Pinara Antik Kenti ve Kaya Mezarları
Fethiye yakınlarındaki Likya antik kenti.
Fethiye'ye 45 km. mesafede Minare Köyü yakınında bulunmaktadır. Likya dilinde Pinale veya Pinara "yuvarlak" anlamına gelmektedir.

Truva Savaşı'nda Truvalıların müttefikleri arasında yer aldığı İlyada'da belirtilen Pandarus anısına Pinara'da bir kült geleneği yerleşmişti. Bu da Pandarus'un Pinara'nın yerlisi olduğu sonucuna varılmasına neden oluştur. Ayrıca, mitolojiye göre Xanthos'un nüfusu çok artınca yaşlılardan bir grup kentten ayrılarak Kragos Dağı'nın (Babadağ) eteklerinde yuvarlak bir tepe üzerinde Pinara kentini kurmuşlardır.
Antik yazar Stephanus, Byzantion Menekrotes’ten alıntı yaparak “Xanthos’un nüfusu çok artınca yaşlılardan bir gurup Kragos Dağı’nın yüksek olan tepesinde bir kent kurup adına da yuvarlak anlamına gelen PINARA ismini verdiler.” Diyerek kentin kuruluşunu anlatmaktadır. Kentin erken döneme ait kalıntıların bulunduğu yukarı akropolün gerçekten yuvarlak bir şekilde olması bu mitolojiye gerçeklik payı kazandırmaktadır. Kentin ismi Likçe kitabelerde Pinale olarak okunmaktadır. Günümüzde ise antik kentin yakınında bulunan köyün ismi Pınara’yı çağrıştırır.

Strabon, Artemidoros’dan alıntı yaparak, Likya Birliği Meclisinde üç oy hakkına sahip altı kentten birinin Pınara olduğunu bildirmektedir. Pınara Antik Kenti, hamam, tiyatro, agora, odeon, kaya mezarları, yukarı akropol ve aşağı akropol’den oluşmaktadır. Antik kente yaklaşıldığında yukarı akropolün sarp olan doğu yamacında kayaya oyulmuş yüzlerce kaya mezarı dikkati çeker. Yukarı akropol kısa sürede yetersiz kalınca ulaşımın daha kolay sağlandığı aşağı akropol yerleşime açılmıştır. “Aşağı Akropol”de ise odeon, agora, tapınak gibi yapılar ve pilyeli mezarlar yer almaktadır. Kaya mezarlarının büyük çoğunluğunun konut biçiminde olması bizlere Likya Sivil Mimarisi hakkında fikirler sunmaktadır. Aşağı Akropol’ün yamaçları geçit vermeyecek şekilde dik olmasına karşın gerek terasın oluşturulması, gerekse tahkimat açısından sur duvarı ile desteklenmiştir. Surun güneyindeki kapıdan geçerek kenti dolaştığımızda arkasını yamaca dayamış Odeon ve önündeki düz alanda agora, kentin odağını oluşturmaktadır. Aşağı Akropol’ün alt kesimindeki su kaynağı çevresinde kentin antik çağda geçirdiği depremler ile büyük oranda tahrip olmuş pilyeli mezarlar ve kayalara oyulmuş pek çok mezar dikkati çeker.

|