Aktif Yaşlanma Hakkında Bilgi
Aktif Yaşlanma ve 2012 Yılı Raporu Bilgi Notu
Aktif yaşlanma dünya sağlık örgütü (dsö) tarafından 1990'lı yıllarda dünyanın gündemine sokulmuş olan bir kavramdır. Aktif yaşlanma süreci yaşlıların günlük yaşamlarında sosyal, ekonomik, kültürel aktivitelere katılımlarını esas alır. Ayrıca; AB'nin Avrupa istihdam stratejisi, Avrupa sosyal fonu, Progress programı, Grundtvig programı ve bilgi toplumunda iyi yaşlanmak gibi girişimlerle desteklediği, daha doğrusu desteklemeye mecbur olduğu olgudur. 2012 yılından itibaren 60 yaş üstü nüfusun her yıl 2 milyon seviyesinde artmasının beklenmesi ve 2060 yılında, 65 yaş üzeri her bir bireye karşılık çalışma çağında 2 kişinin bulunacağının tahmin edilmesi, AB'nin planlar dahilinde ilerlemesini gerektirmektedir.
Dünya Hızlı Bir Şekilde Yaşlanıyor
Birleşmiş Milletler Yaşlılık Uluslararası Eylem Planı 2002 yılı Nisan ayında Madrid’de onaylandı. Aynı yıl Eylül ayında ise AB ülkeleri Berlin’de toplanarak MIPAA’nın Avrupa Bölgesel Uygulama Planı’nı hazırlayıp onayladı. Bu Eylem Planı ile AB ülkeleri, yaşlı nüfusun gereksinim ve haklarını ekonomik ve sosyal politikalarına entegre etme kararı aldı. Böylece aktif yaşlanmayı sağlamak için gerekli tüm önlemleri alarak ‘her yaş için toplum’ anlayışını benimseme yükümlülüğü kabul edilmiş oldu. Eylem Planı’nın 10’uncu yıldönümü çerçevesinde 2012’nin, Avrupa Aktif Yaşlanma ve Nesiller Arası Dayanışma Yılı (EY2012) olarak ilan edilmesine karar verildi ve geçtiğimiz Haziran ayında Avrupa Parlamentosu tarafından da onaylanarak uygulamaya girdi.
Yaşlı nüfus, Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyada artıyor. Bu konuda hazırlanan politikalar ise aynı hızla ilerlemiyor. AB genelinde 2012 yılından itibaren çalışan nüfusun azalacağı, 60 yaş üzeri grubun her sene iki milyon artarak genişleyeceği bekleniyor. Bu nüfusun büyük bir bölümünün de zorunlu emeklilik yaşının ötesine geçerek çalışmaya devam etme talebinin olacağı öngörülüyor. EY2012, yaşlı olarak nitelendirilen grubun, emek piyasasında istediği süre çalışmaya devam etmesini sağlayacak yeni ve yaratıcı yaklaşım ve kurumların oluşturulması açısından önemli bir fırsat olacak.
Yaşlı Nüfus Sırtta Kambur mu?
Yaşlı nüfus yüzyılın neredeyse en büyük meydan okumalarından biri. Tüm ülkelerde yaşlılar sorun olarak görülüyor. İstihdamda yaş dağılımı, sosyal güvenlik sistemlerinin sürekliliği, sağlık ve uzun vadeli bakım hizmetleri sistemine maliyeti gibi nedenlerle genelde sırtta kambur olarak algılanıyor, dışlanıyor, yalnızlaştırılıyorlar. Bakacak aileleri, çocukları, akrabaları varsa onlara terk ediliyorlar. Bu durumda da diğerlerine ‘bağımlı’ oluyor ve ömürlerinin son aşamalarını büyük sıkıntılar içinde geçiriyorlar. Bakım hizmetlerinin yetersizliği veya kalitesizliği nedeniyle yaşlı bakım evlerine gidenlerin yaşamları da son derece dramatik örneklere sahne oluyor.
Halen aktif, üretken ve dinamik oldukları dönemlerinde haksız bir şekilde problem grup olarak algılanmaları, yaşlananların sunduğu geniş tecrübenin ve gönüllülük esasında topluma yaptıkları önemli katkının göz ardı edilmesine neden oluyor. Oysa bu emeğin görünür hale getirilmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor.
Yaşlı nüfusun topluma katılımı ve çalışması önündeki engellerin kaldırılması, insan hakları açısından da son derece önemli ve acil bir konu.
2012 Yılı Avrupa Aktif Yaşlanma ve Nesillerarası Dayanışma Yılı Hakkında Bilgi Notu
Aktif yaşlanma, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1990’ların sonlarına doğru geliştirilen bir kavramdır. Dünya Sağlık Örgütü, aktif yaşlanmayı, insanların yaşlandıkça hayat kalitelerini iyileştirmek amacıyla bu kişilere yönelik sağlık, katılım ve güvenlik konusundaki fırsatların en üst düzeye çıkarılması süreci olarak tanımlamaktadır.
Bu durum, insanlara yardıma ihtiyaç duyduklarında yeterli koruma, güvenlik ve bakım hizmetleri sunarken, hayatlarını refah içerisinde sürdürmek için kendi potansiyellerini gerçekleştirme ve kendi ihtiyaç, istek ve yapabilirlikleri doğrultusunda topluma katılabilme olanağı tanımaktadır. Aktif yaşlanma kavramı, yaşlı insanların çalışmaya devam edebilmeleri, sağlıklı kalmaları, topluma katkıda bulunmaya devam etmeleri için daha fazla fırsatın sunulmasını içermektedir. Aktif yaşlanma, bireylere ileriki yaşlarında sosyal güvenlik, sağlık ve toplumsal hayata katılım açısından fırsatlar sunarak yaşam kalitelerini ideal seviyelere çekmeyi hedefleyen bir sistem olarak
değerlendirilmektedir. Bu noktada aktif olma kavramı, yalnızca fiziki anlamda aktif olma ve işgücüne katılma durumunu değil, sosyal ve kültürel katılımı da içermek suretiyle daha geniş bir anlamı ifade etmektedir.
|