öncesi embriyoni k ölümler 3 haftalık depolama süresini aşan hallerde belirgin şekilde artmaktadır 
Suksupath ve Tanpipat (68) bıldırcın yumurtala rını kuluçkaya koymadan önce toprak kavanozla rda (27.6-28.4 °C), soğuk odada (15.4-16.0 °C) ve normal oda sıcaklığında (29.0-30.5 °C) tuttukları çalışmalarında en iyi kuluçka randımanının soğuk odada tutulan yumurtalarda elde edildiğini, toprak kaplarda 5-8 gün tutulan yumurtala rın normal oda sıcaklığında aynı süre tutulan yumurtala rda daha yüksek randıman verdiğini ve her üç depolama şeklinde de sürenin uzamasıyla randımanın düştüğünü tespit etmişlerdir.

Kuluçkanın 7. gününde folliküllerden gözle görülebilir tüyler çıkar. 14. günde yumurta sarısı tamamen tükenir. Bıldırcın embriyosu nda ölümler 1-2. günlerde ve ilk tüylenme dönemlerinde olmaktadır. Bu özellikleriyle de tavuklara ve özellikle hindilere benzemekt edirler. 

Kuluçkaya konduktan 380 saat kadar sonra çıkışlar başlar ve yaklaşık 10 saatte civcivler çıkar. Çıkan civcivler in kurumasını sağlamak amacıyla civcivler en az 5 saat makinada bırakılmalıdır. İlk ve son civcivin çıkışı kısa bir süre içinde gerçekleşir. Kuluçka şartlarındaki aksaklıklar kuluçka süresinin uzamasına ve civciv çıkışının bazan 2-3 gün sürmesine neden olur. Kaliforni ya Üniversitesinde yapılan bir çalışmada (1), kuluçka süresi 393.6 q 1.2 saat olarak belirlenm iştir. 700 yumurta kullanılarak yapılan bir çalışmada ağırlığı ortalamanın altında olan, uzunluk ve genişliği uç değerlere sahip yumurtala rın kuluçka randımanın düşük olduğu tespit edilmiştir (65).

Bıldırcın yumurtala rında döllülük konusunda çalışan Sittmann ve Abplanalp (60) erkekleri n dişilerden ayrılmasından 11 gün sonra fertil yumurta elde edilebild iğini, ortalama fertilite süresinin 6.3 gün olduğunu ve ilk çiftleşmeden ortalama 3.5 gün sonra fertil yumurta alınabildiğini bildirmişlerdir.

Insko ve ark. (31) kuluçkalık yumurtala r üzerinde yaptıkları çalışmada; yumurta veriminin 1. ve 8. ayında topladıkları yumurtala rı yaklaşık 14 °C’lik ısıda depolamışlar, 14 gün boyunca 2 saatte bir kere döndüren, 37.5 °C’lik kuru ısı ve % 61 relatif nem’de çalışan kuluçka makinası kullanmışlardır. 14. günde transfer edilen yumurtala rdan çıkış gerçekleştikten sonra sağlam yumurtala r açılarak kırık yumurta ve fertilite kontrolü yapılmıştır. Denemede elde edilen yumurtala r ağırlıklarına göre gruplandırılarak incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar Tablo 3’de verilmiştir.

Kuluçka makinasında olabilece k elektrik kesintile ri ve kapısının açık kalması gibi durumlard a ne gibi sonuçlar elde edilebile ceği konusunda yapılan bir çalışmada elde edilen bulgular Tablo 4’de verilmiştir (10). Bu çalışmada 4 değişik uygulama söz konusudur; Kontrol, kapı kapalı günlük 8 saat kesinti, kapı kapalı günlük 12 saat kesinti ve kapı günde 12 saat açık.

Gerek ebeveyn ve gerekse yavru kanyakınlığının kuluçka verimini etkilediği bilinmekt edir. Sittmann ve ark. (64) % 50 kanyakınlığı olan civcivler in kuluçka çıkış oranının kontrole nazaran 46 puan daha düşük olduğunu, ebeveyn ve yavru kanyakınlığının her % 10 artışında kuluçkadan çıkış oranının sırasıyla % 3 ve % 7 düştüğünü tespit etmişlerdir. Ayrıca kanyakınlığının kuluçkalık yumurtala rın depolanma sı üzerine etkisini ortaya koymak amacıyla yaptıkları incelemed e, fazladan 1 hafta daha (8.-14. günler arası) 13 °C’de bekletmen in kontrol grubu yumurtala rı etkilemed iğini, kanyakınlığı bulunan embriyola rın çıkış gücünü önemli miktarda düşürdüğünü bildirmişlerdir. İlk 5 haftalık yaşa kadar ki ölüm oranının ebeveyn ve yavru kanyakınlığının her % 10’luk artışında sırasıyla % 2 ve 4 arttığını, 5-16. haftalar arasında erkek ve dişilerdeki yaşama gücünün ise % 0.8 ve 1.9 azaldığını, kanyakınlığının dişilerde seksüel olgunluğun gecikmesi ne ve infertili tenin artmasına neden olduğunu, kanyakınlığının her % 10’luk artışında fertilite nin % 11 düştüğünü ve kuluçkaya 0.4 daha az yumurta konulmasına neden olduğunu, ayrıca yumurta veriminin 1.5 yumurta ve yumurta ağırlığının yaklaşık 0.2 gram düştüğünü tespit etmişlerdir.

4. BAKIM
Kuluçkadan çıkan civcivler e önce % 2-5 oranında şeker içeren su verilmeli dir. Şekerli su verildikt en yaklaşık 3-4 saat sonra yemleri verilebilir. Civcivler e yemin su ile birlikte verilmesi durumunda, sindirim kanalının boşalması gerçekleşmeyecek ve ilk birkaç gün civciv ölümleri artacaktır. Civcivler in, hayatlarının ilk birkaç gününde sulukların içine düşmelerini önlemek amacıyla çakıl taşı veya tel örgü kullanılmalıdır. Civcivler ilk üç hafta taban teli genişliği 0.5 cm} olan kafeslerd e yetiştirilir. İlk üç hafta devamlı ışık verildikt en sonra günlük 14-18 saat ışık uygulanır (77, 20).

Bıldırcın civcivler i için oda sıcaklığı 27-29 °C, civciv seviyesin deki ısı ise 35-37 °C arasında olmalıdır (59). Bu sıcaklığın sağlanabilmesi amacıyla soba veya infra-red lambalar kullanılabilir. Fakat en uygun olanı civcivler in rahat olmasını sağlayacak ısının hayvanların hareketlerine bakarak belirlenm esidir. Özellikle düşük ısıdan sakınmalıdır. Üşüyen bıldırcın civcivler i birbirler ine sokularak hatta üst üste yığılarak ısınmaya çalışırlar. İlk birkaç gün içindeki ölümlerin çoğunluğunun sebebi ısı düşüklüğüne bağlı sıkışmalar ve ezilmeler dir. Yine hayvanların hareketle rine bağlı olarak her hafta sıcaklık 2-2.8 °C azaltılabilir. Her hafta ısı azaltılarak 5-6. haftalard a en iyi yumurta veriminin sağlandığı 21-22 °C civarına ulaşılır (15, 24). Her ne kadar bıldırcınların iyice büyüyünceye kadar ısıya duyarlı oldukları söylenirse de Freeman (22) kritik çevre sıcaklığının 1. haftada 35 °C, 2. haftada 31 °C ve 3. haftada 23 °C olduğunu göstermiştir. Zamanla çevre sıcaklığı 5. haftada fert olarak barındırılan bıldırcınlarda 19 °C’nin altına düşürülmüştür. Sefton ve Siegel (59) 5. haftada en düşük ısı 15.5 °C olacak şekilde yetiştirme yapmışlardır.

Bıldırcınların barındırıldığı ortamın nemliliği hakkında her hangi bir bilgi bulunamamıştır, fakat bıldırcınlar oldukça farklı derecedek i nemli ortamlara tahammül edebilirl er (15). Arıtürk ve ark. (6) bıldırcınlarda yaptıkları araştırmada sabit çevre şartları oluşturmak amacıyla 28 °C oda ısısı ve higrostat ile nemlendir ici kullanara k % 70-80 relatif nem sağlamaya çalışmışlardır.

Yetiştirme odasında bıldırcın kokusunun oluşması ve temiz havaya olan ihtiyaç nedeniyle yeterli miktarda havalandırma yapılmalıdır.

Bıldırcınlarda görülebilecek gagalama ve kanibalis m durumlarında gaga kesimi, ışık yoğunluğunun azaltılması, yemde selüloz ve grit arttırılması gibi tedbirler alınabilir.

5. BESLEME
Japon bıldırcınlarıyla çalışan araştırıcılar genellikl e % 25-29.4 ham protein içeren hindi başlangıç yemi kullanmışlardır. Howes (29) % 23 protein ve 2090 kcal verim enerjisi içeren mısır ve soya küspesine dayalı rasyonu kullanmıştır. 9 haftalık bıldırcınlarda, % 18-36 arasında protein içeren rasyonların verildiği gruplar arasında önemli bir farklılık bulamamıştır. Enerjinin 2530 kcal/kg’ı aştığı durumlard a ölümlerin arttığını ve bunun rasyondak i yüksek orandaki yağın değerlendirilmesindeki yetersizl ikten kaynaklan dığını belirtmiştir. Metionin ilavesi yumurta verimini arttırmış, glisin ve lizin ise etkili olmamıştır. Protein oranı % 16 ve 20 olan rasyonlar la beslenen bıldırcınların canlı ağırlıkları % 24 proteinle beslenen bıldırcınlardan daha hafif bulunmuştur. % 20 oranındaki protein oranı yumurta verimini biraz geciktirm iş, % 16 protein ise durdurmuştur. % 16 proteinli rasyona metionin, glisin ve lizin ilavesi yumurta verimini artırmıştır. Weber ve Reid (72) 5 haftalık bıldırcınların protein ihtiyaçlarını belirleme k amacıyla yaptıkları çalışmada, 5 birimlik artışlarla % 13’den % 35’e kadar değişen rasyonları kullanmışlar ve % 24 proteinli rasyonun ihtiyacı karşıladığını tespit etmişlerdir. En iyi protein birikimi, yemden yararlanm a ve canlı ağırlık artışının enerji/protein oranının 36-38 olduğu rasyonla sağlandığını bildirmişlerdir.

Sefton ve Siegel (59) bıldırcın civcivler ine % 28 proteinli başlangıç rasyonu, yetişkinlere % 26 proteinli damızlık rasyonu vermişler, Havenstei n ve ark. (24) bıldırcın civcivler ine ilk 6 haftada % 29.4 protein içeren hindi başlangıç yemi, daha sonra % 2.25 Ca ve % 0.43 P içeren hindi damızlık yemi kullanmışlardır.

Marks (45) 17 generasyo n boyunca % 28 proteinli tam rasyon (TAR) ve 19 generasyo n % 47 proteinli 2351 kcal/kg ME ve % 9 proteinli 3332 kcal/kg ME’li tercihli rasyon (TER) vererek hafif (H) ve ağır (A) canlı ağırlık (4. hafta) yönünden selekte ettiği bıldırcın hatlarının büyüme ve yemden yararlanm a özelliklerini 8 haftalık yaşa kadar incelemiştir. Bu araştırma sonuçları Tablo 5’de verilmiştir.

Rasyonun enerji düzeyi (3200 ve 3000 kcal ME) ve yem formunun (toz ve pelet) incelendiği bir çalışmada (5) 7200 civciv kullanılmış; pelet ile beslemeni n yem ve enerji tüketimini azalttığı, yemden yararlanm ayı iyileştirdiği ve canlı ağırlık artışını etkilemed iği, yüksek enerjili rasyonla beslemeni n yem tüketimini azalttığı, yemden yararlanm ayı iyileştirdiği ve enerji tüketimini etkilemed iği belirlenm iştir. Sonuç olarak, bıldırcınların enerji düzeyine göre yem tüketimini ayarladıkları bildirilm iştir.

Nelson ve ark. (52) % 25 protein içeren rasyonu temel alarak bıldırcınların kalsiyum ve fosfor ihtiyaçlarını belirleme ye çalışmışlardır. % 1.0, 1.5 ve 2.0 oranında kalsiyum içeren rasyonlar la beslenen bıldırcınların 8. haftadan sonra yumurta verimleri nin düştüğünü, % 90 yumurta veriminin 13-21. haftalard a % 2.5 ve 3.0 kalsiyum içeren rasyonlar la sağlandığını bildirmişlerdir.

6. CİNSİYET TESPİTİ
Canlı ağırlık ortalamal arı ergin erkeklerd e 100-130 gram ergin dişilerde ise 120-160 gram arasındadır. Görünüş olarak erkekleri n göğüs tüyleri düz kahve renkli, dişilerin ise gri renkli ve siyah beneklidi r. Ayrıca erkekleri n ve dişilerin başlarında göğüs tüylerinin renginde şeritler yer alır. Civcivler 2 haftalık olur olmaz tüylerin rengine bakılarak cinsiyet tespiti mümkündür. Ancak kesin olarak 3 haftalık bıldırcınlarda cinsiyet tespit edilebili r. Daha erken yaşlarda cinsiyeti belirleme k gerekirse, Homma ve ark. (28) tarafından tarif edilen kloakanın incelemes i metodu kullanılabilir. Ayrıca albino, tümüyle siyah renkli veya göğsü kahve renkli ve benekli bazı bıldırcınların cinsiyeti tüy rengine bakılarak yapılamayabilir. Bu durumda ergin bıldırcın kloakası yukarı gelecek şekilde tutulur. Erkeklerd e kloaka şişmiştir ve sıkılınca bol miktarda köpük şeklinde sperma çıkar. Dişilerde ise kloaka genişlemiştir ve kloakaya dokunulduğunda bazı hallerde yumurtayı hissetmek mümkündür.

Yeni doğmuş bıldırcınların tanınmasında ayak bantları ve özellikle renkli veya numaralı ayak bantları kullanılabilir. Ancak bu bantların ayağı sıkmaması için 7-10. günlerde çıkarılması gerekir. Büyük bıldırcınlarda ise yine renkli, numaralı ve perçinli kanat takıları kullanılır

8. DAVRANIŞ 
8.1. Şartlanma:

Bıldırcınlara şartlanma yoluyla, zil sesi verildiğinde kur yapma davranışı göstermeleri sağlanabilmiştir. Bir zil sesinden sonra erkek bıldırcının kafesine bir dişi bıldırcın koyulmuştur. En erken kur yapma davranışı 5 tekrardan sonra şekillenmiş, 32 tekrardan sonra bütün erkekler dişiyi görmeden sadece zil sesiyle kur yapmaya başlamışlardır  

8.2. Zeka:

Bıldırcınlar yem elde etmek için bir anahtar objeyi gagalamayı öğrenebilirler. İçinde bir adet zorunlu dönüşün yer aldığı seçme noktası bulunan labirent testlerin de, ne ilk tercih ne de zorunlu dönüşün yönlendirmesi, bıldırcınların seçme davranışını önemli ölçüde etkilememiştir. Bıldırcınlar görsel taklit yapabilir ler. Sadece eğitilmiş bıldırcınları seyredere k uygun gagalamayı ve dolayısıyla bulmaca kutusunu açmayı öğrenebilirler  

8.3. Ses iletişimi:

Bıldırcınların kendileri ne has ses iletişimleri vardır. Kuluçkadan çıkmadan hemen önce, hava alımı ile birlikte şekillenen kısa ve keskin pıtlama ve tıkırdama sesi, kuluçkadan çıkışın aynı zamanda gerçekleşmesini sağlayan uyarıcı bir faktördür. Yetişkin bıldırcınlarda, erkekleri n özel ötüşü, memnuniye t ve yemlenme sesi, tehlike durumunda çıkarılan ses ve dişinin çiftleşmeye davet sesi gibi farklı sesler dikkati çeker  

8.4. Yem ve su tüketimi:

Sabah ışıklarından sonra ve karanlık basmadan önceki 3 saat içerisinde yem tüketiminde önemli artışlar görülür. Tatlı ve ekşi sıvıları tercih ederler, acı ve tuzlulard an sakınırlar. Her ne kadar tuzlu sıvılardan sakınırlarsa da, içme suyundaki normal düzeyde bulunan tuzu uzun süreli kullanımlarda bile tolere edebilirl er  

8.5. Seksüel davranış:

Evcil bıldırcınların cinsel gelişimi ışık kontrolü altındadır. Sonbahar dışındaki zamanlard a, 32.5° enlemde tutulan bıldırcınların döl verimi fonksiyon larının elde edilmesi ve hızlı seksüel olgunluk sağlamak için ilave ışık uygulamasına ihtiyaçları vardır. Devamlı karanlıkta tutulan bıldırcınların seksüel davranış ve yumurta veriminin tamamen durduğu, devamlı ışıkta tutulanla rda ise ilk yıl yumurta veriminin çok yüksek olduğu ve ikinci yılın sonunda durduğu görülmüştür  

8.6. Analık içgüdüsü:

Evcil bıldırcınlarda kuluçka yani analık içgüdüsü yok olmuştur. Yabani bıldırcınlarda yuva yapımı genellikl e ilk yumurtaya kadar başlamaz, dişi bıldırcın yalnız kaldığında yuvayı yapar. Normal olarak yumurtala r üzerine dişi yatar. Bir kuluçkada ortalama 6 yumurta bulunur, yılda iki mevsim civciv çıkarırlar (20).

8.7. Saldırganlık:

Bıldırcınlar birbirler inin özellikle boyun, baş ve göz çevresini gagalar veya yakalarla r. Asya’nın bazı bölgelerinde dövüş bıldırcınları yetiştirilmektedir 


10. CANLI AĞIRLIK VE KARKAS
Günlük civcivler de canlı ağırlık 5.9-9.0 gramdır (48, 59). Bir haftalık civcivler in ağırlığı yaklaşık 3-6 katına ulaşır. Erkek ve dişilerin ağırlıkları seksüel olgunluğa ulaşıncaya kadar birbirine benzerlik gösterir. Olgunluk sonrası dişiler erkeklerd en daha ağırdır ve bu artışın yumurtalıklar, karaciğer ve ince bağırsaklardaki artıştan kaynaklan dığı ifade edilmekte dir. (77).

Woodard ve Abplanalp (80) yaşın artışına bağlı olarak genellikl e dişilerin canlı ağırlık kaybettik lerini buna karşılık erkekleri n ağırlık kazandıklarını, her hafta dişilerin % 1’inin öldüğünü ve bu ölüm oranının 100. haftadan sonra azaldığını, 54 haftalık periyotta dişilerin toplamalı ölüm oranının % 50 olduğunu ve gruplarda ki en son dişinin 1192-1382 günler arasında, en son erkeğin ise 1657-2023 günler arasında öldüğünü ifade etmişlerdir. Dişilerin erken ve yüksek ölüm oranı göstermelerinin nedenini yumurta veriminde n kaynaklan an yıpranma ve strese bağlamışlardır.

Tserveni-Gousi ve Yannakopo ulos (70) 42 ve 156 günlük erkek ve dişi bıldırcınlarda yaptıkları incelemed e dişilerin vücut ve karkas ağırlıklarının fazla, karkas randımanının ise düşük olduğunu, yaşlı bıldırcınlarda göğüs eti ağırlığının erkeklerd e but ağırlığının dişilerde fazla bulunduğunu belirtmişlerdir.

Sittmann ve ark. (64) kanyakınlığının her % 10’luk artışında 6. hafta canlı ağırlığın erkeklerd e 2 gram dişilerde ise 4 gram düşmeye sebep olduğunu tespit etmişlerdir.

Sefton ve Siegel (59) canlı ağırlığın kalıtım derecesin i inceledik leri çalışmalarında erkek ve dişi cinsiyetl ere göre canlı ağırlık ortalamal arını sırasıyla, 1. günde 7.9-9.0 ve 8.0-9.0 g, 7. günde 21.6-23.5 ve 22.3-24.6 g, 14. günde 37.8-43.4 ve 38.7-45.1 g, 21. günde 62.0-63.4 ve 64.3-66.0 g, 28. günde 82.0-84.2 ve 85.5-88.0 g, 35. günde 94.4-94.7 ve 99.3 g, 42. günde 100.3-102.7 ve 109.8-113.1 g olarak tespit etmişlerdir.

Garwood ve Diehl (23) yaptıkları bir çalışmada canlı ağırlığa göre selekte edilen hatlardak i 39 günlük canlı ağırlık ve sadece tüyleri alınmış karkas ağırlıklarını, hafif grup erkekler için 80 ve 73 g, dişiler için 92 ve 82 g, kontrol grubunda erkekler için 116 ve 106 g, dişiler için 125 ve 111 g, ağır grup erkekler için 179 ve 166 g, dişiler için 189 ve 168 gram olarak tespit etmişlerdir.
Akın (4) bıldırcınlarda 6 generasyo n boyunca yaptığı seleksiyo n çalışmasında 5. hafta canlı ağırlığını kontrol grubunda, erkekler için 115.25- 122.22 gram, dişiler için 125.64-133.11 gram olarak tespit etmiştir. Ağır canlı ağırlık yönünde selekte edilen bıldırcınlarda ise erkekleri n 129.93 gramdan 153.70 grama, dişilerin 137.11 gramdan 153.70 grama ulaştığını bildirmiştir.

Caron ve ark. (11) 45. gün canlı ağırlık yönünden 17-20 generasyo n boyunca yaptıkları seleksiyo n sonucunda 3 hat ağır ve 1 hat kontrol grubuna ait canlı ağırlıkları sırasıyla 237.6, 251.9, 195.1 ve 147.7 gram olarak bildirmişlerdir. Ayrıca seçilen hatların daha ağır karkas, daha fazla et ve daha fazla abdominal yağa sahip olduğunu, 1. ve 2. hatların 3. hattan daha ağır ve yağlı olduğunu ve kontrol hattında her hangi bir genetik değişikliğin bulunmadığını ifade etmişlerdir.

Merkley ve Garwood (48) düşük ve yüksek vücut yoğunluğuna sahip bıldırcın hatlarını değişik düzeylerde beta agonist (cimaterol) ilave edilmiş rasyonlar la beslemişlerdir.

12. YETİŞTİRME
12.1. Barınak:

Japon bıldırcınları birçok şekilde barındırılabilir. Sıçan ve fare kafesleri gibi küçük laboratuv ar üniteleri, bıldırcınların birbirler ini göremeyecekleri malzemele rle ayrılarak kullanılabilir (62). Küçük sürüler, tel örgü veya hem tel örgü hem de ince tahtalard an yapılmış kafeslerd e, birbirine eklenmiş tel örgü kafeslerd e, ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş elektrikl i civciv ana makinalarında veya civcivler için kullanılan kalın altlık serilmiş odalarda tutulabil irler. En basit yol olarak kalın altlıklı 105 cm çapında metal, plastik veya kartonla çevrili ve 250 watt’lık infra-red ampul kullanılan sistemler de 150 bıldırcın civcivi 3 hafta % 10 kadar düşük bir ölüm oranıyla başarılı bir şekilde yetiştirilebilir. 

Bu sistemde görülen ölümlerin çoğunluğu suda boğulmalardır ve önlemek amacıyla suluklara çakıl taşı yerleştirmek gerekir. Oda sisteminin kafes sistemine olan avantajla rı; bıldırcınlar daha uysal olması, kafa yaralanma larının görülmemesi ve erkekleri n dişiler tarafından sindirilmelerinin önüne geçilmesidir (15).

Yetişkin bıldırcınların bir çifti 13 X 20 X 25 cm ebatlarındaki pedigri kafesleri nde, 25 bıldırcınlık bir sürü 60 X 60 X 25 cm’lik koloni kafeslerinde, 50 bıldırcınlık sürü ise 60 X 120 X 25 cm’lik koloni kafesleri nde barındırılabilir. Yetişkinler bıldırcınlar için 100-160 cm²’lik alan yeterlidi r (20).

Bıldırcınlar sürü halinde kafeslerd e tutuldukl arında kafesin bazı kısımlarında yeterli ısının sağlanamaması söz konusudur . Bıldırcınlar fazla heyecanla nırlar ve kafes içerisinde yukarı doğru zıplayarak uçmaya çalışırlar. Bu esnada kafalarını kafes tavanına vurarak yaralandıkları için kafes sistemler inde ölüm oranı daha yüksektir. Kafes yetiştiriciliğinde, dişilerin cüsse olarak iri olması nedeniyle erkeklere üstünlük kurarak ezmeleri söz konusudur ve çiftleşmenin gerçekleşmemesine bağlı olarak fertilite düşüklüğü görülmektedir (15).

Çiftleşme grupları oluşturulduğunda ortaya çıkan davranış bozuklukl arını azaltmak amacıyla gaga kesimi tavsiye edilmekte dir. Marks (44) ile Mahn ve Blackwell (42) gaga kesiminin fertilite ve kuluçka kabiliyet ini etkilemed iğini tespit etmişlerdir. Bu işlem üst gaganın yaklaşık olarak yarısının kesilmesi şeklinde yapılır.

Bıldırcınların aşırı kalabalık olarak barındırılması, tüy kırılmalarına, kirli yumurta üretimine ve yetersiz tüylenmeye sebep olur. Das ve ark. (16) her bıldırcına 83, 94, 109, 125 ve 156.5 cm} düşecek şekilde kafeslerd e barındırılan bıldırcınların canlı ağırlıklarının 103.5 gramdan 97.1 grama kadar düştüğünü, yemden yararlanm anın sırasıyla 3.54, 3.73, 3.92, 3.89 ve 3.83 olarak gerçekleştiğini bildirmiştir. 

Ernst ve Coleman (21) m} ye 43 veya 215 bıldırcın konulmasının büyümeyi önemli oranda etkilemed iğini (6 haftalık 108.1-109.3 gram) fakat m²’ye 86 bıldırcından fazla konulmasının tüy kırılmasını ve kirli yumurta üretimini artırdığını bildirmişlerdir. Ayrıca en yüksek fertilite ve kuluçka randımanının m²’ye 46 bıldırcın konulduğunda elde edildiğini ifade etmişlerdir.

Okamoto ve ark. (54) 322 cm²/10 bıldırcın ve 966 cm²/10 bıldırcın olarak düzenledikleri 2 deneme grubundan elde ettikleri bulgulara göre 2-6. haftalard aki canlı ağırlık artışı seyrek grupta daha fazla ve yemden yararlanm a daha yüksektir. 

Nagarajan ve ark. (51) her bıldırcın için 150, 180, 210 ve 240 cm²’lik alan ayırdıkları çalışmalarında, alan arttıkça canlı ağırlık artışı, % 50 yumurta verim yaşı, ölüm oranı, günlük yumurta verimi ve yemden yararlanm ada önemli gelişmeler elde ettikleri ni, yumurta ağırlığı ve kalitesi ile yumurta kabuk kalınlığında önemli bir değişiklik görülmediğini belirtmişlerdir. 

12.2. Yemlik ve suluklar:

Yemlik olarak değişik tipte kaplar kullanılabilir. Küçük bardaklar, porselen veya plastik kaplar ve metal tepsiler bu amaç için uygundur. Yem zayiatı, yemlikler in üzerine tel kafes konularak azaltılabilir. Çok sayıdaki günlük civcivler için en ucuz ve en etkin yemlikler yumurta viyolleri dir. Bir haftalık civcivler in canlı ağırlık artışlarının yüksek olduğu göz önüne alındığında viyoller yetersiz olacaktır ve yemlik olarak üzeri tel örgü ile kaplı kanal şeklindeki yemlikler in kullanılması zayiatın önüne geçilmesi için uygun olacaktır. Açlık nedeniyle ölüm veya yetersiz büyümenin önüne geçilmesinde yem miktarından çok yemlik sayısı önem taşımaktadır (15).

Küçük birimlerd e, kafes kuşları için kullanılan plastik su kapları suluk olarak kullanılabilir. Bileşik kafeslerd e U şeklindeki kanal suluklar kafeslerin arkasına takılabilir. Yer yetiştiriciliğinde yarım litrelik suluklar uygundur, ancak civcivler in boğulmalarını önlemek için temiz çakıl taşları kullanılmalıdır (15). Her bir bıldırcın için 1.25-2.50 cm’lik yemlik, 0.65 cm’lik suluk hesaplana bilir  

12.3. Altlık:

Kafes yetiştiriciliğinde günlük civcivler in ayaklarının kafes tabanındaki tel örgüye takılmasını önlemek amacıyla 1-2 hafta süreyle gazete kullanılabilir. Bu aynı zamanda ortamdaki hava sirkülasyonunun civcivler üzerinden olmamasını sağlar. Özellikle yer yetiştiriciliğinde ihtiyaç duyulan altlık, iri marangoz talaşı veya hızar talaşı adı verilen toz halinde olmayan odun artıklarıdır. Bu ve benzeri altlıklarda dikkat edilecek nokta yabancı cisimleri ihtiva etmemesid ir. Bıldırcınlar yabancı cisimlere karşı diğer kuşlar gibi çok meraklıdırlar ve tel, çivi ve benzeri cisimleri yutmaları neticesin de kursak delinmele ri şekillenebilir  

12.4. Işıklandırma:

Havenstei n ve ark. (24) bıldırcın civcivler ine ilk 2 hafta devamlı, yumurtlam a kafesleri ne alınıncaya kadar 6 saat ve yumurtlam a döneminde 14 saat ışık uygulamışlardır. 

Sefton ve Siegel (59) civcivler e ilk 5 hafta devamlı daha sonra 16 saat ışık vermişlerdir. 

Merkley ve Garwood (48) ilk 21 gün devamlı aydınlatma, 21-49. günler arasında 6 saat, daha sonra her gün 0.5 saat uzatarak 16 saat ışık uygulamışlardır. Bu uygulama sonucunda gruplara göre 80-91. günler arasında yumurtaya başlayan bıldırcınların ilk yumurtlam a canlı ağırlıkları 131 ile 156 gram arasında değişmiştir. 

Abplanalp (2) ışık yoğunluğunun yumurta verimini tavuklard aki gibi etkilediğini göstermiştir. 14 saatlik ışık süresi 7-8 haftalık bıldırcınlarda yüksek oranda yumurtlam ayı uyarır. Işık süresinin artırılması daha erken seksüel olgunluk sağlar. Aynı şekilde gün uzunluğunun azalması da seksüel olgunluğu geciktire bilir (78). Stein ve Bacon (67) bir günlükten itibaren bıldırcınlara günde 14, 8 ve 6 saat ışık uygulamışlar, ilk yumurtlam a yaşını sırasıyla 42.8, 112.7 ve 130.8 gün olarak tespit etmişlerdir. Aynı bıldırcınların 165 günlük yaşa kadar sırasıyla % 100, 65, ve 62’sinin yumurtladığını ifade etmişlerdir. 

Okamoto ve ark. (54) 14 saat ışık ve 24 saat ışık verdikler i 2 deneme grubunda elde ettikleri sonuçlara göre, 14 saat ışık dişilerin büyümesini ve yemden yararlanm asını etkilemem iştir. Ancak 14 saat ışık alan erkekler ise daha iyi büyüme ve yemden yararlanm a performan sı göstermişlerdir.

Woodard ve ark. (82, 83) ışık rengi ve şiddetinin bıldırcınlarda büyüme ve seksüel olgunluk üzerine olan etkisini inceledik leri çalışmalarında oldukça ilginç sonuçlar elde etmişlerdir. 10 lüks veya daha fazla şiddetteki yeşil veya mavi ışıkta 5. haftaya kadar büyütülen dişiler kırmızı veya beyaz ışıkta büyütülenlerden daha az gelişme göstermişlerdir. Kırmızı ışıkta yetiştirilenlerin seksüel olgunluğu daha erken şekillenmiştir. Kırmızı ışıkta yetiştirilen erkekleri n testis gelişimi yeşil ışıkta yetiştirilenlerden iki kat, mavi ışıkta yetiştirilenlerden üç kat daha fazla olmuştur. Kırmızı ışıkta büyütülen dişilerin yumurta verimi mavi ve yeşil ışıkta yetiştirilen dişilerden 2 hafta önce ve daha fazla miktarda gerçekleşmiştir. Fertil yumurta miktarı mavi ışıkta yetiştirilen dişilerde daha az bulunmuştur.

Kobayashi ve ark. (34) 411 bıldırcın civcivi ile yaptıkları çalışmada düşük (3.8-4.7 lux), orta (46-83 lux) ve yüksek (1620-1746 lux) ışık şiddeti uygulamışlar, ışık şiddetinin erkekleri n yaşama gücünü ve canlı ağırlığını etkilemed iğini, dişilerde ise düşük ışık şiddetinin canlı ağırlığı düşürdüğünü, orta şiddette ışık uygulamasının testis ve ovaryum ağırlığını arttırdığını tespit etmişlerdir. Orta şiddette ışığa maruz bırakılan erkekleri n tamamı 46 günlükken ejekülat vermiş, bu grubu yüksek ışık şiddeti grubu % 81 ve düşük ışık şiddet grubu % 5 ile takip etmiştir. 53 günlük dişilerde orta grubun % 97’si, yüksek grubun % 71’i ve düşük grubun % 9’u yumurtlamıştır. 

12.5. Tutma ve taşıma:

Bıldırcınların tutulması genellikl e elle yapılır. Özellikle civcivler fazla sıkıştırılmadan avuç içinde, ergin bıldırcınlar ise kanatları zapt edecek şekilde sıkıca tutulmalıdır. Uzun süre elde tutulan bıldırcınlarda kusma veya şoka kadar varabilen bayılmalar görülebilir.

Civcivler in taşınmasında özellikle çevre ısısına, civciv sayısına ve yeterli hava girişine dikkat edilmelid ir. Nakliye sırasında soğukla karşılaşan civcivler birbirler ine sokulur hatta üst üste yığılırlar. Bu nedenle bunalan, nefes alamayan ve ezilen civcivler ölebilirler. Ergin bıldırcınların taşınmasında ise çevre ısısı civcivler deki kadar önemli olmamakla birlikte, bir arada bulunacak bıldırcın sayısına ve havalandırmaya dikkat edilmeli, aşırı sıcak havalarda az sayıda bıldırcın mümkünse kafeslerd e taşınmalıdır.

12.6. Çiftleşme:

Normal çiftleştirme oranı bir erkeğe 3 dişi bıldırcın olmasına rağmen bilimsel çalışmalarda bir erkeğe 2 dişi bıldırcın verilmekt edir. Woodard ve Abplanalp (79) 20 ile 24 arasında bıldırcının yer aldığı sürülerde cinsiyet oranını 1:1’den 1:6’ya kadar uygulamışlar, en yüksek fertilitenin 1:1 ve 1:2 oranlarında görüldüğünü, erkekler uzaklaştırıldıktan sonraki döllülük süresinin 9-10 gün olduğunu bildirmişlerdir. 6 aylık yaştaki erkek ve dişilerin fertilite si azalmış, fertil yumurtala rın kuluçka verimi yaşlı erkeklerl e çiftleşen genç dişilerin aksine yaşlı dişilerde azalmıştır. Genç dişilerin yaşlı dişilerden daha sık çiftleştikleri ve genç erkekleri n yaşlı erkeklerd en iki kat daha fazla başarılı çiftleşmeyi gerçekleştirdiklerini ifade etmişlerdir. Aynı araştırıcılar bir başka çalışmalarında (80) 44. haftaya kadar kuluçkadan çıkış oranının % 70 civarında olduğunu ve daha sonraki haftalard a düşüş görüldüğünü bildirmişlerdir.

Kumar ve ark. (36) genç (142 günlük) ve yaşlı (170 günlük) erkek ve dişi bıldırcınlarla yaptıkları çalışmada grupları oluşturduktan 4 gün sonra yumurta toplamaya başlamışlar, 1 hafta süreyle topladıkları yumurtala rı kuluçkaya koymuşlardır. Elde ettikleri sonuçlar Tablo 11’de verilmiştir.

Suni tohumlama uygulamasının değişik masaj teknikler i kullanılarak Japon bıldırcınlarında kullanılabileceği bildirilm iştir (73), fakat tohumlama uterus içine bir hipodermi c iğne ile sperma depolamak suretiyle gerçekleştirilmiştir. Bu uygulama ile 4-6 gün süreyle % 75 fertil yumurta elde edilmiş, herhangi bir ölüme rastlanılmamış ve yumurta verimi etkilenme miştir. Marks ve Lepore (46) uyguladıkları basit bir intravagi nal suni tohumlama tekniği ile dişi bıldırcınların % 83’ünden fertil yumurta elde etmişler, 1 hafta süreyle topladıkları yumurtala rın % 56’sının (% 45-73) fertil olduğunu belirlemişlerdir. Yumurta verimi ve mortalite de olumsuz etkisini görmemişlerdir.

13. HASTALIKL AR 
Hastalıklara karşı, tavuk ve diğer kanatlılara nazaran daha dayanıklıdırlar, ancak Japon bıldırcınlarının kanatlıları etkileyen birçok hastalığa duyarlı oldukları bildirilm iştir. Edgar ve ark. (19) bıldırcınların, kanatlı çiçeği, Newcastle, enfeksiyöz bronşit, birkaç Salmonell a türü, Pasteurel la multocida, patojenik bir E. coli suşu, Aspergill us fumigatus, Trichomon as türleri ve Histomona s meleagrid is’e duyarlı olduklarını ifade etmektedi rler.

Tavuk koksidiyo zunun bilinen dokuz türünden sekizine ve hindi koksidiyo zunun üçüne duyarlı değildir. 

Capillari a obsignata ve Heterakis gallinae arasıra görülür fakat Ascaridia galli bıldırcınlarda olgunlaşamaz. Bazı araştırıcılar (38, 41) Japon bıldırcınlarını Heterakis gallinaru m ve Histomona s meleagrid is ile enfekte etmişler fakat parazitle r gelişememiştir.

Hill ve Raymond (26) IAE virusu inokule edilen civcivler le birlikte tutulan bıldırcınlarda avian ensefalom iyelitis vakası bildirmişlerdir. Rauscher ve ark. (56) bıldırcın embriyosu nda, Influenza A, B, C ve D, Kabakulak, Newcastle, Enfeksiyöz bronşit, Laringotr akeit, Kanatlı çiçeği, Vaksinya, Veziküler stomatit ve Rous sarcoma viruslarının gelişebildiğini tespit etmişlerdir.

Hastalıklardan korunmak amacıyla tavuk civcivler i için gerekli olan temizlik ve bakım şartlarına bıldırcınlar için de uyulmalıdır.

Kaynak: veteriner.selcuk.edu.tr


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Kesme Çiçek Yetiştiriciliği ve Sektörü - Ticari Pazar Payı(5390)

Defne Yaprağı ve Defne Yetiştiriciliği(5376)

Erik Yetiştiriciliği Hakkında(5370)

Gül Yetiştiriciliği(5364)

Mısır Yetiştiriciliği Hakkında(5360)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!